Amerikan silahları emperyalizme doğrulur mu?

Kamil Tekerek yazdı: Amerikan silahları emperyalizme doğrulur mu?

Kürt sorunu üzerinden son dönemde yapılan tartışmalar birden fazla yön taşımakla birlikte meselenin ana hattını doğru okumakta fayda var.

ABD’nin YPG’yi ağır silahlarla donatacağını dünya aleme duyurması buradaki ana hattın en önemli bileşenlerinden birini oluşturuyor. Diğer bileşenleri ise kısaca ifade etmek gerekiyor.

Günümüzde, 2003 Irak işgali ile başlayan Ortadoğu’daki emperyalist müdahaleler zincirinin yeni bir halkasına geçilmektedir.

2003’ün devamında, 2011 itibariyle emperyalizm, Suriye’nin istikrarsızlaştırılması ve Suriye’deki meşru iktidarın cihatçı çeteler aracılığı ile yıkılarak yerine yeni bir rejim kurulmasına odaklanmış idi.

Tam da bu sistematik müdahalenin sonucu ya da ara geçiş unsuru olarak ortaya çıkan IŞİD, genel olarak emperyalizm, özelde ise ABD’nin Ortadoğu hülyalarının en önemli enstrümanı olarak devreye girdi. “IŞİD’e karşı mücadele” gerek emperyalizmin bölge politikalarının şekillenmesinin, gerekse mezhep savaşlarına perde çekilmesinin bir aracı olarak devreye sokuldu.

Konumuzun özüne gelirsek, bu saydığımız parametreler bölgede Kürt sorununa verilecek biçim ve emperyalizmin bu meseleye dair daha büyük bir inisiyatif alabilmesi için bir fırsata dönüştü. ABD de bu fırsatı iyi değerlendirdi.

Kısaca özetlediğimiz bu başlıkların hemen sonrasında ise YPG’nin ABD tarafından silahlandırılmasının neye hizmet ettiğini sormak durumundayız.

Kürt siyasi hareketinin tüm kanatlarının son iki yıllık siyasi yaklaşımlarının merkezinde Kürtlere statü talebinden, devletleşme dinamiklerine kadar geniş bir yelpazenin yer tuttuğu artık somut hale gelmiştir. Bu noktada Kürt ulusalcılığı, Barzani’nin emperyalizm ile işbirliği içerisinde kurmak için adımlarını hızlandırdığı ulus devlet ve Suriye’deki savaşın boşluklarına doğan PYD’nin kanton modeli arasındaki çelişki üzerinden büyük bir kriz yaşamıştır. Kriz çeşitli şekillerde yaşanmaya devam etmektedir.

Krizin emperyalizm lehine çözülmesi içinse iki faktörün son birkaç ay içerisinde devreye sokulduğunu burada ifade etmek durumundayız. Bu faktörlerden birincisi, Barzani’nin Kuzey Irak’ta, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Goran hareketi ile birlikte ete kemiğe büründürmeye başladığı referandum hamlesi ve devletleşme adımına emperyalizmin çeşitli düzeylerde verdiği onay. İkincisi ise, YPG’nin Rakka operasyonu için doğrudan ABD tarafından silahlandırılması.

Bu aşamada açık olan şey, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’ye daha fazla yerleşen emperyalizmin Kürt sorunu üzerinde doğrudan belirleyici hale geldiğidir.

Devamında ise Kürt siyasi hareketinin “IŞİD’e karşı mücadeleyi” birinci sıraya alırken anti-emperyalist mücadeleyi tamamen gündemden düşürmesi ile birlikte Suriye’deki meşru iktidar ile aynı cephede buluşmamasının, önümüzdeki dönem Kürt emekçi ve yoksulları için pek parlak bir gelecek vaat etmediğinin altını çizmek gerekli.

Bu kadar silahlandırıldıktan ve böylesi bir bağımlılık ilişkisi tesis edilmeye başladıktan sonra, Kürt siyasi hareketinin emperyalizme karşı cepheden bir karşı koyuş göstermesi ise gündemden artık düşmeye başlamıştır.

ABD ile yapılan askeri işbirliğinin geçici olduğunu ve bunun siyasi bir zemine taşındığı zaman işlerin değişeceğini ve Kürtlerin özgürleşeceğini savunanlar ise tarih dışına düştüklerini farkına varmalılar.

Özellikle Ortadoğu’da bir Amerikan barışının olasılıklarının arttığı bir dönemde başlıktaki sorumuzu tekrar sormakta fayda var:

Amerikan silahları emperyalizme doğrulabilir mi?

Bunun çok mümkün olmadığını bugün açık bir şekilde ifade etmek gerekiyor.