AKP'den "milli mutabakat hükümeti" açıklaması

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Anadolu Ajansı Editör Masası'nda gündeme dair konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AKP'den

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Anadolu Ajansı Editör Masası’nda gündeme dair konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kurtulmuş, başkanlık teklifi için Meclis’te partisiyle ittifak yapan MHP’nin referandum kampanyasında da ortak davranabileceği iddialarına ilişkin, “AK Parti ve MHP’nin ortak bir referandum kampanyası yürütmesi söz konusu değildir.” diye konuştu.

Kurtulmuş, “milli mutabakat hükümeti” tartışmalarıyla ilgili de, “Bunlar konuşuluyor ama böyle bir şey yok” dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş’un konuşmasının satırbaşları şöyle:

Referandum kampanyası

AK Parti kampanya süreci ile ilgili çalışmalara başladı. Büyük ihtimalle bunun rejim değişikliği değil, sistem değişikliği olduğu, büyüyen bir Türkiye olduğu ana fikri üzerine oturtulan bir kampanya yürüteceğiz.

MHP ile ortaklık

İki farklı partinin bir anayasa değişiklik paketine ‘evet’ oyu vermesiyle bir müştereklik söz konusudur. Ama her iki parti de kendi öncelikleri bakımından bir referandum kampanyası yürütecektir. AK Parti ve MHP’nin ortak bir referandum kampanyası yürütmesi söz konusu değildir. MHP, kendisince önemli gördükleri noktaları anlatacak, biz de AK Parti olarak kendi önceliklerimiz etrafından bir kampanya yürüteceğiz. Her ikisi de evet kampanyası olacak.

“Milli mutabakat” hükümeti

Bunlar kulislerde konululuyor olabilir ama böyle bir şey yok. 2019 yılına kadar 65’inci hükümeti devam eder, milli mutabakat hükümetine ihtiyaç yok.

Erdoğan’ın AKP ile ilişkisi

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş 2019’daki seçimle birlikte olacak. Başbakanlık sistemi 2019’a kadar devam edecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın partileriyle irtibatı devam etmiş olması imkanlardan birisidir. O hemen devreye girer. Arzu ederse partinin genel başkanı da olabilir.

Başkanlık sistemi

Şu andaki mevcut mekanizma, 1961 Anayasası ve 1982 Anayasası, Cumhurbaşkanlığına mevcut oligarşik sistemine emniyet sübabı olarak planlanmıştı. Sistemi elinde bulundaran bir takım güçler sistemi yönlendiriyordu. Cumhurbaşkanlığının her seçimi kriz olmuştur. Orası önemli bir yerdi, milletten ayrı, devleti koruyacak bir mekanizma olarak görüldüğü için birilerinin seçtiği adamlar getirildi. 367 krizi neden ortaya çıktı, bürokratik oligarşi milletin istediği cumhurbaşkanını istemiyor, o yüzden bu kriz çıktı. Cumhurbaşkanlığı sistemini eleştirenler, geçmişi gözden geçirsinler. 367 baskısı olmasaydı, Cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor olmayacaktı. 1982 Anayasası’nda Cumhurbaşkanı’nın olağanüstü yetkileri var ama sorumluluğu yok. Başbakan’ın olağanüstü yetkileri ve sorumluluğu var. Bu çelişkiyi gidermek gerekti. Geçmiş dönemde Cumhurbaşkanları ile Başbakanlar arasında ciddi tartışmalar oldu. Eski sistemde bile Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir takım çatışmalar kaçınılmazdı, bunları ortadan kaldırıyoruz. Bunlar Türkiye’ye zaman kaybettirmiş tartışmalardır.

Siyasi suikast söylentileri

Bu yeni bir süreç. Türkiye 2015’in temmuz ayından bu yana artarak bir terör saldırısıyla karşı karşıya. Terör saldırıları DEAŞ, FETÖ ve PKK’dan geliyor. Türkiye ağır bir terör tehdidiyle boğuşuyor. Çok başarılı bir terörle mücadele ortaya konuluyor. Bu örgütlerin hepsi işbirliği yaparak, Türkiye’yi her türlü terör saldırısıyla karşı karşıya bırakabilirler. Suikastlar, canlı bombalar devam edebilir. Arkasındaki güçlerle Türkiye’nin güçlü bir şekilde yoluna devam etmesini engellemek istiyorlar. Her türlü tedbirlerimizi alıyoruz, referandumda evet oyundan sonra bu terör örgütlerinin hiçbir sesi çıkmayacak hale gelirler. Çok titiz çalışmalar yürütülüyor. Bu terör örgütlerinin referandumdan sonra sesleri solukları iyice kısılacaktır.