AKP kurucusu, siyasal İslâm'ın türban çelişkisini açık etti: Başörtüsü yorgunluğu yaşıyoruz

Ayşe Böhürler bugünkü yazısında İslamcıların türban üzerinden yaşadıkları çelişkiyi açık etti.

AKP kurucusu, siyasal İslâm'ın türban çelişkisini açık etti: Başörtüsü yorgunluğu yaşıyoruz

AKP’nin kurucu üylerinden Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler bugünkü yazısında “Yeni nesillerde bir başörtüsü yorgunluğu” olduğunu yazdı.

Türbanın kamuda kullanımının önünün açılması ile birlikte kendilerine göre ‘meselenin özünün’ kaçırıldığından dem vuran Böhürler, artık durumun “Göstermelik ve içeriksiz ya da post-truth” bir özellik kazandığına vurgu yaptı.

Yazısında İranlı İslâmcı sosyolog Ali Şeriati’ye atıfta bulunan Böhürler, “Ali Şeriati İslam’ı bugünün insanı ile birlikte değerlendiren bakış açısı ne yazık ki sonraki kuşaklarda aynı ivmeyle süremedi” ifadelerini kullanırken, Türkiye’de İslâmcıların yaşadığı çelişkilerden birini açık bir şekilde ortaya koymuş oldu.

İşte Böhürler’in yazısının ilgili bölümü:

Benim kuşağım kadınlarının İslam’a bakışlarını etkileyen ve değiştirenlerden birisi sosyolog Ali Şeriati olmuştur. Şeriati’nin “dünün kadını, bugünün kadını, ve yarının kadını” başlığı altında kadın meselesini tartışmaya açması, dönemin ruhuna da uygun olarak Müslüman kadınların zihin dünyalarını değiştirmiş ve etkilemişti. Bu değişim onları toplum meselelerinin içinde öne çıkan, sorumluluk alan bir konuma ittiği gibi dine ve dini sembollere yükledikleri anlamları, İslam’a bakışlarını da değiştirmişti. Ali Şeriati İslam’ı bugünün insanı ile birlikte değerlendiren bakış açısı ne yazık ki sonraki kuşaklarda aynı ivmeyle süremedi. Ali Şeriati bahsini açmamın sebebi İslam dünyasında olduğu gibi Türkiye’de de İslami kesimde kadın meselesinde klasik muhafazakarlığa dönüldüğünü görmemdir. Bu kesimde kadın haklarına bakış eski dinamizmini kaybettiği gibi geleneksel din anlayışı ön plana çıkmaya başladı. Başörtüsünün kamusal alanda serbest hale gelmesiyle toplumsal sorunların tamamının çözüldüğüne ilişkin bir algı da oluşmuş durumda. Zamanın ruhunu da elbette dikkate alıyorum. Göstermelik ve içeriksiz ya da post-truth!

Başörtüsü örtmenin ruhunu taşımayan yeni bir profil ve kimlik çerçevesinde yeni nesillerde bir başörtüsü yorgunluğu dikkatimi çekiyor… Başörtülü olmaya yüklenen anlam; toplumsal duyarlılık, dini hassasiyet gibi birçok manadan sıyrılıp icap haline geliveriyor…