Ahmet Şık savunmasını böyle bitirdi: Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!

Cumhuriyet gazetesi yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki davada bugün Ahmet Şık'ın savunması alındı.

Ahmet Şık savunmasını böyle bitirdi:  Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!

Cumhuriyet gazetesi yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki dava, gözaltılardan 9 ay, iddianamenin hazırlanmasından 3 ay sonra önceki gün başladı. Davanın 3’üncü duruşması bugün görülmeye devam ediliyor.

Davanın 3’üncü günü Cumhuriyet Hakan Kara ve Cumhuriyet Kitap Eki Yönetmeni Turhan Günay’ın savunmasının alındığı davada son olarak Ahmet Şık’ın savunmasına geçildi.

Şık savunmasında şu ifadeleri kullandı:

Kanalizasyon patladı

Söyleyecek fazla şeyim yok ama size aradığınız örgütün yol haritasını çıkartacağım. Yeni Türkiye denen garabeti inşa eden iki güç ayrıştı, adına iktidar denen kanalizasyon patladı. Medya köşelerinden yapılan tehditler yaşanacakların işaretiydi. Ortalığı pislik götürdü, götürüyor.

Erdoğan ağzından kaçırdı

Devletin sahibinin kim olacağına ilişkin kavgaya tutuştular. Bu kavga, darbe girişimine kadar uzandı. Hakikati dile getirenlerin seslerinin kısılmaya çalışıldığı günlerden geçiyoruz. OHAL ile temel haklar askıya alındı. RTE ‘Bu darbe allahın bize bir lütfudur’ dedi. Ağzından kaçırdı. Şimdi bu lütfu yaşıyoruz. Nuriye ve Semih kardeşime dahi yanıt hapishane oldu. Yargı bağımsızlığı ortadan kaldırıldı. HDP genel başkanları esir edildi. 10 binlerce insan darbecilik-FETÖ’cülük suçlamasıyla gözaltına alındı. 50 binden fazlası tutuklandı. İşkencelerden geçirilenler oldu. KHK’larla liyakatin değil biatin esas alındığı AKP kadroları oluşturma yoluna gidildi Kamu’da.

(Mahkeme başkanının “Savunmaya bağlı kal Ahmet Şık, köşe yazısı yazmanı istemiyoruz” demesi üzerine) Savunmamın tamamını dinlerseniz anlayacaksınız.

Uykusunda konuşsa canlı yayın yapılıyor

Erdoğan uykusunda konuşsa canlı yayın yapmak zorunda olan televizyon kanallarında, iktidar komiserleri olmadan siyasal program yapmak yasak.15 Temmuzda darbe engellendi ama cunta iktidar oldu. Medyanın tamamını iktidar borazanı haline çevirenler korkacağımızı, susacağımızı sanıyor anlatmaya devam edeceğiz.

Erdoğan ve AKP sorumludur

FETÖ’nün idealize ettiği model 15 Temmuz sonrası başarılı oldu. Tam da bu nedenle FETÖ ne istediyse AKP vermiştir. Şimdi o dönemin suç ve günahlarının tüm yükünü Gülen Cemaati’nin sırtına yükleyerek kendi rollerini ve suçlarını gizlemeye çalışıyorlar. Cemaatin tehlikeli hale gelecek güce erişmesinin en büyük sorumlusu, “Ne istedilerse veren” Erdoğan ve AKP’dir. Dolayısıyla Erdoğan ve AKP 15 Temmuz kalkışmasının da sorumluları arasındadırlar. Mehmet Dişli ve Partigöç’ün hazırladığı teklifi AKP’liler olduğu gibi kabul ederek kanunlaştırdılar. 2012 Mayıs’ında yapılan yasal değişiklikle, askeri personelin 15 yıllık mecburi hizmet süresi 10 yıla indirildi.

Gül ve Arınç itiraf etti

Gülen ile mücadeleye odaklı MGK kararını hiç uygulamadıklarını Erdoğan, Gül ve Arınç itiraf ettiler. “Kandırıldık” diyorlar, hayır kandırılmadınız. Bizi kandırmaya çalıştınız. Şimdi de Cumhuriyet’ten FETÖ çıkarmaya çalışıyorsunuz.

Bekir Bozdağ yargıdaki FETÖ’nün baş sorumlusu

Bekir Bozdağ, yargıdaki FETÖ yapılanmasının baş sorumlusudur; atadığı hâkim – savcıların yüzde 34’ü atıldı. Biz FETÖ sebebiyle hapsedilmişken Bekir Bozdağ geçen haftaya kadar Adalet Bakanı’ydı. Kendi atamalarının ihraçlarını yönetiyordu. 23 yılda göreve başlayan yargı mensupları arasında FETÖ sebebiyle ihraç edilenlerin oranı yüzde 16. AKP döneminde ise yüzde 35.

Bu abluka dağıtılacak

(Mahkeme Başkanının “Gazetecilik sınırsız özgürlük müdür?” sorusu üzerine) Sınır gazetecinin hakikatle ilişkisi ve kamu yararıdır. Bizlere yönelik bu operasyon düşünce özgürlüğüne yönelik bir oprasyondan başka bir şey değildir. Kimsenin kuşkusu olmasın, tüm kişi ve kurumlarıyla organize kötülük örgütünün bu ablukası da dağıtılacak. Hakikati boğmak isteyenlere inat gazetecilik yapmaya devam edenler var.

O örgüt Türkiye’yi yönetiyor

Cumhuriyet gazetesinde aradığınız “Örgüt”, şu anda Türkiye’yi yönetiyor. Bu siyasi operasyonun kılıfını hazırlayan metnin başında “iddianame” yazması, çöpe eşdeğer bu utanç vesikasını hukuki kılmıyor. Her siyasal iktidarın ve her dönemin yargısının kötüsü – suçlusu olmayı başardım. Kızıma bırakacağım bu mirastan gurur duyuyorum. Bu kirli düzen, suç hanedanlığı hep sürecek sananlar yanılıyorlar. Dün gazeteciydim. Bugün gazeteciyim. Yarın da gazetecilik yapmaya devam edeceğim. Taşlarını kendi döşedikleri cehennemlerine vardıklarında, akılları kör eden kibirden eser kalmaz.

Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!