Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman’dan savaş fetvası

Erdoğan'ın kişisel fetvacısı Hayrettin Karaman savaş fetvasını verdi.

Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman’dan savaş fetvası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fetvacısı Hayrettin Karaman savaş fetvasını verdi. Yeni Şafak yazarı Erdoğan’ın kişisel fetvacısı Hayrettin Karaman bugünkü köşe yazısında Kur’an’dan ayetlerle hangi durumlarda savaşılabileceğini yazdı. AKP’nin cihatçıların kaybetmeye başladıktan sonra Suriye’yi bombalamasıyla savaş ihtimalleri konuşulurken, savaşı meşrulaştırma yolları aradı.  Rusya’nın Suriye’de cihatçı teröre yaptığı operasyonların ardından Esad’ın güç kazandığını belirten Karaman, ‘Türkiye’nin seyirci kalması mümkün değildir’ ifadelerini kullandı.

Karaman, savaş fetvası niteliğindeki yazısında şunları yazdı:

Savaşla ilgili âyetlere bakıldığında İslâm’ın, ancak zulmü, din yüzünden baskıyı ve haksız saldırıyı ortadan kaldırmak için buna izin verdiği görülmektedir. Bu âyetlerden burada gördüğümüz ikisi, savaşın iki önemli amacını ortaya koymaktadır: a) Allah rızâsını elde etmek, b) Zulmü engelleyip adaleti sağlamak.

“Allah rızâsı” da fayda bakımından kullara dönmektedir. Allah Teâlâ’nın hiçbir şeye ihtiyacı bulunmadığından, O’nun rızâsı için savaşmak, kullarının yararı, din ve vicdan hürriyetinin temini için savaşmaktır. Allah mutlak âdil olduğu ve zerre kadar zulme razı olmadığından “Allah rızâsı için savaşmak” adalet, hukuk ve hakkaniyet uğrunda savaşmaktır. Allah’a ve hak dine inanmayanların da bir tanrıları, baş eğdikleri, itaat ettikleri –maddî, mânevî– bir önderleri olacaktır. Bu önderler Kur’an’a göre tâguttur, şeytanlardır. Bunlara tâbi olanların savaş amaçları ise hukuk ve adaletin gerçekleşmesi değil, egoizmin tatminidir, zulüm, baskı ve sömürüdür.

Türkiye savaş istemiyor, Rus uçağı düşürüldüğü günden beri çok kere aşağıdan alarak iki ülke arasındaki ilişkiyi normalleştirmeye gayret ediyor, ama karşı taraf belki de kendinin tertip ettiği bu olayı bahane ederek Suriye’de yürüttüğü vekâlet savaşını genişletiyor, zulmü katmerleştiriyor, ülkemizin güvenliğini tehdit ediyor, zalim Suriye yönetimini diriltmek ve bu ülkeyi yalnızca zalimlerin yaşadığı bir ülkeye çevirmek için öz halkını göçe zorluyor… Bütün bunlar olurken Türkiye’nin seyirci kalması mümkün değildir.