Yeni nesiller çok mu önemli, hodri meydan o halde!

Hande Durna, yeni nesil tartışmasında hodri meydan diyor.

İlk bakışta “Bu ne yaman çelişki” diye düşündürüyor. Ya da “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” da denebilir. “Olamaz mı kardeşim, karı koca bir konuda farklı düşünüyor olamaz mı, niye çelişki olsun?” diye yorum da yapılabilir. Olayın aslı ise pek böyle değil.  Ortada ne bir çelişki var, ne perhize uymayan bir lahana turşusu, ne de karı koca fikir ayrılığı.

Dün Tayyip Erdoğan ve Emine Erdoğan çiftinin ayrı yerlerde yaptıkları konuşmalardan bahsediyorum. Emine Erdoğan, İstanbul Ticaret Odası’nın bir etkinliğinde yaptığı konuşmada “kadın-erkek fırsat eşitliği bilincini yaygınlaştırmalıyız” dediği konuşmasının detaylarında bu alandaki başarının örneği olarak kadın istihdamındaki artışı gündeme getirdi. Doğum izinlerinde yapılan düzenlemelerden de bahseden Emine Erdoğan, daha da ileri gidip kadın emeğinin sömürülmemesi gerektiğine vurgu yaptı. Tayyip Erdoğan ise TÜRGEV Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada “Zürriyetimizi artıracağız, neslimizi çoğaltacağız. Nüfus planlamasıymış, doğum kontrolüymüş, hiçbir Müslüman aile böyle bir anlayış içinde olamaz. Bir önceki görev annelerindir.” dedi.

AKP iktidarı’nın “Yeni Türkiye”si, kadınları eve kapatarak “muhafaza” etmeye çalışan bir modeli değil, toplumsal alanın tümünü “muhafazakar”laştırarak kadınları da bu toplumsallığın bir parçası haline getirecek bir modeli hayata geçirmek istiyor. Bu nedenle “AKP kadınları eve kapatmak istiyor.” söyleminin ayakları yere basmayan bir ezber olduğunu tekrar arada belirtelim ve geçelim. Bahsettiğimiz model sadece siyasal, ideolojik yapı taşları üzerinden değil, ekonomik olarak da ve belki de en çok bu alanda hayata geçirilmeye çalışılıyor. Emine Erdoğan’ın kadın istihdamının, kadın girişimcilerin sayısının artması hedefini buradan okumak lazım. Öte yandan doğum izinleri, kıdem hakkı vs başlıklarında söylediklerinin ise gerçek hayatta nasıl karşılık bulacağını kestirmeye çalışmadan kadın hakları açısından kazanım olarak değerlendirme kolaycılığına da düşmemek gerekiyor. Bugün pek çok sektörde işe alımlarda kadın erkek ayrımcılığı yapıldığını, bunun da temelinde kadının doğurma potansiyelinin önemli bir yer tuttuğunu ya da bunun bahane olarak kullanıldığını çok iyi biliyoruz. Kadının asli görevinin annelik olduğunu zikreden bir anlayışın yanında kadının doğurganlığını bahane edip, düşük ücretli, güvencesiz ve kayıtdışı işçileri kadınlar arasında seçmeyi tercih eden pek çok sektör de var. Burada Emine Erdoğan’ın “kadın-erkek fırsat eşitliği” söyleminin, gerçek hayatta nasıl bir karikatüre dönüştüğünü görüyoruz.

Öte yandan doğum kontrolünü bir tür cinayet ile özdeşleştiren bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzu çok net olarak ortaya koymak gerekiyor. Çocuk bakımında herhangi bir kamusal sorumluluk tanımlamayan bir devlet anlayışında bu görevin tamamen annelerin üzerine yıkıldığı bir toplumsal sistemde yaşıyoruz. Yeni nesillerin, “zürriyet”in yere göğe sığdırılamadığı nutukların karşılğı olarak sadece annelerden sorumluluk beklenen yaklaşımın gündeme geldiği anda tam da “Bu ne yaman çelişki?” demek gerekiyor.

Hodri meydan o halde; madem yeni nesiller çok önemli, e bir de madem kadın istihdamı çok önemli, sayı hesabı yapılmaksızın bütün iş yerlerinde okul öncesi çocukların bakımının yapılacağı kreşler açılsın.

Hodri meydan o halde; madem yeni nesiller çok önemli, temel eğitim bu ülkedeki bütün çocuklar için eşit ve parasız olsun, özel okullar kapatılsın.

Hodri meydan o halde, madem yeni nesiller çok önemli, bütün çocuklar için bütün sağlık hizmetleri ücretsiz olsun.

Hodri meydan o halde, madem yeni nesiller çok önemli, çocuk işçilik yasaklansın, çalışmak zorunda kalan çocukların bakım masrafları devlet tarafından karşılansın, bütün çocuklar için insanca barınma hakkı sağlansın.

Hodri meydan o halde, madem yeni nesiller çok önemli, tecavüzcüler en ağır cezalar ile yargılansın, bu suçlara yataklık eden kurumlar kapatılsın.

Hodri meydan o halde, madem yeni nesiller çok önemli, bu nesilleri sağlıklı bir şekilde yetiştirmek isteyen insanların doğum kontrolünü “örf ve adetlerimize uygun değil” olarak yaftalamasına neden olacak açıklamalar yapmaktan, fetvalar vermekten vazgeçilsin.

Uzun lafın kısası, lafla peynir gemisi yürümüyor. Madem kadın istihdamı önemli, madem yeni nesiller önemli, o zaman gerekleri yerine getirilsin.

Ama niyet “dostlar alışverişte görsün” diye bir çift kelam etmek ise istemez kalsın, karnımız nutuklara, boş sözlere tahmin edemeyeceğiniz kadar tok!