Yalçın Akdoğan: Türkiye'nin ulusal güvenliği de hudut kapısından başlamaz

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Türkiye'nin Suriye politikasına ilişkin uluslararası haber ajansı AFP'ye açıklamalarda bulundu.

Yalçın Akdoğan: Türkiye'nin ulusal güvenliği de hudut kapısından başlamaz

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Türkiye’nin Suriye politikasına ilişkin uluslararası haber ajansı AFP’ye açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, AFP muhabiri Fulya Özerkan’a verdiği röportajda, “Türkiye daha kapsamlı bir şekilde, sadece DAEŞ meselesi değil, Esed rejimi ve tüm aktörleri de içine alacak şekilde, sonuç alıcı bir adım atılması gerektiğini düşünüyor. Ama burada Türkiye tek taraflı olarak böyle bir harekata girişecek değil. Türkiye maceraya atılacak bir ülke de değil. Savaş meraklısı bir ülke de değil.” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin savaş meraklısı olmadığını ancak ulusal güvenliğini korumak durumunda olduğunu söyleyen Akdoğan, “Türkiye’nin ulusal güvenliği de hudut kapısından başlamaz.” derken AKP’nin Irak’ta Musul ve Suriye’de Halep bölgelerine ilişkin attığı adımların arkasındaki tezi de dile getirmiş oldu.

Sözlerini “Türkiye’ye dönük bir tehdit oluşması halinde Türkiye kendi angajman kurallarını işletir ve kendini savunur.” diye sürdüren Yalçın Akdoğan, ABD’nin PYD’ye olan desteğine de “sitem” ederken, “Koskoca ABD’nin küçücük bir terör örgütüne bel bağlaması… Ondan medet umması… Bütün Suriye yaklaşımlarını onun üzerine endekslemeye çalışması… Ben bunun çok doğru bir yaklaşım olduğu kanaatinde değilim.” ifadelerini kullandı.

PYD ve YPG’nin PKK’nin bir parçası olduğunu iddia eden Yalçın Akdoğan, “Burada isimlerin değişmesi bir şeyin mahiyetini değiştirmez. Elmaya armut da deseniz, elmadır.” dedi.

Akdoğan, Türkiye’nin uzun süredir dillendirdiği ancak sürekli olarak reddedilen “güvenli bölge” tezini de tekrarlarken, “Türkiye sınırıyla Azez arasında o 8-10 kilometrelik alanın bir kere tamamen bu sivil yerleşimcilerle sığınmacılarla ilgili bir sivil yardım hattı olması, adeta bir güvenli bölge olarak bunların koruma altına alınması önem taşıyor. Burada siviller var. Sivil yerleşim yeri oldu burası. Bundan dolayı bir insani yardım kuşağıdır burası. Bu anlayışın gelişmesi önemli. Bunun üzerinde uçuşların olmaması birtakım operasyonların yapılmaması vs bu konuda bütün ülkelerin buna duyarlılık göstermesi lazım.” diye konuştu.