Tutmayın İbrahim Karagül'ü: 'Müslüman öfkesi' ve 'Türk öfkesi' Rusya'yı vuracakmış

Türkiye'nin emperyalistlerin çıkarları için aradığı maceraların sonu gelmezken yandaş medya organlarından Yeni Şafak'ın "başyazarı" İbrahim Karagül her gün köşesinde dünyayı fethediyor.

Tutmayın İbrahim Karagül'ü: 'Müslüman öfkesi' ve 'Türk öfkesi' Rusya'yı vuracakmış

Türkiye’nin emperyalistlerin çıkarları için aradığı maceraların sonu gelmezken yandaş medya organlarından Yeni Şafak’ın “başyazarı” İbrahim Karagül her gün köşesinde dünyayı fethediyor.

Karagül, “‘Müslüman öfkesi’ ve ‘Türk öfkesi’ Rusya’yı vuracak” başlıklı yazısında bir yandan ABD’nin işbirlikçisi olduklarını unutturmaya çalışırken bir yandan da Rusya’ya aba altından sopa göstermeye çalışıyor.

Rusya’nın, Müslümanların “sinir uçlarını” harekete geçirdiğini yazan Karagül, bugüne kadar ABD işgallerini, İsrail zulümlerini, Avrupa tahakkümlerini hedef alan “Müslüman öfkesi” bir süre sonra Rusya’ya ve Rusya’nın çıkar alanlarına yöneleceğini söylerken Rusya’nın, “bu “akılsız” çıkışıyla, belki de Rus tarihinin en ağır bunalımlarından birini yaşayacağı” kehanetinde bulunuyor.

İşte bu noktada, Karagül, AKP’nin ABD ve AB’nin emperyalist müdahalelerinde rol kapma yarışını, İsrail ile “normalleşme” çabalarını, “Sünni İttifakı” peşinde koşmaları unutturmak isteyerek Rusya’ya bir oyun hazırlandığını uzun uzun anlatmaya girişiyor.

“Soğuk Savaş’tan hemen sonra başlayan; “İslam’la uzlaşarak mı, savaşarak mı” tartışmasını, İsrail aşırı sağının baskın telkinleriyle “savaşarak” tezini savunanlar kazandı. Bu tarihten itibaren de “Müslüman öfkesi” yeryüzünün bütün kırılma alanlarında kullanıldı.” diyen Karagül, Rusya’nın hırpalanacağı, saldırılara açık hale geleceği ve Rusya’ya müdahale edileceği “uyarılarında” bulunuyor.

Yeni Şafak yazarı, “‘Müslüman öfkesi’ kavramını hiçbir şekilde kabul etmiyorum ama burada özellikle ifade ettim. Çünkü bu “öfke” uzunca bir süredir küresel güç hesaplaşmaları, merkez güçlerin iktidar çatışmaları için en elverişli argüman veya silah olarak kullanıldı, kullanılıyor.” diye emperyalistlere çatar gözükmeyi de ihmal etmiyor.

Karagül, “Müslüman öfkesini Rusya’ya yönlendirip Moskova’yı “daha büyük hesaplar öncesinde” hırpalamaya çalışanların Türkiye-Rusya krizini de besliyor olma ihtimalleri güçlüdür. Rusya bu tuzağı görmeli derken Türkiye’nin de “Türk öfkesi” konusunda biraz daha dikkatli hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Tuzak sadece Rusya’ya değil, Türkiye’ye de kuruluyor olabilir endişesini taşıyorum.” diyerek açık kapı bırakmayı ya da gittikleri yolun yol olmadığını düşünmüyor. Aksine AKP’nin almak istediği rolün neden bir an önce uygulanmaya koymadığını sorguluyor.

Nitekim yazının biraz daha aşağılarında Rusya’nın hamleleri ile ilgili hayal kırıklığını, “Ukrayna’ya saldırdı, ciddi direnç görmedi. Gürcistan’a saldırdı, ciddi direnç görmedi. Baltık bölgesinde NATO’yu ve Avrupa’yı taciz ediyor, ciddi direnç görmüyor. Bütün askeri gücüyle Ortadoğu’ya girdi, yine direnç görmedi.” diyerek ifade ediyor.

Her gün köşesinde fetihlere kalkan Karagül’ün bugün aklını başına aldığını düşünmek için bir neden yok. Zaten “Üstelik Rusya, sadece Müslüman öfkesiyle değil, Türk öfkesiyle de mücadele etmek zorunda kalacaktır. Türkiye ile yaşadığı krizi tırmandırması, adeta savaş boyutuna yükseltmek için çabalaması cepheyi daha da genişletmesi anlamına geliyor.” diye yazan Karagül aba altından sopa göstermeyi ihmal etmezken bir yandan da işbirliği yaptıkları emperyalizme işaret çakıyor.

Türkiye, bu AKP’liler tarafından ateşe sürüklenmek isteniyor.