Taşeronların kadroya alınmasında kazanan kim?

Taşeronların kadroya alınmasında kazanan kim

Geçen hafta Davutoğlu yaptığı konuşmada, Kasım seçimlerinde AKP’nin vaat etmiş olduğu ve hükümet eylem planı içinde yer alan kamuda çalışan yaklaşık 720 bin taşeron işçinin kadroya geçirilme konusunu gündeme getirdi. Tüm detayları belli olmasa da, kadroya geçişin bazı ayrıntıları sonraki günlerde Bakanlar tarafından açıklanmaya başlandı.

Maliye Bakanı Naci Ağbal da kadroya alınacak taşeron işçilerine “özel sözleşmeli personel” olarak farklı bir statüye sahip olacaklarını belirtti. Söz konusu işçilerin 4D kapsamında olmayacağı, bu sebeple yeni bir statü hakkında çalışma yapıldığı ise, Bakanlıktan gelen başka bir bilgi oldu.

Ağbal, işçilerin sözleşmelerinin 3 yılda bir yenileneceğini belirtti. Yani işçilerin belirsiz süreli iş sözleşmesi ile değil, 3 yıllık belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışacakları böylece açıklanmış oldu. İşçilerin ücretlerinde de değişiklik olmayacak, sadece senelik zamlar memur ve sözleşmeli personelin tabi olduğu sözleşme hükmüne göre yapılacak.

Taşeron işçilerinin, 4D statüsünde bile olmayan bu kadroya elbette koşulsuz şartsız geçemeyecekleri yine bu detaylarda öğrenildi.

Süleyman Soylu da yaptığı bir konuşmada, bu kişilerin kamuya alınmadan güvenlik soruşturmasına tabi olacağını ve bu 720 bin işçinin kamuda çalışma şartlarına sahip olmaları gerektiğini belirtti. Maliye Bakanlığından bir yetkili ise, bunun sınav yoluyla yapılacağının işaretini verdi.

Şimdi yukarıda söylenenlere bir bakalım ve AKP’nin taşeron işçisine ne vaat ettiğini görelim.

Bu verilere göre, taşeron işçiler, farklı bir statüye, söylenenlerden anlaşılan 4D kapsamındaki “sözleşmeli personel” statüsünden bile daha güvencesiz bir kadroya alınacaklar. Bu statüye tüm taşeron işçileri geçemeyecek, işçilerin kadrolu olmaları, sınavı ve güvenlik soruşturmasını geçmeleriyle gerçekleşebilecek.

Kadroya giren işçiler, Kanunda belirtilen nedenlerden biri olmamasına rağmen belirsiz süreli sözleşmelerle değil,  3 yılda bir yenilenecek sözleşmelerle çalışacaklar.  Yani “uslu durmayan”, işvereni AKP ne derse onu yapmayan işçiler üç yılsonunda kapı dışarı atılabilecekler. Bu kadroya geçenlerin ücretlerinde de bir artış olmayacak, sadece senelik yapılan zamlar, memur ve sözleşmeli personelin zam artışlarına tabi olacak.

İşte müjde diye sunulan AKP’nin taşeronlara sunduğu kadro budur!

Taşeron işçiler, güvencesiz bir kadrodan başka bir güvencesiz kadroya geçirilmek istenmektedir. Bu sefer ise patron AKP’dir. Ne ücret artışı ne de kamu personeline verilen güvencelerden yararlanacaklardır. Hükümet ise, bu düzenleme ile seçim vaadini yerin getirmiş olacak, taşeron işverenlere vermek zorunda olduğu parayı vermekte kurutulacak, hem de kendine bağımlı bir işçi kadrosu daha yaratmış olacak. Söz konusu tabloda kimin kazandığı bellidir.

Bu kazananın taşeron işçileri olmadığı ise açıktır.