Sermayenin 'Kuleli' heyecanı: Hem otel hem müze olsun

15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ilanıyla birlikte, askeri okulların kapatılma kararı turizm şirketlerinde heyecan yarattı.

Sermayenin 'Kuleli' heyecanı: Hem otel hem müze olsun

15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ilanıyla birlikte ard arda gelen kararnamelerle TSK’nın tüm yapısı alt üst edilirken, kentin simgesel yapıları olan askeri okulların kapatılma kararı da sermayenin ağzını sulandırmaya başladı.

Askeri liselerin kapatılma kararı kapsamında, İstanbul’da bulunan 170 yıllık maziye sahip Kuleli Askeri Lisesi de tasfiye edilen tarihi yapılar arasında yer aldı. Boğaziçi’nde Çengelköy ile Vaniköy arasındaki sahilde bulunan lise binasının bundan sonraki işlevinin ne olacağı yeni bir tartışma konusuyken, bugün bir internet sitesinde yer alan iddiaya göre, lisenin bulunduğu arazi ve bina 2012 yılında Suudi Arabistan kraliyet ailesine satıldı. Tam 4 yıl önce gerçekleşen bu satışla birlikte, ekonomiye sıcak para girişi sağlandı.

Tarihi binanın ‘gizlice’ satıldığı iddiasıyla ilgili yetkililerden henüz bir açıklama yapılmazken, lise için Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy‘dan pek şaşırtmayacak öneri geldi. Lise binasının ‘müze’ olmasını öneren Ulusoy, Yassıada’da inşa edilmeye başlanan ‘çok amaçlı’ müzenin mevsim ve ulaşım açısından zorluklar içerdiğini öne sürerek, aynı projenin Kuleli için de uygulanmasını istedi.

“Hem otel hem müze olarak da kullanılabilir.” diyerek ağzındaki baklayı çıkaran Ulusoy, darbe girişiminin bastırılmasını Kurtuluş Savaşı’nda atlatılan badireye benzeterek otel önerisine kılıf buldu. Ulusoy, otel-müze olmasını istediği tarihi bina için “Yaralarımızın sarılması ve atlattığımız olayın büyüklüğünü gelecek nesillere iletmek lazım” diye konuştu.

‘Yine okul olarak kullanılmalı’

Mimarlar Odası Büyükkent Şube Sekreteri Ali Hacıalioğlu ise, “Kuleli, Heybeliada, Yeşilköy gibi askeri okullar eğitim yapılarıdır. Bu yapılar eğitim yapısı olarak devam etmelidir” dedi.
Kentsel yapıların fonksiyonuyla bir bütünlük sağladığını belirten Hacıalioğlu, yine Anadolu yakasında bulunan ve Kuleli Askeri Lisesi gibi kentin simgesel yapılarından biri olan Haydarpaşa Garı’nı örnek gösterdi. Bu tür yapıların kent hafızasında önemli bir yere sahip olduğunu hatırlatan Hacıalioğlu, “Kent içindeki bu yapılar adeta kentin biblolarıdır. Fonksiyonu ile bütünleşmiş yapılardır” dedi. Kuleli’nin okul olarak yoluna devam etmesi gerektiğini savunan Hacıalioğlu, “Hükümetin eğitim sistemindeki değişikliğe ilişkin kararı eğitim yapılarını niçin tartışmalı hale getirsin” diye konuştu.

Kuleli Askeri Lisesi’nin bir hafıza mekanı olduğunun altını çizen Gümüş, “Kuleli Boğaz’ın profilini oluşturan şahane bir anıt yapı. Bu yapıyı bir otel olarak düşünmemek lazım. Bu yapıya hak ettiği değeri vererek, tam bir anıt gibi değerlendirmeliyiz. Sadece ‘koruyalım’ demek yeterli olmaz. Orası bir hafıza mekanı. Mimari yarışmalar açarak, dört dörtlük bir restorasyon yapmak gerekir. O da yaratıcı bir çabayla olur” dedi. Gümüş askeri alanların kamusal özelliğinin korunmasına ilişkin yeni bir kamusal yönetim anlayışının geliştirilmesi gerektiğini ifade ederek “Şehirdeki ormanları koruyamıyoruz. Kültür mirası bölgeleri koruyamıyoruz. Bugüne kadar askeri mantıkla şehrin içindeki yeşil alanlar korundu. Ancak yine aynı mantıkla devam edersek ormanların başına gelenler askeri alanların da başına gelecektir” uyarısında bulundu.