Sedat Yalçın Önay yazdı: Gençlik başkanlığı değil, laik ve bağımsız bir ülke istiyor

AKP'nin "Gençlik Yeni Anayasa İstiyor" pankartları ile gençliğin temsiliyeti üzerinde verdiği hegemonya mücadelesi anayasa başlığı kızıştıkça artacak. Gençliğin temsiliyeti emperyalist uşaklarının, gericilerin ellerinde olamaz.

Sedat Yalçın Önay yazdı: Gençlik başkanlığı değil, laik ve bağımsız bir ülke istiyor

Sedat Yalçın Önay

Bir süredir AKP etrafa “Gençlik Yeni Anayasa İstiyor”(1) pankartları asıyor, çalışmalar yapıyor. AK Gençliğin yürüttüğü çalışmayla ilgili söylenebilecek tek şey gençlik vurgusundaki tarz-ı safalettir. Düzenin kapsamakta sorun yaşadığı gençliğe AKP tarafından bu tarz bir hamleyle kapsanmaya çalışması sadece bir algı operasyonundan ötedir. “Başkanlık anayasası” diye özetlenebilecek düzenleme için toplumsal meşruiyetin bir kaynağının da gençlik olduğu AKP tarafından bilinmekte ve bu alanda bir “hegemonya” yaratılmak istenmektedir.

Gençliğin temsiliyeti üzerinde dönen bu hegemonya mücadelesi anayasa başlığı kızıştıkça artacak. Gençliğin temsiliyeti emperyalist uşaklarının, gericilerin ellerinde olamaz. Bunun için biraz yakın geçmişe bakmak bile yeterlidir. ODTÜ direnişinden, liselilerin ÖSYM protestolarından, Haziran Direnişindeki barikatlardan, Berkin Elvan eylemlerinden Soma protestolarına kadar gençliğin temsiliyeti laik ve bağımsız bir cumhuriyet mücadelesindedir.

Son sözü baştan söylemek gerek. Biçimi veya tarzı ne olursa olsun “başkanlık” adlı adınca diktatörlüktür. Bir diğer yandan bu düzenin gerçek yüzüdür. 1. Cumhuriyetin tasfiyesi ve 2. Cumhuriyetin yerleşmesi için atılan adımdır.

Sıkışma ve çıkış başkanlıkta mı?

Düzen siyaseti bir yandan yaşadığı sıkışmaları şiddet, baskı, dayatma, yalan ve hukuksuzlukla aşmaya çalışırken, diğer yandan ülkemizin geleceği bombalı katliamlarla şekillendirilmeye çalışılıyor. Sıkışmanın temelinde Ortadoğu’da emperyalizmin çıkarları ile örtüşen Yeni-Osmanlıcı ve mezhepçi dış politikanın başarısızlığı ile Kürt sorunundaki inisiyatifi kaybediş yatmaktadır Hem içeride hem dışarıda ortaya çıkan sıkışmadan kurtulmak için AKP iktidarı baskıyı derinleştirmektedir. Suriye’ye yönelik savaş hevesinin altında bu sıkışma ile birlikte aynı zamanda AKP’nin iktidarını sürdürme isteği ve başkanlık dayatması bulunmaktadır.

Siyasi meşruiyetini “savaş ve dış güçler” safsataları ile kurmak dışında başka seçeneği yok. Bunun yanında havuç ve sopa politikası ile yol alacakları açık. Yeni anayasada havuçlar verilecek, başkanlık istenecektir. 12 Eylül anayasası ile hesaplaşıldığı, darbeyle hesaplaşıldığı gibi safsatalar ortaya atılacaktır. Darbenin çocuğu AKP’nin bunu söylemesi ise ikiyüzlülüğün daniskasıdır. Tersinden 12 Eylül Anayasası’nın devamı olduğunu teşhir etmek gerekiyor.

Yeni “yetmez ama evetçilik”, gericilik ve sosyalist hat

Başkanlık tartışmalarının beraberinde 2010 referandumunda kendini en net şekilde gösteren yeni “yetmez ama evetçileri” getireceği açık. 2. Cumhuriyet’in yerleşmesi için darbecilik konusunda ortaya çıkan ve sömürü düzeninin, emperyalizmin bu olayla ilişkisini gizlemek için büyük çaba sarf edecekleri çok açık. Ancak tarih birincisinde trajedi, ikincisinde ise komedidir. Dolayısıyla utanmadan “kandırıldık”(2) numaralarına yatmaları ya da “sanki yüzde 2’lik kesim yaptı”(3) diyecek kadar yüzsüzleşmeleri bir komedidir.

Tarihsel olarak ortaya çıkan gerici blok (post-modernist felsefi savrulmanın etkisindeki çevreler ile muhafazakârlar ve dinci gericilik) içinde bulunan sağlı-sollu liberaller yine toplumsal rıza üretme konusunda pisliklerini saçacaklar. Bu düzenin harcında “sol liberallerin” emeklerini hiçe sayamayız. Biçimsel açıdan yine türlü kurnazlıklar ortaya atılacaktı. Kürt siyasi hareketi ile pazarlığı yapılan “ver başkanlığı al özerkliği” konusunda mutakabata varılması ise tehlikelerden biridir.

Sonuç itibarı ile yeni anayasa 2. Cumhuriyet rejiminin son noktasını koyma çabasıdır. Otoriterleşmeye giden yolda yeni düzenin ayaklarının oturtulmasının arayışıdır. Meclis tasdik kurumuna inecek, Meclis’i fesih yetkisi başkana bırakılacak, Anayasa mahkemesine üye atamak yine başkan yetkisinde olacak. Öte yandan, bu işin kolay olmayacağı ve kolayca istikrar sağlanamayacağı açıktır. Bu noktada Haziran Direnişi’nin AKP düzenini nasıl sarstığını tekrar hatırlamak gerekiyor.

Gençlik tüm bu tartışmalarda diktatörlüğe giden yolu kapatacaktır. Erdoğan’sız bir 2. Cumhuriyet düzenine giden yolu da aynı şekilde kapatacaktır. Bu memleketin biricik kurtuluşu olan devrimin patikasından yürüyecektir.Bağımsız sosyalist hattını koruyacak, saltanat, hilafet sevdalılarına karşı sosyalizmin sesini yükseltecektir.

Bilinçle haykıracağız: “Gençlik yeni anayasa  değil, bağımsız ve laik bir emekçi cumhuriyeti istiyor!”

(1) http://www.hurriyet.com.tr/genclik-yeni-anayasa-istiyor-afislerinin-sirri-cozuldu-40080975

(2) http://www.radikal.com.tr/turkiye/murat-belge-referandumda-kandirildik-1459112/

(3) http://t24.com.tr/haber/butun-sorunlar-yetmez-ama-evetcilerin-yuzde-2lik-oyundan-mi-cikti,334329