Sakıncalı Piyade’yi unutmadık

Yalım Doğan Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi… Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi…Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi. Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi, Unutma bizi, Unutma bizi… Gazeteci yazar Uğur Mumcu bu satırları yazdıktan tam 18 yıl sonra, karlı... View Article

Sakıncalı Piyade’yi unutmadık

Yalım Doğan

Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi…

Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi…Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.

Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi,

Unutma bizi,

Unutma bizi…

Gazeteci yazar Uğur Mumcu bu satırları yazdıktan tam 18 yıl sonra, karlı bir Ankara sabahında, arabasına yerleştirilen bir bomba ile alçakça katledilecekti. Belki tüm insanlığın bir gün hak edeceği bir biçimde, eşit ve özgür bir dünyada, insan gibi yaşamış olmanın huzuru ile sıcak yatağında ölemeyeceğini bildiği için biraz da kendi katline ağıt niteliğinde kaleme almıştır bu yazıyı kim bilir. Boyun eğmeyen bir gazetecinin, bedeli ne olursa olsun, gerçeği ulaştırmak için hayatını ortaya koyduğu halkına, ‘beni de unutmayın’ diye seslenmesinden daha doğal daha insani ne olabilir?

Önce Sakıncalı Piyade’yiunutmadığımız ve unutmayacağımız şerhini düşelim, sonrasında aydınlanma mücadelesinin ne kadar haklı ve gerekli olduğu notunu tarihe bir not olarak ekleyelim.

Hatırlanacağı üzere Uğur Mumcu 1992 yılında Cumhuriyet Gazetesi’ndeki Gözlem adlı köşesinde yayımladığı Hizbulkontra yazısı ile üzerinde bir süredir çalıştığı araştırma konusunun sinyallerini vermişti. Mumcu Türkiye’deki gerici örgütlenmeler,bu örgütlerin devlet,Türkiye sermayesi ve emperyalizm ile ilişkisi ekseninde kapsamlı bir çalışma yürütmekteydi. Ancak bu araştırma 24 Ocak 1993 yılında uğradığı suikast ile yarım kaldı. Mumcu’nun katledilişinden 6 ay sonra Madımak’taaydınlarımız gericiler tarafından yakılacak, 22 yıl sonra AKP eli ile beslenip büyütülen IŞİD denen gerici terör örgütü Suruç’ta, Ankara’da yurttaşlarımızı, gençlerimizi katledecek, kadınları köle pazarında satacak, diyanet sapkın fetvalarına her gün bir yenisini daha ekleyecek, AKP’nin komşu Suriye’ye üzerinde yürüttüğü savaş politikalarının faturasını emekçi çocukları ödeyecekti. Ve ne yazık ki bunları görmezden gelemediği için gazeteciler tutuklanacak, darp edilecek, öldürülecek, işsiz bırakılacaktı. 12 Eylül’ün gayrımeşru çocuğu olan AKP’yi ‘yaşasın askeri vesayet kalktı’ diye destekleyenler, tüm bunların faturasını ödeyen emekçi halk ile dalga geçer gibi ardı ardına “kandırıldık” açıklamaları yapacaktı.

Şimdi başta sorduğumuz sorunun yanıtını, yine bir soru ile verelim…

Bu halkın Sakıncalı Piyade’yi unutması mümkün mü?