Prof. Dr. Koray Karabekiroğlu: Ergenlerin 10'da 1'i cinsel istismar mağduru

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Koray Karabekiroğlu, araştırma sonuçlarının Türkiye’de ergenlerin yaklaşık 10’da birinin en az bir kez cinsel istismar mağduru olduğunu gösterdiğini söyledi.

Prof. Dr. Koray Karabekiroğlu: Ergenlerin 10'da 1'i cinsel istismar mağduru

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Koray Karabekiroğlu, araştırma sonuçlarının Türkiye’de ergenlerin yaklaşık 10’da birinin en az bir kez cinsel istismar mağduru olduğunu gösterdiğini söyledi. OMÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Koray Karabekiroğlu, çocuk istismarı ile ilgili bilgi vererek anne ve babaları dikkatli olmaları konusunda uyardı. Çocuk istismarının Türkiye için çok önemli bir sorun olmaya devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Karabekiroğlu, araştırma sonuçlarının Türkiye’de ergenlerin (12-18 yaş) yaklaşık 10’da birinin en az bir kez cinsel istismar mağduru olduğunu gösterdiğini dile getirdi.

Cinsel şiddet nedir?

“Mağdur olan kişiyle ilişkisi ne olursa olsun, herhangi bir kişi tarafından ev ve iş dahil ve bunlarla sınırlı kalmamak üzere herhangi bir ortamda, cinsel bir eylem, istenmeyen cinsel yorum için yapılan her türlü cinsel teşebbüs veya bir kimsenin cinselliğini kullanarak ticaret yapmak için yapılan eylemler, baskı kullanma, zarar verme tehdidi veya fiziksel güç kullanma” olarak tanımlanmaktadır. Cinsel şiddet birçok biçimler alabilir, bunlar arasında tecavüz, cinsel kölelik ve/veya ticaret, cinsel taciz, cinsel istismar ve/veya taciz ve düşüğe zorlama yer alır.

Child abuse

Duygularını ifade edemiyor, empati yeteneği düşüyor, öfkeli oluyor

Prof. Dr. Karabekiroğlu, cinsel istismara uğrayan çocuk ve ergenlerde duyguların yetersiz olarak dile getirilebilmesi, empati becerilerinin düşmesi, sorun çözme yöntemi olarak şiddetin öğrenilmesi, dürtüsellik ve öfkenin bastırılmasında güçlük gibi ruhsal sorunların gelişebileceğini belirterek, “İstismar davranışı genellikle aşamalı olarak gelişmektedir. İstismar yapan ilk önce arkadaşça ve dostça davranmakta, sonrasında baştan çıkarma aşaması ile devam etmekte, daha sonra ise sessizce zorlama ve baskı başlamaktadır. Başlangıçta cinsel kötüye kullanım olayını gizleme söz konusudur.

Ergenler söylemekte zorluk çekiyor, daha sinirli oluyor

Bu durum, cinsel tacizi yapanın ’Bu bizim sırrımız, kimseye söyleme’ tarzında yaklaşımı veya tehdidi, çocuğun çevrenin kendisine inanmayacağı endişesi, aile içi bir taciz ise ailenin dağılması endişesi gibi birçok nedenlerden kaynaklanabilmektedir. Cinsel istismara uğramış olan özellikle ergen ise yaşadığı istismarı söylemekte zorluk çeker. Yaşadıklarından dolayı utanç duyabilirler. İstismara uğrayan çocuklar, yaşadıklarını genelde davranışlarıyla anlatırlar. Örneğin kimseyle konuşmamaya başlayabilirler ya da daha sinirli davranabilirler” dedi.

“Bana kötü bir şey olmaz” düşüncesi sarsılır

Prof. Dr. Karabekiroğlu yaptıkları araştırmada cinsel istismarda bulunan her beş kişiden dördünün çocuğun tanıdığı ve güvendiği biri olduğunu tespit ettiklerini dile getirerek, “İstismara maruz kalan çocukların bazı inançları sarsılır. Özellikle de istismar babası, öğretmeni gibi güvendiği birinden geliyorsa ’Dünya güvenli bir yerdir’, ’Evim en güvenli yerdir’, ‘’Dünya adildir’, ’Bana kötü bir şey olmaz’ gibi düşünceler sarsılır ve bazen bu düşüncelere bağlı gelişebilen psikiyatrik sorunlar ömür boyu olumsuz sonuçlar yaratabilir.

Yalnızca hastalandığında doktor ve anne-babanın dokunabileceği öğretilmelidir

Tüm bu nedenlerle çocuk ve ergenlerde cinsel istismarı önlemek için, onlara cinsel organları yaralandığı ya da hastalandığında, yalnız doktorların veya ana babalarının dokunabileceği öğretilmelidir” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Rahatsız olacakları herhangi bir biçimde, kendilerine dokundurtmama hakkına sahip oldukları anlatılmalıdır. Cinsel istismara uğramaları halinde, hiç bir zaman bunun kendi suçları olmadığı öğretilmelidir. Cinsel organlarına dokunan bir büyük ile ilgili sır saklamamaları öğretilmelidir. Sosyal hizmetler, sağlık kurumları, savcılıklar, eğitim kurumları, tüm aktörlerin bilinçlenmesi ve üzerine düşeni yapması gereklidir. En öncelikli olan çocuğun korunması olmalı ve hukuka uygun önlemlerin alınması asla ihmal edilmemelidir. Öte yandan çocuğu korumamanın, çocuğun anlattığı bir istismar olayını saklamanın da suç olduğu unutulmamalıdır.”