Örümcekler, sakızlar ve hemoroidin ortak yönü nedir?

Çocukken bizlere anlatılan efsanelerden hangileri doğru ve gerçek?

Örümcekler, sakızlar ve hemoroidin ortak yönü nedir?

Çocukken, arkadaşlarımız ve ailemiz bize çekirdekleriyle yediğimiz meyvelerin midemizde nasıl büyüdüğüne ya da garip yüz ifadeleri yaptığımızda rüzgarın bunların nasıl yüzümüzde donup kalabileceğine dair hikayeler anlatmıştır. Peki, ama bu çocukluk efsanelerinden hangileri doğru ve gerçek?

Uyurken örümcek yutar mıyız?

Kimi nadir durumlarda olsa bile, içiniz rahat olsun uykumuzda örümcek yediğimiz tamamen bir efsaneden ibaret. Araştırmacılar, genel olarak, uyurken örümcek yutabilmemizin mümkün olduğunu söylese de bunun oldukça nadir ve tesadüfi olduğunu vurguluyor.

Bazı örümcek türleri, ağlarını bir yüzeye yapıştırarak kendilerini rüzgara bırakıp nereye giderlerse oraya gidiyorlar. Bu tür bir örümceğin kazara ağzınıza düşmesi mümkün. Ama bunun olması için oldukça şanssız olmanız gerekiyor.

Öte yandan, uyurken bir örümceği yutabilmemiz için 5 şartın aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor.

1) Ağzınız açık uyumalısınız (pek çok kimse böyle uyumaz)

2) Örümcek yatağınızda olmalıdır (örümcekler insanlardan uzak durma eğilimindedir)

3) Örümcek vücudunuzda gezinmelidir

4) Örümceğin gerçekten ağzınızdan içeriye girmek istemelidir

5) Siz de onu gerçekten yutmalısınız (ağzımıza giren her şeyi otomatikman yutmayız)

Öyleyse bu hikaye neden bu kadar popüler? Bilim insanları örümcekten korkan insanların tepkileri nedeniyle onları farkında olmadan yediğimizi düşündüğümüzü bulmuşlar.

Öte yandan, böcek yemek kimi mutfaklarda şimdiden önemli bir yer tutarken hayvansal proteinler yönünden zengin içeriği de bu yönde tavsiyelere neden oluyor. Dolayısıyla, uykumuzda örümcek yiyip yemediğimizin çok uzak olmayan bir gelecekte hiçbir önemi kalmayabilir.

Soğuk betona oturmak basura neden olur mu?

Hemoroid ya da basur özellikle yetişkinler arasında sık rastlanan bir rahatsızlık. Pek çok insanda ciddi belirtileri gözükmese de bu rahatsızlığın oluşma ihtimali yüzde 50’leri buluyor.

Her ne kadar rektum ve anüs civarındaki damarların genişlemesi olarak açıklansa da bu tam olarak doğru değil. Her ne kadar kanın kalbe geri taşınmasındaki sorunlar nedeniyle oluşan basınç nedeniyle bu küçük damarların şişmesi söz konusu olsa da günümüzde bu sürecin daha karmaşık olduğu ve hemoroidin esasında batın bölgesindeki zorlamalardan kaynaklandığı biliniyor. Ana gerekçeler kabızlık ve ıkınma sırasındaki zorlamalar, hamilelik, ağır kol emeği gerektiren işler ve bazı kalıtımsal ve genetik etkenler olarak sıralanıyor.

Peek bu efsane nereden geliyor?

Tarihsel olarak, bu efsanenin bir popülerliği bulunuyor. 1865’te basılan bir kitabın yazarı olan doktor soğuk ve yaş taşların üzerinde oturmanın anal sinir ağrılarına neden olduğunu yazıyor ve bir hastasının basurunun olduğundan bahsediyor.

Öte yandan, yanlış bir nedensellik bağı kurulduğunu artık biliyoruz. Yine de soğuk ve yaş zeminlerin kalçalarınız için rahatsız edici olduğu kesin. Bu durumun aynı bölgedeki sağlık sorunlarının nedeni sayılıyor olması mümkün. Ancak böyle bir durumun hiçbir gerçekliği bulunmuyor.

Yuttuğunuzda sakız midenize yapışır mı?

Bu efsanenin cevabı kesin olarak hayır. Ancak yine de her iyi efsane gibi bir gerçeklik payı da var.

Sakızlar, çeşitli biçimlerde, çok uzun bir zamandır var. Bilim insanları Taş Devri’ne kadar izini sürebiliyorlar. Yunanlar sakız ağacı reçinesi çiğnerken, Amerikan yerlileri alaçam reçinesi çiğniyordu. Modern sakızlar ise Orta Amerika’ya özgü bir sakız ağacından elde edilen doğal bir reçineden türetildiler.

Sakızlar, midedeki asitli ortamdan şaşırtıcı şekilde hiçbir zarar görmeden çıkabiliyorlar. Sindirim enzimleri tarafından parçalanamıyorlar ve oldukça dayanıklılar. Buna karşın bağırsakların itici hareketleri sonuçta sakızın da diğer yiyecekler gibi atılmasını sağlıyor.

Sakızın etrafında çeşitli vücut ve enzim sıvıları olduğundan bağırsaklara yapışmıyorlar. Ancak sürekli olarak büyük miktarlarda sakız yutmak sorunlara neden olabilir.

Ancak tamamen sakızdan oluşan ve sindirilememiş yiyecek topaklarının neden olduğu kronik kabızlık ve ağrılar gibi şikayetlerle hastaneye kaldırılan kişilere dair tıbbi öyküler bulunuyor.

O nedenle, azı karar çoğu zarar deyişindeki gibi sakız yutmayı bir alışkanlık haline getirmemekte yarar var.