Okullara "dindar" nesil talimatnamesi

Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, okullara talimat yazısı göndererek, öğrencilerin seçmeli ders olarak okutulan “Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı ve Temel Din” derslerine teşvik edilmesini istedi.

Okullara

Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, okullara talimat yazısı göndererek okul müdürlerine ve öğretmenlere, öğrencilerin seçmeli ders olarak okutulan “Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı ve Temel Din” derslerine teşvik edilmesini istedi.

19 Şubat 2016 tarihinde ders seçmelerinin başlayacağının belirtildiği İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ali Pehlivan imzalı talimat yazısında, “Okul müdürlerimizin ivedilikle konuyu gündeme alıp, sınıf öğretmenlerimiz tarafından öğrencilerin Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerini seçmeleri için teşvik edilmesi; bununla birlikte ilkokul ve ortaokul müdürleri ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri tarafından öğrenci ve velilere bu dersleri seçmeleri konusunda sağlıklı bilgilendirmenin yapılması,  liselerde öğrencilerin dini konularda bilgilerini pekiştirmeleri, ahlaki ve manevi yönden gelişimlerini destekleyici dersleri seçebilmeleri konusunda gerekli hassasiyetlerin gösterilmesini önemle rica ederim” denildi.

Sendikalarına bu konuyla ilgili çok sayıda şikayet geldiğini belirten Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir, Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce verilen mevzuata aykırı talimatın geri alınması ve talimatı veren ilgili yönetici hakkında disiplin hükümlerinin uygulanması konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’na başvuruda bulunduklarını belirtti.

İktidarın ‘dindar nesil’ politikası

Demir yaptığı açıklamada şunları söyledi: Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan tüm açıklamalarda öğrencilerin seçmeli dersler konusunda zorlanmayacağı, ders seçimlerinin tamamen kendi iradelerine bırakılacağı defalarca ve kat’iyetle ifade edilmesine karşın mevcut durum bunun tam aksi istikametinde seyretmektedir.

Seçmeli dersin mahiyeti itibarı ile de bu şekilde dayatılması amaçlanan hedefin gerçekleştirilmesinden çok uzak bir yaklaşım olup, öğrenciler üzerinde baskı oluşturulması anlamına geleceği de ortadadır. Bu suretle işaret edilen dersleri seçmek istemeyen öğrencinin Milli Eğitim Müdürlüğü’nden başlamak üzere, okul müdürü ve öğretmenler tarafından sistematik bir baskı ve yönlendirmeye maruz kalacağı açıktır. Bu şartlar altında da öğrencilerin serbestçe istedikleri alanda ders seçimi yapamayacağı ve mağdur olacakları da tartışmasızdır. İktidarın “dindar nesil yetiştirme” politikası çerçevesinde süregelen uygulama, bizzat idare eliyle “mahalle baskısına” dönüşmüş durumdadır.