Murat Arslan'ın tutuklanmasının altından "Gizli Tanık" çıktı

Murat Arslan'ın tutuklanmasında Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi gizli tanık üzerinden kumpas ihtimali belirginleşiyor.

Murat Arslan'ın tutuklanmasının altından

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Sayıştay denetçilerine yönelik başlattığı ‘FETÖ’ soruşturması kapsamında geçen hafta gözaltına alınan eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Murat Arslan ‘kaçma şüphesi’ nedeniyle çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Murat Arslan 15 Temmuz’un hemen ardından yurtdışından ülkeye dönerek, darbe girişimine karşı net tavır koymuştu.

Cemaat ilişkisi soruldu

ABC Gazetesi’nden Orhan Şahin’in haberine göre, Mahkeme Arslan’a geçmişte nerede eğitim aldığını ve Cemaat dershanelerine ve yurtlarında gidip gitmediğini sordu. Arslan eğitim- öğretim hayatı boyunca Cemaat yurtlarına gitmediğini söyledi.

Ardından Arslan’a ‘Gizli Tanık Defne’ isimli bir şahsın iddialarını sordu. “Cemaat toplantılarına Murat Arslan’ın katıldığını hiç görmedim” diyen ‘Gizli tanık Defne’nin beyanları ise şu şekilde: “Murat Arslan’dan cemaat içindeki toplantılarda Murat Abi olarak bahsedilir ve kendisinin cemaat üyesi olduğu izlenimi açık bir şekilde verilirdi. Murat Arslan’ın mahkeme içinde deşifre olmaması için özel önem gösterilirdi”

‘Herkes abi, abla der’

Arslan ise bu beyanlara karşılık olarak “Ben soyut nitelikte olan gizli tanık beyanından anladığım benimle ilgili söyleyebildiği tek şey, bana Murat Abi diye hitap edildiğidir, Mahkemede herkes birbirine abi veya abla diye hitap etmektedir” dedi ve suçlamaları kabul etmedi.
“Bu bana yapılan büyük bir kumpastır”

Mahkemede Arslan’a TCK 221/3’üncü maddesi yani Etkin Pişmanlık Yasası’ndan faydalanmak isteyip istemediği soruldu. Arslan bu soruya, “Ben sürekli mücadele ettiğim bu örgütle nasıl ilişkilendiriliyorum aklım almıyor, bu suçlamaları kabul etmiyorum, bu bana yapılan büyük bir kumpastır” dedi.

İşte Murat Arslan’ın ifadesi:

muraticerik

“Tek mücadelemiz Türkiye’de hukukun üstünlüğünü sağlamak”

YARSAV kurulduğundan beri tek mücadelemiz Türkiye de hukukun üstünlüğünü sağlamak ve demokrasinin gelişmesini sağlamak içindir. YARSAV hep egemen güçlerin hedefindeydi darbelere karşı duruşumuz da bellidir. hayatım hem askeri hem de sivil darbelere karşı koymakla geçti. 15 Temmuz’dan hemen sonra Türkiye’ye döner dönmez darbeye karşı açıklamamız kamuoyunun malumudur.

“Biat etmedim”

Hiçbir gücün karşısında boyun eğmedim. Hiçbir legal ya da illegal iktidara biat etmedim.  Bu süreçte yaşadıklarım Ergenekon ve Balyoz gibi süreçlerin devamıdır şimdi de bana yapılan kumpasa boyun eğmem.