Mahkeme "şeriat" ilan etti: Charlie Hebdo yayınına hukuk dışı gerekçe

Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan hakkında Charlie Hebdo dergisinin karikatürlerini yayınladıkları için verilen hapis cezasının gerekçeleri açıklandı.

Mahkeme

Cumhuriyet gazetesi yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan hakkında Charlie Hebdo saldırısı sonrası derginin karikatürlerini köşelerine taşıdıkları için verilen 2 yıl hapis cezasının gerekçeleri açıklandı.

Mahkeme, IŞİD saldırısı sonucu 12 kişinin hayatını kaybettiği Fransız Charlie Hebdo mizah dergisinin çizdiği ve Hz. Muhammed’in tasvir edildiği iddia edilen karikatürleri köşelerine taşıyan Çetinkaya ve Karan’ı 2’şer yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Mahkeme, gerekçeli kararda Anayasa’ya meydan okudu

Gerekçeli kararda, hemen dikkat çeken bölüm “Unutulmamalıdır ki, hakimler sadece hukuka ve vicdana uygun karar vermezler” kısmı oldu.

Anayasa’da, “Hâkimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler” hükmünün yer almasına rağmen mahkeme gerekçeli kararında buna açıkça aykırı bir karar verdiğini yazdı.

Bununla da yetinmeyen mahkeme, “Hiçbir hakimin içinde yaşadığı toplumdan koparak farklı hareket etme hakkı ve lüksü yoktur” gibi garip bir ifadeyle birlikte “Bu mantıkla içinde yaşanılan toplumda İslam peygamberinin resminin görüntüsünün olmaması, bunun belli dinsel dayanaklarının mevcut olması ve Müslümanlar tarafından bunun genel kabul gören mutlak doğrulardan biri olarak hem kabul edilmesi hem de bu doğru çerçevesinde eylemli olarak yaşanıyor olması, mahkememiz tarafından dikkate alınmıştır” sözlerini kullanarak kararın açıkça Müslüman çoğunluğun inanışına ve din hükümlerine yani şeriata dayandığını da ilan etmekten çekinmedi.

“Mahkeme şeriat hükümlerini uygulayabilir”

Gerekçeli kararda, yargılama sırasında Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan bilirkişi görüşü alınmamasını eleştiren “şikayetçilere” yanıt verirken de “şer’i hukuka” göre karar verebilmek için buna gerek olmadığını, mahkemenin bizzat bunu yapabileceği vurgulanırken “Mahkememiz, içinde yaşanılan toplumda büyük kesimi oluşturan İslami dinsel topluluğunun inançlarına, doğrularına saygı duymakla yükümlü olup, bu realiteyi de görebilecek yeterliliktedir.” diye savunuldu.

Şeriatçı kalkışmalara “ani toplumsal tepki” kılıfı

Gerekçeli kararda, dinsel/mezhepsel kalkışmalar olan Menemen Olayı, Maraş ve Sivas Katliamları ile Zirve Yayınevi ve Rahip Santoro cinayetleri için “ani toplumsal tepki” nitelemesi yapılırken bunları yapanların “iyi niyetli” olduğu belirtilerek bu gerici kalkışma ve katliamlar savunuluyor:

“Bunlar ve daha örneksenecek birçok olay, dinsel saikle ve din adına yapanlar tarafından iyi niyetli olarak yapıldığına inanıldığı şekli ile yaşanan olaylardır.”

“Ateistlik gizlenmelidir”

Mahkeme, Sivas katliamını anlatırken Aziz Nesin’den “ateist olduğunu gizlemeyen yazar” diye bahsedilirken Sivas katliamına ilişkin “Aziz Nesin bu olaydan kurtulmuştur” diyerek hayıflandığı da gözden kaçmadı.