Körfez ülkeleri Sünni-Şii gerilimini tırmandırıyor: Körfez İşbirliği Konseyi Hizbullah'ı "terörist örgüt" ilan etti

Suudi Arabistan, Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), Lübnan Hizbullah Hareketini düşmanca faaliyetleri olduğu gerekçesiyle “terörist örgüt” ilan etti. Suudi Arabistan öncülüğündeki altı körfez ülkesinin Hizbullah hareketini “terörist” ilan etmesinin arkasında yatan en önemli neden ise örgütün Lübnan’ın Ortadoğu siyasetindeki belirleyiciliği ve Suriye’deki meşru hükümete olan etkin desteği.... View Article

Körfez ülkeleri Sünni-Şii gerilimini tırmandırıyor: Körfez İşbirliği Konseyi Hizbullah'ı

Suudi Arabistan, Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), Lübnan Hizbullah Hareketini düşmanca faaliyetleri olduğu gerekçesiyle “terörist örgüt” ilan etti.

Suudi Arabistan öncülüğündeki altı körfez ülkesinin Hizbullah hareketini “terörist” ilan etmesinin arkasında yatan en önemli neden ise örgütün Lübnan’ın Ortadoğu siyasetindeki belirleyiciliği ve Suriye’deki meşru hükümete olan etkin desteği.

Körfez ülkeleri, örgütün Suriye savaşında hükümeti desteklemesine karşı misilleme olarak 2013 yılında yaptırım uygulamaya başlamıştı.

KİK’ten gelen açıklama öncesinde Suudi Arabistan Lübnan’a 4 milyar dolarlık Fransa menşeli askeri desteği kesmişti. Körfez ülkeleri ise bu adımın hemen ardından ülkenin turizmine darbe indirmek amacıyla vatandaşlarına Lübnan’ı terk etme çağrısı yapmıştı.

Konsey’in Genel Sekreteri General Abdullatif al-Zayani kararın örgütün yanı sıra liderlerini, bileşenlerini ve müttefiklerini de kapsadığını belirterek “Hizbullah milisleri terörist faaliyetlerine devam ettiği takdirde KİK olarak konseyimizin ve uluslararası hukukun anti terörizm uygulamalarını hayata geçireceğiz.” İfadelerini kullandı.

Al Zayani açıklamasında Hizbullah’ın KİK üyesi ülkeler ile Suriye, Yemen ve Irak’ta yürüttüğü “terörist faaliyetlerin” uluslararası hukuk ile ahlaki ve insani ilkelere ters olduğunu, Arap ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğunu da iddia etti.

Sünni egemenliğindeki Konsey’in kararı bölgedeki Şii- Sünni karşıtlığını derinleştirirken Suudi Arabistan’ı güçlendirecek bir adım.

Nasrallah: “Riyad Sünni-Şii çatışması çıkarmak istiyor.”

KİK’in açıklamasının Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın Suudi Arabistan’a ilişkin sert açıklamalarının yer aldığı konuşmasından birkaç saat sonra gelmesi ise dikkat çekici. Nasrallah konuşmasında, Suudi Arabistan’ı Lübnan’a dönük yaptırımları konusunda oldukça sert bir dille eleştirerek Riyad’ın Lübnan, Suriye ve Irak’taki bombalamaların çoğundan sorumlu olduğunu ve Yemen’de soykırım yaptığını söyledi.

“Suudi Arabistan’a kim, Hizbullah açık yüreklilikle konuştuğu için, Lübnan’ı, ordusunu ve Lübnan halkını, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinde yaşayan Lübnanlıları cezalandırma hakkını veriyor? Riyad’ı Lübnanlılarla değil, Hizbullah’la hesaplaşmaya çağırıyoruz.” diyen Nasrallah, Suudi Arabistan’ın dünyada Sünniler ve Şiiler arasında çatışma çıkarmak için uğraştığını, Ocak ayında Riyad’ın el Nimr’i idam etmesinin nedeninin de bu düşmanlığı beslemek olduğunu söyledi.

Riyad’ın adamı Hariri

Hizbullah lideri Suudi Arabistan’ın, Lübnan ordusuna yardım paketini durdurarak, Lübnan’ı yeni bir siyasi çatışmanın içine sürüklemeye çalıştığını belirterek, 2008 yılında Lübnan’da Hizbullah ve Hariri arasında silahlı çatışmaya ve iç savaşa neden olan gerilimin tekrarı olmayacağını da ifade etti.

KİK’in en güçlü üyesi olan Riyad’ın Sünni siyasetçi eski Lübnan Başbakanı Saad al Hariri’ye desteği ve bu yolla Lübnan siyasetinde önemli ölçüde etkisi olduğu biliniyor.

Hizbullah ağırlıklı 8 Mart İttifakı’nın başbakan olduğu hükümeti 2011 yılında düşürmesinin ardından Şubat ayında Beyrut’ta yeniden piyasaya çıkan ve Hizbullah ve Suriye hükümeti karşıtlığıyla da tanınan Saad Hariri2005 yılında öldürülen babası Refik Hariri tarafından kurulmuş bir Sünni örgütlenmesi olan Gelecek Hareketi’nin de başkanı.

Babası tarafından Lübnan iç savaşı sırasında elde edilmiş servetiyle dünyanın en zenginleri arasında yer alan ve siyasi olarak da Suudi Arabistan ile Körfez ülkeleri tarafından desteklenen Hariri Lübnan ve Suriye’yi istikrarsızlaştıran terörizmin arkasındaki güçlerden biri olarak nitelendiriliyor.