15 Temmuz'un yıldönümünde bunu unutmayın: Boğazı kesilmiş, ağzı ve burnu nefessiz bırakılmış

Köprüde linç edilip öldürülen Harbiyeli Murat Tekin'in otopsi raporunda, boğazında kesici alet yarası olduğu yazılıymış.

15 Temmuz'un yıldönümünde bunu unutmayın: Boğazı kesilmiş, ağzı ve burnu nefessiz bırakılmış

15 Temmuz darbe girişimi sırasında, “darbeye karşı olduklarını” söyleyerek sokağa çıkanların içerisindeki şeriatçı bazı güruhlar, darbe girişiminden haberi dahi olmayan savunmasız askerleri katletmişlerdi. Bunlardan bir tanesi de Hava Harp Okulu öğrencisi Murat Tekin idi.

Murat Tekin’in öldürülmesinin ardından bunun hesabının sorulması için uğraş veren ablası Mehtap Tekin’in 4 Ekim 2016 tarihinde olayı anlattığı bir röportajını tekrar okurlarımızla paylaşıyoruz.


15 Temmuz darbe girişimi esnasında Boğaz Köprüsü’nde linç edilerek öldürülen Hava Harp Okulu öğrencisi 21 yaşındaki Murat Tekin’in ablası Mehtap Tekin, kardeşinin otopsi raporuna ilişkin, “Biri ağzını kapatmış, biri boğazına bastırmış ölsün diye, tek kişinin travması değil bu.” dedi.

Çağdaş Ses’ten Ece Sevim Öztürk‘e konuşan Tekin’in açıklamaları şöyle:

15 Temmuz gecesi, biz onu Yalova’da kampta sanıyorduk. Olayları televizyondan duyduk, hatta beş gün ben de dışarı çıktım. Komşumuzun oğlu Murat’la sınıf arkadaşıydı, onun tutuklandığını öğrendik. Murat’tan haber alamayınca kardeşimin de tutuklanmış olabileceğini düşündük. Annemle babam araştırmak için İstanbul’a gitti. Hiçbir listede kardeşimin adını bulamadılar; ne tutuklanma listelerinde ne de hastanelerde… Yaklaşık on gün kardeşimi aradık ve kimseden bilgi alamadık. İzmir’den Adli Tıp’ı aradım, orası da bilgi vermedi. Gelip bakın dedi, bakmak istemedik, ihtimal vermedik.

13. gün dayımla babam İstanbul’daki Adli Tıp’a gittiler. Orada önce teşhis edemiyorlar, çünkü tanınmayacak halde. Çıkıyorlar morgtan. Sonra ‘tırnağından’ şüpheleniyorlar ve geri dönüyorlar ve teşhis ediyorlar. Sol el tırnağındaki işaretten tanıyorlar, kendisi de öyle söylerdi hep; “Şehit olursam, beni tırnağımdan tanırsınız”diye. Gerçekten de tırnağından tanındı.

İzmir’de morgta gördüm, bakmasam içime dert olurdu. İnanmam gerekiyordu, ellerimle kaydettim Hava Harp Okuluna. Ben havacı olmasını istiyordum, o denizci olmak istiyordu.

O gece bizim de bildiğimiz üzere, Yalova’da eğitimdeydi Murat’lar. Akşam eğitiminden sonra uyuyorlar ve komutanları 15 dakika sonra uyandırıyor: “Hayatınızda göreceğiniz en gerçekçi tatbikata götürüyoruz sizi” diyor.

Bir gruba “8 tane canlı bomba var” denilmiş, diğer gruba da“Cumhurbaşkanı tutuklandı”. Kardeşimin grubuna canlı bomba denilmiş, arkadaşlarından öyle olduğunu öğrendik. Sonra bunları Boğaziçi Köprüsü’ne doğru götürüyorlar, çocuklara yolda uyumaları söyleniyor, onlar da uyuyorlar.

Köprüye geldiklerinde bir anda halk otobüsü yakıyor ve çocukları içeriden çıkarmak istiyor. Çocuklar da şaşkınca etrafa bakınıyorlar. Tam olaylar başladığında birisi “Yapmayın, onlar öğrenci” diye bağırıyor. Kardeşim demiş ki; “Ben öğrenciyim, ben bir şey yapmayacağım. Haberim bile yok.” Şahit olan arkadaşı anlatıyor öyle dediğini.

“Morgta kendim gördüm; boğazını, boynunu kesmişler”

O an kalabalıktan biri gelip, tam kalp hizasına tekme atıyor. Çocuk yere düşüyor, bıçaklarla saldırıyorlar. Ben morgta kendim gördüm; boğazını, boynunu kesmişler kardeşimin. Kim ne derse desin, ben gözümle gördüm kardeşimi. Otopsi raporunda da bu nedenle öldüğü yazıyor.

Teslim olmaya giderken katledildi

Çok kötü bir şekilde kardeşim katlediliyor, hem de hiçbir şeyden haberi yokken. Arkadaşlarıyla birlikte darbe olduğunu anlayınca gidip teslim oluyorlar hemen zaten. Kardeşim de teslim olmak istiyor ama arkada kalmış, polis arabasına yetişememiş. Arkadan biri gelip tekme atıp da düşünce lince maruz kalıyor.

Silivri’de yatan arkadaşları var Murat’ın çok fazla öğrenci var yaşananları anlatan, video da öyle olduğunu doğruluyor.

Videoda birisi “Teğmen mi bu” diyor, anlamıyorlar bile öğrenci olduğunu çoğu. Eski emniyet müdürü asker kıyafetiyle tanktan çıkarılıyor, o gece dönen provokasyonlar ortada, olan bu vatan için gözünü kırpmadan şehadete yürüyen gencecik çocuklara oldu. Asker kıyafetiyle ateş edildiğini gören kitle masum çocukları katletti.

Cenaze töreni: “Devletten bize emir geldi”

Kardeşimin naaşı teslim alındıktan sonra İstanbul’da hiçbir hizmet verilmedi. Ailem özel uçak tuttu THY’den, İzmir’e getirildi. İzmir’de sela verilmedi, imamlara özellikle emir gelmiş, cenaze namazına imam bulamadık. Müftülüğü aradım, “Müslüman ülkesinde bunu yapıyorsunuz” diye çıkıştım, “Devletten bize emir geldi” dediler. Kendi imkanlarımızla usulüne uygun bir şekilde yaptırdık. Belediyeden, askeriyeden, müftülükten hiçbir yardım gelmediği gibi hain muamelesi yaptılar.

Raporda, 21 yaşındaki öğrenciye yapılan otopsi işlemi sonucunda ölümün “Vücudunda yaygın kunt travmatik lezyonlar ile kesici delici alet yaralanmasından saptanan kişinin ölümünün boyun baskısı ve ağız burun kapanmasına bağlı mekanik asflesi” sonucu meydana geldiği kaydedildi.

“Biri boğazına basmış, diğeri ağzını ve burnunu kapatmış”

Herkesin daha net anlayabilmesi için otopsi raporunu değerlendirmesini rica ettiğim bir doktor arkadaşım şu yorumda bulundu:

“Darp olmuş, bıçaklanmış ve boğazı sıkılıp nefessiz bırakarak ölümüne neden olunmuş. Biri ağzını kapatmış, biri boğazına bastırmış ölsün diye, tek kişinin travması değil bu.”