Komünistlerden Yunanistanlı yoldaşlarına mektup: TKP'nin içişlerine karışmaktan vazgeçin

Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Yunanistan Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesi Yorgos Marinos'un bir salon etkinliğindeki sözleri üzerine gönderdiği mektubu kamuoyuna açıkladı.

Komünistlerden Yunanistanlı yoldaşlarına mektup: TKP'nin içişlerine karışmaktan vazgeçin

Türkiye Komünist Hareketi (TKH), 2014’te Türkiye Komünist Partisi’nde yaşanan ayrışmadan sonra ortaya çıkan partilerden Komünist Parti’nin (KP) Nisan ayı içerisinde yaptığı bir salon etkinliğinde konuşan Yunanistan Komünist Partisi (YKP) Merkez Komitesi üyesi Yorgos Marinos’un sözleri üzerine Yunanistanlı yoldaşlarına hitaben gönderdiği mektubu kamuoyuna açıkladı.

TKH tarafından YKP’ye gönderilen mektupta, Türkiye Komünist Partisi’nin içişlerine ve tartışmalarına müdahale etmekten vazgeçilmesi gerektiği hatırlatıldığı ifade edildi.

“TKP Türkiye işçi sınıfının ve komünistlerinin öncü partisidir”

TKH Merkez Komitesi tarafından YKP Merkez Komitesi’ne gönderilen mektupta, “Yunanistan Komünist Partisi’nin gerek iki yıl önce 2014 yılında yaşanan tartışma sürecinde, gerekse iki yıl sonra, 17 Nisan 2016’da yine aynı salonda bir etkinlikte yaptığı şekilde Türkiye Komünist Partisi’nin iç sorunlarında kendisini bir taraf olarak ortaya koyma çabasını yersiz, yanlış ve yakışıksız bulduğumuzu ifade etmek zorundayız.” denilirken Türkiye Komünist Partisi’nin kişilerin veya grupların değil, Türkiye işçi sınıfının ve komünistlerinin öncü partisi olduğu, Türkiye Komünist Hareketi kadroları ve üyeleriyle Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluşunu sağlayacağı, öte yandan Türkiye Komünist Partisi’nin kişilerin veya grupların bir takım hırs ve ihtiraslarının oyuncağı yapılamayacağı gibi, yeniden kuruluşu bir takım kulis faaliyetlerinin, pazarlıkların ve kişisel ilişkiler üzerine inşa edilen dış müdahalelerin sonucunda da gerçekleşmeyeceğinin vurgulanması dikkat çekti.

“TKH’nin görevi Türkiye işçi sınıfını ayağa kaldırmaktır”

Mektupta, TKH’nin öncelikli görevinin Türkiye işçi sınıfını ayağa kaldırmak ve sosyalist iktidar mücadelemizi başarıya ulaştırmak olduğu açıklanırken “hiçbir dayanağı olmayan ve safsatadan ibaret bir takım iddialarla Partimiz Türkiye Komünist Hareketi aleyhinde bir kara propaganda yapılmasına da asla hoşgörü göstermeyiz ve izin vermeyiz.” denildi.

KP tarafından düzenlenen salon etkinliğinde söz alan Yunanistan Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi Yorgos Marinos, yaptığı konuşmanın sonunda Komünist Parti’nin yoluna Türkiye Komünist Partisi adıyla devam etmesi yönündeki dileklerini ifade etmişti.

TKH’den YKP’ye mektup

TKH tarafından YKP’ye yazılan ve uluslararası komünist partilere aylık olarak gönderilen “Komünist Bakış”ın Mayıs sayısında yayınlanan mektubun tamamı şöyle;

Yoldaşlar,

Türkiye Komünist Partisi’nin 2014 yılında yaşadığı iç tartışmalar sonrasında önce iki ayrı parti ve şimdi de üç ayrı parti halinde yaşadığı ayrışma ortadadır.

Yunanistan Komünist Partisi’nin gerek iki yıl önce 2014 yılında yaşanan tartışma sürecinde, gerekse iki yıl sonra, 17 Nisan 2016’da yine aynı salonda bir etkinlikte yaptığı şekilde Türkiye Komünist Partisi’nin iç sorunlarında kendisini bir taraf olarak ortaya koyma çabasını yersiz, yanlış ve yakışıksız bulduğumuzu ifade etmek zorundayız.

Kişisel tanışıklıklarınızın etkili olduğu anlaşılan ve hiçbir zaman diğer taraflardan dinlemeye tenezzül etmediğiniz tartışmalar, Türkiye Komünist Partisi’nin iç sorunlarıdır. Komünist partiler arasındaki ilişkilerin enternasyonalist ve yoldaşça bir temelde olması gerektiği halde Türkiye Komünist Partisi’nin iç sorunlarına müdahale etmek konusundaki fazlasıyla hevesli tutumunuzu Türkiye Komünist Hareketi olarak reddettiğimizi bildiririz.

Elbette her komünist parti hangi partilerle ve ne düzeyde ilişki kuracağını kendisi belirlemekte özgürdür. Bunun yanı sıra her partinin yukarıda ifade ettiğimiz ilkesel çerçeve içerisinde eleştirilmesinde de bir beis yoktur. Fakat Yunanistan Komünist Partisi’nin bunun ötesine geçerek bir takım sıfatlar yakıştırmak dışında hiçbir eleştiri içermeyen bir tavır takınması, komünistlerin alabileceği bir tutum değildir. Siyasi eleştirileri ise bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra da her uygun ortamda cevaplamayı ve tartışmayı sürdüreceğiz.

Öte yandan, öncelikli görevimizi Türkiye işçi sınıfını ayağa kaldırmak ve sosyalist iktidar mücadelemizi başarıya ulaştırmak olarak görüyoruz. Bunun dışında, siyasi mücadelemizin esas kaynağı olarak gördüğümüz bir husus bulunmamakla birlikte, hiçbir dayanağı olmayan ve safsatadan ibaret bir takım iddialarla Partimiz Türkiye Komünist Hareketi aleyhinde bir kara propaganda yapılmasına da asla hoşgörü göstermeyiz ve izin vermeyiz.

Türkiye Komünist Partisi, kişilerin veya grupların değil, Türkiye işçi sınıfının ve komünistlerinin öncü partisidir. Yegâne amacı Türkiye Sosyalist Devrimi’nin gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Türkiyeli komünistlerin birliği elbette sağlanacak ve Partimiz Türkiye Komünist Hareketi kadroları ve üyeleriyle Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluşunu sağlayacaktır. Ancak bu başarılıncaya kadar, Türkiye Komünist Partisi, bunun ötesine geçerek kişilerin veya grupların bir takım hırs ve ihtiraslarının oyuncağı yapılamayacağı gibi, yeniden kuruluşu bir takım kulis faaliyetlerinin, pazarlıkların ve kişisel ilişkiler üzerine inşa edilen dış müdahalelerin sonucunda da gerçekleşmeyecektir.

Partimiz Türkiye Komünist Hareketi ve kadroları Türkiye Komünist Partisi içerisindeki tartışmaların başladığı ilk günden itibaren parti birliğini, ideolojik ve siyasi netliği ve işçi sınıfının örgütlenmesinin yollarını mutlak şekilde gözeterek tartışma yürütmüş ve tavır almıştır. Partimiz ve kadrolarımız 2014 yılından bu yana Türkiye Komünist Partisi’nin bölünmesini dayatan, siyaseti çeşitli burjuva partileri ile kurulacak ilişkiler üzerinden tanımlayan, işçi sınıfının gücünü biriktirmek ve sürekli kılmak yerine kıymeti kendinden menkul proje ve sloganlarla siyaset yapan, kendi kişisel beklentilerini ve konumlarını işçi sınıfının çıkarlarının üzerinde gören tüm anlayışlara karşı tutarlı ve dirayetli bir tartışma yürütmekten çekinmeyerek mücadele etmiştir ve edecektir. Partimiz bunun için herhangi bir onay, izin veya icazet beklentisi içerisinde de değildir. Tarih kimin haklı olduğunu elbette ortaya çıkartacaktır.

Bununla birlikte, Yunanistan Komünist Partisi’nin bu tartışmanın ayrıntılarına hâkim olmadan ve tek taraflı olarak yönlendirilen bir biçimde konunun içinde yer almaması gerektiği tartışılmazdır.

Bu bağlamda, her komünist partinin yegâne görevinin kendi ülkesinde burjuvaziye karşı sürdürdüğü sosyalist iktidar mücadelesi olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.

Aramızdaki ikili ilişkilerden bağımsız olarak, yoldaşımız olarak gördüğümüz Yunanistan Komünist Partisi’nin Türkiye Komünist Partisi’nin iç işlerine ve tartışmalarına müdahale etmekten vazgeçmesi gerektiğini hatırlatıyoruz.

Yoldaşça ilişkiler kurmak dileğiyle,

Türkiye Komünist Hareketi