Kapak açılınca gericilere yanıt vermek farz oldu!(*)

Hakan Yerlikaya yobazların ilericilere saldırısına yanıt niteliğinde bir yazı yazdı.

Kapak açılınca gericilere yanıt vermek farz oldu!(*)

Hakan Yerlikaya

Bakın yobazlar!

Sıkıntınız büyük.

Artist yetiştiremiyorsunuz…

Yılmaz Güney’iniz, Tarık Akan’ınız yok.

Komedyen yetiştiremiyorsunuz…

Kemal Sunal’ınız, Levent Kırca’larınız, Müjdat Gezen’leriniz yok.

Piyanist yetiştiremiyorsunuz…

Fazıl Say’ınız yok mesela.

Şair yetiştiremiyorsunuz…

Nâzım Hikmet’iniz, Ahmed Arif’iniz, yok.

Sizin tek hedefiniz var biliyoruz

“Ülkeyi karanlık zihniyetinizle teslim almak.”

İşte onu başaramıyorsunuz.

Yıllar geçti,

Çeyrek yüzyıllar,

Yarım asırlar,

Bir türlü olmuyor.

Kıble edip, işbirlikçiliğini yaptığınız ABD desteği de nafile.

Niye olmuyor hiç düşündünüz mü?

Niye başaramıyorsunuz hiç muhasebesini yaptınız mı?

Ders zillerinin çaldığı şu günlerde,

Biz size,

Öğrencilerin anlayacağı basitlikte,

Hatta Bilal’e anlatır gibi anlatmaya çalışalım.

Halkın değerlerine saygılı olun.

Dikkat edin, “Halkın değerlerine itaat edin” demiyoruz.

Kimseyi takiyyeciliğe davet etmeyiz.

Yapamıyorsanız, “yapmış gibi” yapmayın.

Asla laik, yurtsever, eşitlikçi, ilerici olmanızı beklemiyoruz.

Ama, halkın değerlerine saygılı olun.

Daha geçtiğimiz gün Tarık Akan’ı uğurlarken ne yaptınız?

Yine duramadınız, kudurup küfürler ettiniz.

Etmeye de devam ediyorsunuz.

Halkın değerlerinden biri de Tarık Akan’dır.

A bizim helyum gazı çekip ilahi okuyan şapşik gericilerimiz!

A bizim aptal yobazlarımız!

Küfür nedir? Türkiye toplumunda yeri neresidir? tekrar bakın.

Tabii ki sizden cenazeye saygı göstermenizi beklemedik, beklemiyoruz.

Geleneklerinize sahip çıkıyorsunuz.

Ama… Bu küfürlerin hesabı da sorulur.

Ey gericiler,

İşçi sınıfının bulunduğu her ortamda.

Tarık Akan’ı anma töreninde de.

İşçilerin piyano dinlemesi yerine ilahi dinlemesini arzu ettiğinizi biliyoruz.

Bu sizin helyumlu ve helyumsuz gerici kafanızın ürünüdür.

Solculara saldırmak için istismar ettiğiniz o işçilerin,

Hiçbirinin evinde piyano yoktur gerçekten.

Ama…

O evlerde ekmek de yoktur.

”Ekmek niye yoktur?” sorusu sizi dinden çıkarır haşa.

Zaten sizin anlayamadığınız meselelerden biri de bu.

“Neden işçilerin evinde bir enstrüman yok?” sorusunun cevabı varlık nedeninizi tehdit eder.

Solcuların mücadelesini verdiği ülkede,

Piyano olmasa bile, her işçinin evinde önce ekmek sonra bir enstrüman olacak.

Hiç tasalanmayın.

Fakat riyakarlık yapmaya devam edin.

Geleneğiniz de var… Ne diyelim!

Engel olamıyorsunuz…

Tarihin hiç bir kesitinde yanında durmadığınız işçiler üzerinden ”edebiyat” yapmaya devam edin..

Türkiye işçi sınıfı, emekçi halkı, aydınları, ilerici sanatçıları sizi çok iyi tanıyor…

Grev çadırlarına saldırılarınızdan,

6-7 Eylül’den,

Kanlı pazar’dan,

6. Filo’ya secde etmenizden,

Maraş, Çorum, Sivas’tan…

Sözün kısası…

Hem piyano kırıp,

Hem işçi düşmanlığı yapıp,

Hem halkın Şivan’ına dil uzatıp,

Hem de devrimcilere akıl vermeye kalkmayın.

Bu yükü taşıyamaz altında kalırsınız…

(*) Akit çukurdan bu kez Tarık Akan için çıktıAkit yine şaşırtmadı: Bu sefer de Tarık Akan’ın öldüğü yaşla dalga geçtiler