Kanlı Pazar'ın yıl dönümünde anti-emperyalizm ve gençlik

Sedat Yalçın Önay 1969 yılında Dolmabahçe açıklarına demirleyen 6.Filo’nun temsil ettiği Amerikan emperyalizmine karşı, yurtsever öğrenci eylemleri başladı. 16 Şubat’ta Beyazıt’tan Taksime ‘Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü’ düzenlenir. Yürüyüş esnasında sayı 40 bini bulurken, ‘Emperyalizme Hayır, Sosyalizme Evet’, ‘Köylüye Toprak Yok, Amerikan Üslerine Toprak Çok’, ‘Vietnam’da Barınamayan Türkiye’de Tutunamaz’ sloganlarıyla ABD emperyalizmi ve işbirlikçileri... View Article

Kanlı Pazar'ın yıl dönümünde anti-emperyalizm ve gençlik

Sedat Yalçın Önay

1969 yılında Dolmabahçe açıklarına demirleyen 6.Filo’nun temsil ettiği Amerikan emperyalizmine karşı, yurtsever öğrenci eylemleri başladı. 16 Şubat’ta Beyazıt’tan Taksime ‘Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü’ düzenlenir. Yürüyüş esnasında sayı 40 bini bulurken, ‘Emperyalizme Hayır, Sosyalizme Evet’, ‘Köylüye Toprak Yok, Amerikan Üslerine Toprak Çok’, ‘Vietnam’da Barınamayan Türkiye’de Tutunamaz’ sloganlarıyla ABD emperyalizmi ve işbirlikçileri hedef alınmaktadır.

14 Şubat’ta yapılan ‘Bayrağa Saygı’ mitingi, gericilerin gövde gösterisine dönüşür.ve Komünizmle Mücadele Dernekleri’nin Başkanı İlhan Darendelioğlu, Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB) Cağaloğlu’ndaki merkezinde “… Pazar günü komünistler miting yapacak, biz bu mitingde savaşacağız. Silahı olan silahıyla, olmayan baltasıyla gelsin…” der.

Öğrenciler, 10 Şubat’ta Dolmabahçe Rıhtımı gönderine, 11 Şubat günü ise İstanbul Beyazıt Yangın Kulesi’ne Demircioğlu anısına bayrak çekerler. Gerici basında bu olay, ‘Kuleye kızıl bayrak çekildi’ olarak verilir. Daha sonra Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, o dönem MTTB İcra Kurulu Başkanı’dır.

Bugün gazetesinde sosyalistleri, yurtseverleri açıktan hedef gösteren yazılar yazan Mehmet Şevki Eygi, ‘ihtilal’e karşı İslamcı kitleleri ‘sopa, balta ve taşını alarak vazifesini yapmaya’ çağırır. 15 Şubat’ta Adapazarı’ndan, Bolu’dan otobüslerle getirilen kitleye, sopa ve bıçaklar dağıtılarak, işçi yürüyüşüne yapılacak saldırının son hazırlıkları da tamamlanır.

Organize bir saldırıdır Kanlı Pazar. Burjuva basın saldırıyı sonuna kadar örgütlemiş, cihat cağrıları yapmış ve faşistler eyleme saldırmıştır. Sonucunda ise 2 TİP’li katledilmiş ve 200’e yakın yaralı vardır. Failler hiçbir zaman bulunmamış ve kapanmıştır.O zamanlar Komünizmle Mücadele Dernekleri’nde, MTTB’de yetişen, Dolmabahçe’de 6. Filo önünde namaz kılanlar bugün iktidardadır. Mücadele edenler katledilmiş, sindirilmiştir.

Ülkemiz tarihi katliamlar tarihidir. Kanlı Pazar’ın da diğer katliamların da hesabı ortada duruyor. Yeni katliamlarla karşı karşıya olabileceğimiz gerçek. Bataklığı kurutmadan sivri sineklerle kavga etmenin anlamı yok. Katliamlarla iktidara gelenler, katliamlara yol açmış, katliamlarla dizayn edilmek istenmektedir. Bu tablo, ülkemizi bir katliamlar zinciriyle esaret altında tutan emperyalist-kapitalist sistemin direkt kendisidir. Yaşadığımız düzen bir sermaye düzenidir. Sermaye düzeninin ayakta kalması ya da yol almasının yolu katliamlardan geçmektedir.

Bu topraklarda anti-emperyalist damarın olduğunu hep belirttik. Gençliğin burdaki rolünü de herkes takdir eder. Kurtuluş savaşında emperyalizme karşı memleketini savunan ve cumhuriyet devrimini yapan gençlerden, 6.Filo eylemiyle zirvelerinden birini yaşayan 68 kuşağı gençliğine bu memlekette emperyalizme karşı mücadelede rolünü göstermektedir.

Bugün gelinen noktada ne gençlik ne sol-sosyalist gençlik örgütleri sanki emperyalizmin eli yokmuş, gericilik sadece somut bir tehlike, olanların ise sermaye düzeni ile doğrudan bir bağı yokmuş gibi güncelliğe sıkışmış ve ‘’savunmaya’’ geçmiştir. Anti-emperyalizm, ilericilik, sosyalizm, iktidar-devrim gitti yerine kardeşlik, soyut bir özgürlük, liberal bir demokrasi kavramı ve yine soyut bir barış kavramları geldi. Bu kavramlar bizim kavramlarımız değil. Bu olgular gerçek olgular değil. Özgürlük, kardeşlik, demokrasi ve barış ancak sosyalizmle mümkün. Bu ezber. Burdan geriye düşülemez.

Bugün emperyalizme karşı olduğunu söyleyip Fredrich Ebert Vakfı’nın etklinliği örgütlenemez. Anti-emperyalizm, emperyalizmin politikalarına, kurumlarına ve ideolojisine amasız, fakatsız karşı durmaktır. Emperyalist bir oluşum olan AB’ye kanmamaktır. ABD emperyalizmini Kürt sorunun çözümünde bir özne olarak görmemektir. Aksine emperyalizme karşı mücadele ile Kürt sorunun çözüleceğini, Emperyalistlerle, gericilerle barış olmayacağını burdan barış çıkmayacağını bilmektir.

Anti-emperyalizm gericiliğe karşı mücadele etmektir. Emperyalizm ile gericiliğin kökten bağını her defasında teşhir etmektir. Gericiliğin yol yaptığını emperyalizmin geldiğini söylemektir. Bugün iktidar mücadelesini Saray’a, Erdoğan’a sıkıştırmadan, ülkeyi felakete sürükleyen işbirlikçi AKP diktatörlüğü ile kavga etmektir.

Sermayeye karşı olmaktır. Anti-kapitalist olunmadan, tam anlamıyla anti-emperyalist olunamayacağını bilmektir. Kapitalizme karşı ancak sınıfla beraber kavga edebileceğini bilmektir. ‘Sınıfa Karşı Sınıf’ diyenlerle ‘Yolumuz İşçi Sınıfının Politik Mücadelesinin Yoludur’ diyebilmektir.

Bunlar ezberdir. Ama unutulmuştur ya da sulandırılmıştır. Sosyalizm, sınıf mücadelesi, iktidar perspektifi gitmiş ve günü kurtarmak derdiyle “Üniversiteleri savunmak” üzerinden fiziki bir kavgaya girilmeye çalışılmaktadır. Bugün başat olan siyasettir. İdeoloji ile tahkim edilmiş siyaset. Üniversiteler siyasallaşmalı, emperyalizmle-gericilikle-sermayeyle bütünlüklü bir kavga vermek gerekmektedir. Buradan bir gençlik kimliği yaratılmalıdır.

Tarihi olarak belleğimizi tazelemek, 6.Filo’yu denize döken Denizleri anlayabilmek, 68 kuşağının devrimciliği ve eksikliğini bilip salt “68 öykünmeciliği” yapmamak, güncellik ile tarihsellik arasına sıkışmamak gerek. Sosyalizm mücadelesini üniversitelerde yükselttiğimiz, gericiliğe ve emperyalizme karşı kavgayı büyüttüğümüz bir gençlik dinamiği yakalamak gerekiyor. Denizler, Harun’lar ve anısına Vedat Demircioğlu için…

Ve Ruhi Su’nun Kanlı Pazar ardından yazdığı dizelerle bitirmek gerek. Bu sözler bize artık her seferinde 10 Ekim Ankara’yı hatırlatacaktır. Hatırlatsın. Unutmayalım, mücadeleyi büyütelim.

Ellerinde pankartlar
Gidiyor bu çocuklar
Kalkın ayağa, kalkın
Gidiyor bu çocuklar

Bu pazar, kanlı pazar
Dert yazar, derman yazar
Kalkın ayağa, kalkın
Gidiyor bu çocuklar

Bu meydan kanlı meydan
Ok fırladı çıktı yaydan
Kalkın ayağa, kalkın
Biz şehirden, siz köyden