IŞİD sanığı kendini böyle savundu: ÖSO'ya yardım için gittim, Osmanlı torunuyum

IŞİD üyesi olduğu suçlamasıyla yargılanan sanık, 'IŞİD mensubu değil Osmanlı torunu olduğunu' söyledi.

IŞİD sanığı kendini böyle savundu: ÖSO'ya yardım için gittim, Osmanlı torunuyum

Antalya’da İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirilen bombalı saldırılar ile bağlantısı bulunduğu iddia edilen ve IŞİD üyesi olduğu suçlamasıyla tutuklu yargılanan Tatar kökenli Rus vatandaşı 39 yaşındaki Airat Vakhitov, ‘IŞİD mensubu değil Osmanlı torunu olduğunu’ söyledi.

Antalya’nın Döşemealtı İlçesine yerleşen evli ve 2 çocuk babası Airat Vakhitov, IŞİD davalarında yargılanan kişilerle irtibatlı olduğu tespit edilince geçen haziran ayında gözaltına alındı. Vakhitov’un evindeki dijital materyallere de el konuldu. Yapılan incelemede, Airat Vakhitov’un elinde silah ve el telsiziyle çekilen bir fotoğraf bulundu. Airat Vakhitov’un taşıdığı kimliğin de sahte olduğu tespit edildi. Tutuklanan Airat Vakhitov hakkında ‘terör örgütü üyesi olmak’ ve ‘sahte belge düzenlemek’ suçlarından Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

“Suriye’ye ÖSO’nun çağrısıyla gittim”

Airat Vakhitov, ilk duruşmada suçlamaları kabul etmedi. Rusya vatandaşı bir Tatar olduğunu belirten Airat Vakhitov, şöyle konuştu:

“Tataristan’da 1997- 1998 yıllarında cami imamı olarak çalıştım. Bu dönemde Çeçenlerle Ruslar arasında çatışmalar yaşanıyordu. Ben yardım için Çeçenistan’a gitmiştim. Çeçenlere yardım ettiğim için Rus istihbaratı tarafından gözaltına alındım. Ardından Özbek teröristler beni esir aldı. Sonra beni Afganistan’daki Taliban’a teslim ettiler. Benim Rus ajanı olduğumu sanarak Amerikan askerlerine verdiler. Amerikan askerleri de beni Guantanamo’daki kampa götürdü. 2 sene orada sorgulandım. Hakkımda herhangi bir suç unsuruna rastlanılmayınca beni Rusya’ya teslim ettiler. Beni 4 ay sorguladıktan sonra bıraktılar. Korktuğum için yurtdışına kaçtım. Birkaç ülkeyi dolaştıktan sonra eşim ve çocuklarımı da yanıma alıp Türkiye’ye geldim. 2012 yılında Özgür Suriye Ordusu’nun çağrısı üzerine insani yardımda bulunmak amacıyla Suriye’ye gittim. 2013 yılında ise tekrar Türkiye’ye döndüm. Suriye’den dönerken Özgür Suriye Ordusu’nun temin ettiği sahte kimlikle tekrar geldim. Hayatta kalabilmek için bu yola başvurdum. Çünkü Rus istihbaratının gelip bana zarar vermesinden endişe ediyordum. Türkiye’ye döndükten sonra Döşemealtı ilçesine yerleştim. İnternet sitelerinde IŞİD aleyhine yazılar yazdım.”

Antalya’daki IŞİD soruşturmasında yakalanıp bir süre tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan Rus vatandaşı Aleksei Alekseev ile Antalya’daki bir emlakçıda tanıştıklarını, Sultanahmet’teki patlamadan bir gün önce gözaltına alınıp bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Aydar Süleymanov ile namaz için gittiği camide tanıştığını söyleyen Airat Vakhitov, kendisinin ‘IŞİD’in yaşam tarzını da itikatını da reddettiğini’ söyledi.

“Osmanlı torunuyum”

‘IŞİD’lilerle anılmaktan da rahatsız olduğunu, cezaevinde de diğer IŞİD sanıklarıyla aynı koğuşta kaldığını’ söyleyen Airat Vakhitov, “Ben bir Tatar Türküyüm. Osmanlı torunuyum. Dedem, Osmanlı döneminde bir bürokrattı. Osmanlı döneminde şimdiki milli eğitim bakanlığına benzer bir yerde çalışıyordu” dedi.

Ardından mahkemeye dedesinin olduğunu iddia ettiği bir fotoğrafı sunan Airat Vakhitov, gözaltına alındığında polisin kendisini ‘Seni Rusya’ya teslim edeceğiz’ diyerek korkuttuğunu ve baskı yaptığını, bu yüzden de emniyette gerçekleri söylemediğini ileri sürdü.
Sanık avukatının süre talep etmesi üzerine duruşma ertelendi.