İlerici Kadınlar Derneği: Kadın düşmanlığı ve gericilik arsız otlar gibi beraber büyür

İlerici Kadınlar Derneği şort giyen bir kadının saldırıya uğraması ile ilgili bir açıklama yayınladı.

İlerici Kadınlar Derneği: Kadın düşmanlığı ve gericilik arsız otlar gibi beraber büyür

İlerici Kadınlar Derneği, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da otobüste saldırıya uğrayan hemşire, kadına yönelik şiddet, gericilik ve AKP iktidarı ile ilgili bir açıklama yayınladı.

Açıklamada kadına dönük şiddetin gericilik ile birlikte boy attığına vurgu yapılırken, tüm bunların temel sebebinin AKP iktidarının ülkemizi getirdiği yer olduğu ifade edildi.

Açıklamanın tam metnini okurlarımız ile paylaşıyoruz.

“AKP’NİN ‘YENİ TÜRKİYE’SİNDE KADINLAR ‘KAMUSAL ALANDA’ TEKMELENİYOR!

Bayram sabahı bindiği otobüste, genç bir kadın, şort giydiği gerekçesiyle ‘sen şeytansın’ ve ‘şort giyenler ölmeli’ sözleri ile saldırıya uğradı. Saldırının ardından ise yolcuların gözü önünde otobüs şoförü tarafından sokağın ortasına bırakıldı. Genç kadının suç duyurusunun ardından gözaltına alınan saldırgan ‘giydiği şort ortama uygun değildi, sinirlendim, İslam hukuku bunu yapmamı gerektiriyordu’ şeklinde ifade verdikten sonra serbest bırakıldı…

Muhtemeldir ki, mahkeme gelen tepkiler üzerine ‘halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek’ suçlaması ile yeniden yakalama kararı aldı ve saldırgan gözaltına alındı.

Yaşanan olay, olay sırasında ve sonrasında ortaya çıkan tablo gerici zihniyetin geldiği son noktayı ve nasıl bir hukuk sistemi ile karşı karşıya olduğumuzu göstermesi açısından ibretliktir. ‘Kadınlar toplumsal/kamusal alandan ancak İslami gericiliğin kurallarına uyarsa yararlanabilir’ mesajı hem kadınlara, hem de topluma açık bir şekilde verilmektedir.

Kadın düşmanlığı yalnızca fiziki şiddet ya da cinayetle sonuçlandığında haber değeri taşır hale gelmiştir. Oysa olayın yaşandığı günlerde; ‘kız çocukları cehennem kadar risktir’ vaazları verilmeye, ‘kadınlar ve kızlar, aşırı dekolte fâhişe kıyafetiyle gezerek erkekleri tahrik etmeyecek’ vaatleriyle yazılar yazılmaya, ‘kısa saçlı kadınlar’ tanımlamasıyla ilerici, aydın kadınlara hakaret edilmeye devam ediliyordu. Bu zihniyetin taşıyıcılarının yazar, alim sıfatlarıyla ödüllendirildiği bir ortamda saldırıyı yapan kişinin ruh sağlığının bahane edilmesi, olayın münferit olarak tanımlanması aklımıza hakarettir.

Kadına yönelik şiddetin birtakım kılıflarla meşru hale getirilmesi, aynı zamanda bir bütün olarak toplumun sindirilmesidir. Saldırının tanıklarının duyarsızlığı, olayı izlemekle yetinmeleri bunun göstergesidir. Saldırı sonrasındaki hukuki süreç ise benzeri saldırılara çanak tutmaktadır. Olayı basit darp şeklinde tanımlayıp, üstelik saldırganın yaptığı hareketin kendi inancı çerçevesinde doğru olduğunu savunurken serbest bırakılması, kadın düşmanlığının meşruluğunu tescillemekten başka ne anlama gelir?

Yaşanan olayda kadına yönelik şiddetin ciddi bir suç unsuru olarak görülmemesi, saldırganın ifadesi nedeniyle suçun tanımının ‘halkı kin ve düşmanlığa teşvik’ olarak nitelendirilmesi yaşanan olaydaki garabetin bir başka boyutudur.

Kadına yönelik şiddet ile gericiliğin bu topraklarda arsız otlar gibi beraber büyüdüğü unutulmamalıdır.

Unutulmamalı ve şu soruların cevapları verilmelidir:

‘Kız çocukları cehennem kadar risktir’ diyen zat, halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmiyor mu?

Her gün kadına yönelik ayrımcı ifadeleri ve hakaretleri sarf edenler, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmemekte midir?

‘Kadınlar ve kızlar aşırı dekolte kıyafeti ile gezerek erkekleri tahrik etmemeli’ diyen Mehmet Şevket Eygi ve muadillerinin şortlu genç kadına tekme atan saldırgandan farkı nedir?

Soruyoruz: Hükümet altına imza attığı İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele’ye dair sözleşmeyi uygulamayı düşünmekte midir?

Kadın düşmanlığı, gerici politikaların sonucudur.

Toplumu dinsel referanslarla şekillendirmeye çalışmanın, bütün toplumu sindirmenin, laikliği ortadan kaldırmanın sonucudur.

Sıkıştığı her noktada kadının giyim kuşamı üzerinden politika üretmeye çalışan 14 yıllık AKP iktidarı ortaya çıkan bu tablonun birinci elden sorumlusudur!

Karanlığınıza boyun eğmeyeceğiz!

Laiklik için mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz!”