Hüseyin Çelik bu kez AKP'ye 'laiklik' uyarısında bulundu

Çelik, "Din Üzerinden Siyaset Yapmak" yazsısında, "Din üzerinden siyaset yapılması veya dinin siyasete alet edilmesi de en az ırkçı siyaset kadar tehlikelidir." ifadelerine yer verdi.

Hüseyin Çelik bu kez AKP'ye 'laiklik' uyarısında bulundu

AKP hükümetine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a muhalif açıklamalarıyla dikkat çeken AKP’nin eski bakanlarından Hüseyin Çelik, şimdi de AKP’ye ‘laiklik’ uyarısı yaptı.

Kişisel internet sitesinde AKP’yi eleştiren yazılarına bir yenisini ekleyen Çelik, son yazısında, “Din Üzerinden Siyaset Yapmak” başlığını kullanarak, “Din üzerinden siyaset yapılması veya dinin siyasete alet edilmesi de en az ırkçı siyaset kadar tehlikelidir. Devlet, her türlü dini hayatın kolaylaştırıcısı, hamisi olsun ama bu işlerin tarafı olmasın. Laiklik dediğimiz şey zaten bu değil mi?” ifadelerine yer verdi.

Hüseyin Çelik’in yazısı şöyle:

“AK Parti’nin kuruluş çalışmalarının başladığı 2001 yılının ilkbaharında Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan‘la birkaç kişinin bulunduğu bir kahvaltı sofrasında bir araya geldik. Ben o zaman DYP‘de milletvekili idim. Kendisi bana, bir parti kurmak için yola çıktıklarını, partiyi kendileriyle kan uyuşmazlığı olmayacak, Milli Görüş Hareketi’nin dışındaki siyasi şahsiyetlerin de katılımı ile kurmak istediklerini söyledi. Bu yolculukta kendileriyle beraber olup olmayacağımı sordu. Ben, kurulacak partinin Milli Nizam, Milli Selamet, Refah ve Fazilet Partilerinin devamı veya başka bir versiyonu olması halinde böyle bir partinin içinde yer almayacağımı ancak, merkezde, ayakları geniş basan, dinî değerler üzerinden değil, demokratik değerler platformunda siyaset yapan bir partinin kurulması halinde severek böyle bir oluşumun içersinde yer alacağımı söyledim. Sayın Erdoğan, bana ‘tıpa tıp aynı cümle ve kelimelerle ifade etmesek de kurmak istediğimiz parti, tam da sizin bu çerçevesini çizdiğiniz partidir’ dedi.”

Laiklik dediğimiz…

“Muhafazakar bir parti olarak AK Parti, ötekileştirilen ve yıllarca itilip kakılan mütedeyyin insanların gaspedilmiş birçok hakkını iktidarı döneminde onlara iade etti. Mütedeyyin insanlar, kendileri öteki olmaktan çıkarken başkalarını ötekileştirmemeye azami dikkati göstermelidirler. Dindar insanların, dindarlığını gizleme ihtiyacı hissetmediği ama bunu insanların gözüne sokarcasına bir tutum içersinde de olmadıkları bir Türkiye, ancak sağlıklı bir Türkiye‘dir. Dindar, dinini istediği gibi yaşasın ama birisi dinsizse veya başka bir dinin mensubu ise bunu da gizleme ihtiyacı hissetmesin. Devlet, her türlü dini hayatın kolaylaştırıcısı, hamisi olsun ama bu işlerin tarafı olmasın. Laiklik dediğimiz şey zaten bu değil mi?”

“Hepimiz gökkuşağındaki saygın yerimizi alalım”

“Gayrimemnun insanlar, tarih boyunca memnuniyetsizliklerini çoğunlukla ya etnisiteyi veya dini referans alarak ortaya koymuşlardır. Hem dinî hem de etnik siyasetin finali, çoğu zaman ya kaoslu veya kanlı olmuştur. Etnik siyaset ve din üzerinden yapılan siyaset, ayrışmanın, kamplaşmanın ve nihayetinde çözülmenin tahrik edici unsurlarıdır. Kesrette vahdeti, yani çokluk içinde birliği istiyorsak sahip olduğumuz bütün renkleri muhafaza ederek hepimiz gökkuşağındaki saygın yerimizi almak zorundayız.”