Heykeltıraş Mehmet Aksoy "Cumhurbaşkanı'na hakaret" davasında beraat etti

Heykeltıraş Mehmet Aksoy'un "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçundan açılan davada beraatına karar verildi.

Heykeltıraş Mehmet Aksoy

Heykeltıraş Mehmet Aksoy’un “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan açılan davada beraatına karar verildi. İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya sanık Mehmet Aksoy ile müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Ferah Yıldız katıldı.

Duruşmada ifade veren Aksoy, Erdoğan’a hakaret etmediğini savunarak, “Kamuoyunda ‘Ucube davası’ olarak bilinen davada kazandım. Bazı gazeteciler bu tazminatı heykele yatırıp yatırmayacağıma ilişkin provokatif sorular sorması üzerine, ‘Haram parayla heykel yapmayacağım’ dedim. Buradaki amacım, söz konusu tazminat parasının emek harcanmadan kazanılmış olmasıdır. Benim haram helal anlayışım vardır. Söylediğim sözü şikâyetçiye yönelik olarak sarf etmedim” ifadelerini kullandı.

Müşteki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Yıldız, sanık Aksoy hakkındaki şikâyetlerinin sürdüğünü belirterek, “Sanık, haram ve helal kavramlarını bildiğini söyledi. Müvekkilim koskoca bir ülkeyi yönetmektedir. Cumhurbaşkanı sıfatıyla aldığı maaşın haram olarak nitelendirilmesi, sanığın kasıtlı hareket ettiğini göstermektedir” diye konuştu.

Sanık Aksoy’un avukatı Turgut Kazan, müvekkilinin sarf ettiği sözlerin Cumhurbaşkanı’na yönelik olmadığını, sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, müvekkilinin beraatını talep etti. Hâkim, sanık hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan açılan dava açıldığını ancak suçun yasal unsurlarının oluşmadığını belirterek, sanığın beraatına karar verdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Mehmet Aksoy’un “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edilmişti.

Ayrıca Mehmet Aksoy beraatının ardından dava ile ilgili görüşlerini facebook hesabından görüşlerini paylaştı:

Haram davasını kazandım artık SIRAT KÖPRÜSÜNDEN geçebilirim tüy kadar hafifledi kalbim. Geçemeyecek kadar ağırlıkları olanlar düşünsün…

SAVUNMAM

İnsan hayattan, toplumdan, okuldan, öğretmenden, aileden, anadan babadan öğrenir. Hepimiz toplumsal varlıklarız. Babam Zabıt Kâtibi idi, hep benim hâkim olmamı isterdi. Hak hukuk bilirdi. Bu özelliğinden dolayı kasaba “Yayladağı” köylüleri ona gelir sorunlarını anlatır, çözüm ararlar, dilekçe yazdırırlardı. Bir cuma günü elinde samanlar içine konmuş bir sepet yumurta ile köylü bir vatandaş çıkageldi. Babamın eline sarıldı, babam elini öptürmedi. Köylü minnet duygularını açıklayan cümleler kurdu ve yumurtaları babama vermek istedi. Babam kabul etmedi. Adam ısrar etti eline tutuşturup kaçmayı denedi babam yumurta sepetini adamın arkasından attı. Adam şaşkın kalakaldı. Babam; ben sana bunu iyilik olsun, hak yerini bulsun diye yaptım bana bir şey veresin diye değil diyerek kapıyı kapattı. Kırılmış yumurtalar yerde, adam şaşkın, ben ve kardeşlerim de öyle. Bu olayı hiç unutmadım bana babamdan kalan miras budur.

Ben elli senedir heykel yapıyorum. Beş bin tonun üzerinde taş yonttum. Form dilinden kendimi, duygularımı, düşüncelerimi, anlatmaya çalışıyorum. Kafalardaki putları yıkmaya insanların düşünce ve duygu düzeylerini yükseltmeye, inceltmeye, zenginleştirmeye, sevgi, dert ve düşünceleri paylaşmaya çalışıyorum… Yaptığım işe ve emeğe saygım var. Ben kelimenin tam anlamıyla ekmeğimi taştan çıkarıyorum. Emek vermeden alın teri dökmeden kazandığım para yok. Hakaret davasından kazandığım para benim için Loto’dan, Toto’dan kazanacağım bir para kadar değerlidir. Yani değersizdir. Haramdır. Benim haram anlayışım bu. Burada benim haram, helal anlayışım yargılanıyor. Ben hak yerini bulsun diye dava açtım, para için değil. Para cezanın adı onu da alamadık zaten. Bilindiği gibi dava Yargıtay’dan döndü, ucube aklandı. Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerine güvenip erkenden kazandığım davanın sevinciyle arkadaşlarla ucube kutlaması yaptık. Para da gitti. Helal param gitti mağdurum Hâkim Bey…