Gerici yazardan "kısa saçlı kadın" tarifi!

AKP iktidarının meşrulaştırma çabasıyla dur durak bilmeyen ve neredeyse her gün gündeme gelen kadın düşmanı sözler, yazılar, politikaların ardı arkası kesilmiyor.

Gerici yazardan

AKP iktidarının meşrulaştırma çabasıyla dur durak bilmeyen ve neredeyse her gün gündeme gelen kadın düşmanı sözler, yazılar, politikaların ardı arkası kesilmiyor.

Gerici Yeni Şafak gazetesinden Faruk Aksoy da bugün yazdığı “Selin Sayek Böke” başlıklı yazısında “kısa saçlı kadınlar”ı tarif ederek, gericilerin kadın düşmanlığını bir kez daha gözler önüne serdi.

İşte Aksoy’un bugünkü yazısı:

İşleri dolayısıyla kısa saçı tercih eden kadınlar; genellikle dominant, âsi, acımasız, ruhundan çok zekâsına hürmet edilmesini isteyen kadınlardır.

Kürk giymezler ama doğayı şehre indirler.

Bir not fazla vermezler, nasihat etmek yerine uyarıda bulunurlar, bunu yaparken de mutlaka kaşlarını kaldırırlar.

Onların yanında başka birisini övemezsiniz, kıskanırlar fakat kıskançlıklarını gizlemek için başkası hakkında konuşmanın saygın bir davranış olmadığını hatırlatırlar.

Kansere yakalansalar bile sebep kendileridir, kadere rest çekip isyanları oynamazlar, daha çok gülümserler, asıl savaşlarını gülümseyerek verirler, gülümseyerek ısırırlar ötekini.

Bindikleri at, zekâlarıdır.

Bırakıp gitmeyi bilirler lâkin bıraktıklarını da rahat bırakmazlar.

Ağlamak bir ritüeldir, kısa saçlı kadınlar için…

Ağlamak en son başvurulan itiraz değildir ama aniden başlayabilir sağanak.

Eski hallerine dönmeleri zaman almaz, birkaç küçük dokunuş yeter gözlerine, canlanıverirler birden.

Yardım edilmesini sevmezler, zaten düştüklerine de inanmazlar.

Kısa saçlı kadınlar, anlayamadıkları şeylerin modası geçmiş şeyler olduğuna hükmederler.

“Gerekli olsaydı mutlaka anlardık” diye düşünürler.

Başı açık kadının ağır makyajını da başı kapalı kadının başörtüsünü de itici bulurlar.

Sokağın kemancısına bahşiş verirler, onların derdi sokağın dilencisiyledir, onun avareliğini affetmezler.

Kebapçının moderni, hamburgercinin yerel olanı makbuldür, kısa saçlı kadınlar için.

Zorda kalmadıkça gelenekten bahsetmezler, lâkin yol yordam bildiklerini ispatlamak için de ananenin Osmanlılığından başlarlar.

Kısa saçlı kadınların en büyük havası, istedikleri zaman saçlarını uzatabilme kudretine sahip olmalarıdır.

Her şeye ama her şeye hakim olduklarını hissettirirler.

Her kısa saçlı kadın, uzun saçlı bir erkeğe haddini bildirmiş kadındır yani…

Kocalarından çok ideallerindeki devlete, babalarından çok yüreklerine zerk edilmiş ideolojiye inanırlar.

Haklarını da yememek lazım; daima kocalarından çok babalarını severler.

Hesabı, kitaba göre öderler, üstü kalmasın diye bozukları UNICEF kutusuna atarlar.

Dans etmeyi bilmezler, dans eden erkekleri de ideal erkek tahtından indirmezler.

Topuklu giymezler, topuğa atfedilen her şeyi kadında görmek isterler.

Şifayı ilaçta, duayı doğada, mutluluğu başarıda ararlar, ellerinden gelse güneşe yelkovan takarlar.

Şu günlerde dikkatle izliyorum, kısa ve sarı saçlı Selin Sayek Böke‘yi.

Sıradan bir şey anlatırken bile dışa vurduğu öfkesinden, yoldaşlarının da ders çıkarmasını istiyor gibi…

Biraz Çiller‘i andırıyor, sempatik fakat daha kindar görünüyor.

Kurallara uymayan, çocuğu dahi olsa cezalandırabilir.

Kısa saçlı kadınlarda gözlemlediğim her şey, Selin Sayek Böke‘de de var.

Bu aralar memleketin genetik iklimi değişiyor, yenileniyor gökyüzü, belli ki tohumlar patlayacak CHP cumhuriyetinde de…

Lütfedip milletin toprağına kök salabilecekler mi acaba?

Peki, toprak kabul edecek mi, botanik bahçesinde demlenen bitkiyi?

Kim ne derse desin iklim değişiyor, fırtına koptu kopacak, hâlden hâle giren RNA’sız hücreye de korunaklı bir liman lazım.

Fethullahçıların kısa saçlı kadını, akıllılık edip sarışın olmayı deneseydi, sarışınlıktan başka bir şey gelmezdi başına.

Kemalistlerin bu fırsatı kaçıracağını sanmıyorum.

Çok iddialıyım,

Göreceksiniz, kısa ve sarı saçlı Selin Sayek Böke, Cumhuriyet Halk Partisi‘ne genel başkan olacak.

Ama mutlaka olacak…