Financial Times'dan çağrı: Emperyalizm stratejisini gözden geçirsin

Financial Times (FT) gazetesinin geçtiğimiz günlerdeki bir başyazısında” NATO’nun beşinci madde çerçevesinde Türkiye’ye desteği kuşkulu hale getirilmemeli” ifadeleri kullanılarak Rusya’nın Suriye’deki konumuna karşı Batı’nın harekete geçmesi için çağrı yapılıyor. Rusya’nın Suriye’deki politikalarının eleştirildiği yazıda Rusya’nın Suriye politikasının Batı’yı zorlu seçeneklerle karşı karşıya bıraktığı belirtilerek “Putin, topyekûn bir savaşa yol açmayacak yollarla durdurulmalı” deniyor. FT Suriye... View Article

Financial Times'dan çağrı: Emperyalizm stratejisini gözden geçirsin

Financial Times (FT) gazetesinin geçtiğimiz günlerdeki bir başyazısında” NATO’nun beşinci madde çerçevesinde Türkiye’ye desteği kuşkulu hale getirilmemeli” ifadeleri kullanılarak Rusya’nın Suriye’deki konumuna karşı Batı’nın harekete geçmesi için çağrı yapılıyor.

Rusya’nın Suriye’deki politikalarının eleştirildiği yazıda Rusya’nın Suriye politikasının Batı’yı zorlu seçeneklerle karşı karşıya bıraktığı belirtilerek “Putin, topyekûn bir savaşa yol açmayacak yollarla durdurulmalı” deniyor.

FT Suriye Ordusu’nun ilerleyişinden rahatsız

Halep’te cihatçı örgütlere dönük olarak yürütülen Rus hava saldırılarıyla birlikte Suriye Ordusu’nun ilerleyişinden duyulan rahatsızlığın “Vladimir Putin, Rus askeri gücünü uzun bir süredir bilinen acımasızlığıyla kullanıyor. Beşar Esad rejimine karşı, isyancıların ana kalesi durumundaki Halep, Rusya’nın hava desteğindeki Suriye ordusu tarafından kuşatılıyor.” sözleriyle ifade edildiği yazıda “Putin’in uçakları, muhaliflerin elindeki bölgelerde, hastanelere füze atıyor. Ilımlı muhalefetten arta kalanlar eziliyor. Bir dönemin zor durumdaki paryası Esad, despotluğunu yeniden kuruyor.” deniyor.

Geçtiğimiz hafta İdlib’in Maanat en Numan ve Azez’de bombalanan hastanelere ilişkin Rusya, hastanelerin Rus uçakları tarafından değil, İncirlik’teki ABD üssünden havalanan Amerikan uçakları tarafından bombalandığını açıklamıştı. Rusya, saldırının ABD uçakları tarafından gerçekleştirildiğinin Rus casus uçakları tarafından da tespit edildiğini belirtmiş, Rusya Parlamentosu Duma’nın Uluslararası Politika Komitesi üyesi İgor Morozov konuya ilişkin “Keşif bilgileri gösteriyor ki, bu sivil tesislere saldırıyı gerçekleştiren uçaklar, ABD öncülüğündeki koalisyon ve Türk uçaklarının bulunduğu, ABD’nin Türkiye’deki İncirlik üssünden havalanmış.” ifadelerini kullanmıştı.

AB için çözüm Rusya’nın durdurulması

Yazıda Rusya’nın Ukrayna başlığındaki konumlanışı ile Suriye savaşı arasında da bağ kurularak kullanılan “Rusya’nın eylemleri tüm Batı’yı alarma geçirmeli. Zira bunlar, NATO müttefiki Türkiye ile Rusya arasında bir savaşa yol açabilir. Binlerce mülteciyi daha Avrupa kapılarına gönderebilir; doğu-batı, güney-kuzey arasında bölünen AB yeniden sınanabilir. Ve son olarak, birçok kişi haklı olarak Kırım’ın ilhakından iki yıl sonra Putin’in dokunulmaz biçimde hareket etmesine neden izin verildiğini soruyor.” ifadeleri AB’de son dönemde yaşanan tartışma ve gerilimlerin çözümüne ilişkin de Rusya’nın her iki cephede de durdurulmasına işaret ediliyor.

Ocak ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in imzaladığı Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde NATO’nun, Rusya’nın ulusal güvenliğini tehdit ettiği belirtilmişti. “Rusya’nın, bağımsız iç ve dış politikası uluslararası meselelerde egemenliğini sürdürmek isteyen ABD ve müttefiklerinin karşı hamle yapmasına neden oluyor” ifadeleriyle birlikte Ukrayna krizi nedeniyle NATO ile yaşanan sorunların, Arnavutluk ve Hırvatistan’ın ittifaka üye olmalarının, Bosna Hersek, Gürcistan, Makedonya ile Karadağ’ın da üyelik sürecine alınmalarının dış tehdit olarak değerlendirildiği Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde Rusya’nın bağımsız siyasetinin ABD ve müttefikleri tarafından önlenmek istediği belirtilmişti.

Son dönemde NATO’nun Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (OSCE) üzerinden Rusya’ya karşı kuzey Avrupa ve Baltık ülkelerinde varlığını güçlendirmeye çalıştığı biliniyor.

Öte yandan Ahmet Davutoğlu’nun hafta başında Ukrayna ziyareti sırasında “Ukrayna bizim için sadece komşu bir ülke değil, stratejik bir ortak. Ukrayna, Avrasya’nın omurgası için önemlidir. Ukrayna’nın toprak bütünlüğü Türkiye için önem taşımaktadır.” sözleri AKP’nin de bu cephede yer alma isteğini ifade ederken, Donetsk’te şiddetlenerek artan çatışmalarla birlikte NATO ve Rusya arasında Ukrayna üzerinden gerilim devam ediyor.

Financial Times askeri harekâtı desteklemiş

Washington’un Suriye stratejisinin “zayıflığının” da eleştirildiği başyazıda “Rusya Cumhurbaşkanı Suriye’de ana oyuncu çünkü Başkan Barack Obama, iç savaş sırasında eyleme geçmek konusunda karar veremedi. Rejime karşı savaşan ılımlı güçlere sınırlı destek sağladı. 2013’te Şam’a karşı füze saldırısı düzenlenmemesine karar verdi. Böylece Esad’ın, Amerikan Yönetimi’nin kimyasal silah kullanımına ilişkin kırmızı çizgisini geçmesine izin verdi.” sözleriyle ABD’nin Suriye’de askeri harekât konusunda adım atmamasını eleştiriyor.

Suriye konusunda emperyalizmin hedeflerini hatırlatan yazı ABD öncülüğündeki cephe bileşenlerinin farklı niyetlerle adım atmasını eleştirerek, Beşar Esad’ın güçlenmesine ve Rusya’nın bölgede artan ağırlığına da “Batı’nın harekete geçmemesi, kaçırılmış fırsatlardan daha fazlasını ifade ediyor. Daha derin bir ayrılığı yansıtıyor. Putin’in amacı açık. Esad’ı desteklemek ve Rusya’nın Ortadoğu’daki ağırlığını tesis etmek. Putin’in rakipleri bölünmüş durumda. ABD öncelikli olarak IŞİD’i, Türkiye Kürtleri yenmek istiyor. Suudi Arabistan da İran’ı devre dışı bırakmaya odaklanmış durumda.” sözleriyle işaret ediyor.

Obama’nın askeri harekât seçeneğini gündeme getirmemesi nedeniyle Esad’ın güç kazandığını iddia eden yazıda Financial Times’ın askeri harekâtı desteklemiş olduğu hatırlatılarak “İç savaşın kritik zamanlarında Financial Times, Esad’ın kontrol altında tutulması için ABD öncülüğündeki güçlerin askeri harekâta girişmesi tezini destekledi. Ama artık bu seçenek masada değil. Çünkü ABD ile Rusya arasında çatışma riski yaratabilir. Askeri teçhizat hatta kara birlikleri gerektirir. Obama, buna karşı çıktı ve savaşta gücünü kaybetti.” ifadeleri yer alıyor.

Rus uçağının TSK tarafından düşürülmesiyle birlikte başlayan yeni süreçte Suriye devleti Rus hava saldırılarının da desteğiyle ülkedeki ilerleyişini sürdürüyor. Halep’i kuşatan Suriye Ordusu’nun cihatçıları ülkenin kuzeyinde ve güneyinde bozguna uğratması ve Esad’ın bu süreçte güç kazanmasıyla birlikte müzakereleri donduran “muhalefet” cephesinin rahatsızlığı sürüyor. FT’ın başyazısında da dikkat çeken ise bu rahatsızlık ile birlikte emperyalizmin hedeflerinin bugün yeniden gerçekleştirilebilmesi için sunulan “çözüm” önerileri.

“NATO’nun beşinci madde çerçevesinde Türkiye’ye desteği kuşkulu hale getirilmemeli”

“Bu yüzden ABD ve müttefikleri başarılabilir hedeflere odaklanmalı. Öncelikle Rusya ile Türkiye arasındaki gerginliğin savaşa dönüşme riskini ortadan kaldırmalı. Türkiye, Rusya’nın yarattığı kaostan yararlanan Kürtleri top ateşine tutmaya devam etmesi parlama noktalarından biri olabilir. Washington Türkiye’yi ve Kürtleri itidalli olmaları konusunda ikna etmeli. NATO’nun beşinci madde çerçevesinde Türkiye’ye desteği kuşkulu hale getirilmemeli ancak Türkiye Kürt meselesinde sorumlu davranmalı.” ifadelerinin yer aldığı yazı, Türkiye ve Rusya’nın TSK’nın YPG’yi bombalaması üzerinden karşı karşıya gelişinin önlenmesi, NATO’nun veya müttefiklerinin olası bir müdahalesinin meşruiyetine halel gelmemesi konusunda uyarısını da yapıyor.

ABD’ye daha aktif olması yönünde çağrı yapan FT “Hepsinden önemlisi ABD ve AB, Rusya’ya eylemlerinin bedeli olacağı mesajını vermeli. ABD ve müttefikleri Putin’in yeniden düşünmesini sağlayacak yollar bulmalı.” diyerek emperyalizmin bölgeye ilişkin stratejisini yeniden gözden geçirmesini istiyor.