Erdoğan: Zalimler için yaşasın cehennem!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyasette Yerli ve Milli İrade Konferansı"nda konuştu.

Erdoğan: Zalimler için yaşasın cehennem!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasette Yerli ve Milli İrade Konferansı”nda konuştu.
“Zalimler için yaşasın cehennem”
Erdoğan, Bangladeş’in önde gelen İslamcı liderlerinden Motiur Rahman Nizami’nin ‘1971’deki bağımsızlık savaşı sırasında işlediği suçlar nedeniyle’ idam edilmesine tepki gösterdi. “Derin üzüntü içinde olduğunu” belirten Erdoğan, “Bediüzzaman” olarak bilinen İslam alimi Said Nursi’nin sözünden alıntı yaparak, “Zalimler için yaşasın cehennem” dedi.
Erdoğan şöyle devam etti: “Suriye’deki, Irak’taki, Karabağ’daki kardeşlerimizin yanında yer alıyoruz. Dünya beşten büyüktür diyoruz. BM Güvenlik konseyi’nin 5 daimi üyesine dünyadaki 195 ülkenin kaderi terk edilemez. 5 ülkenin 5’i de Hristiyan. Bunun yeniden ele alınması gerekiyor. Bu yıl çok daha farklı bir şekilde bunu anlatacağım. Bangladeş’teki idamdan sonra kimsenin sesi çıkmadı. Niye? Çünkü idam edilen bir Müslüman. 45 yıl önceki bir davanın kararı bunlar tarafından adil olmayan bir karar veriliyor.”

 

AB’de konuşmadan nasibini aldı!

Erdoğan vize muafiyeti konusunda ise AB’ye, “Terör konusundaki tavrımızı yumuşatmalıymışız. Bana bak, siz ne zamandan beri idare etmeye başladınız? Kim size bu yetkiyi verdi. Bunlar nasıl demokrat, nasıl demokrasiye inanıyor, anlamak mümkün değildir.

Benzer bir şeyi kim söylüyor? Anamuhalefetin başındaki, ismini zikretmeme kararı aldığım zat… Terör örgütü, güdümündeki siyasetçiler ne diyorsa, bunlar aynısını tekrar ediyor. Bangladeş’te bu kararı alan yönetimin bir benzeridir anamuhalefet…

Biz terör örgütüne hangi gözle bakıyorsak, onların tezlerini savunanlara da aynı gözle bakarız. Bugün terör örgütünü koynuna alanlar, bunlara avroları veriyor. Avroları vermek suretiyle, Türkiye’yi gidin bölün diyorlar.

Siz bizim bunları bilmediğimizi mi zannediyorsunuz? Biz iki tane gülücüğünüze bu vatanın değerlerini değişmeyiz, bunu biliniz. Bize milletimizin gülücüğü yeter.

Biz uzun yıllardır terörle mücadele eden bir ülke olarak bu meselenin üstesinden geliriz ama Avrupa ülkeleri bu işin altından kalkamaz. Bize demokrasi ve özgürlüğü nutukları atanlar, bu kavramları neredeyse askıya aldı.

Gereken adımları icap ediyorsa tek başımıza atacağımızı ifade ediyoruz. Kilis meselesi DAİŞ karşıtı koalisyonun samimiyetini ortaya koyacak bir turnusol kağıdı görevi görecektir.

Kilis’i umursamayanı, Halep’i umursamayanı biz de umursamama hakkına sahibiz. Kendi değerlerini, ilkelerini, prensiplerini ayaklar altına alan bir AB’nin ne üyelerine, ne dünyaya faydası kalmaz. Schengen meselesi, vize meselesi, biz bu işi bitirdik ya. Bunun imzalarını attık. Bu yılın Ekim ayında uygulamaya geçeceği kararını aldık. Şimdi geldiler, bunun içine terörü sıkıştırdılar. Müktesebatı göster bakalım. Nerede bu şart var? Güney Amerika’da Schengen’e üye olanlara uyguluyor musun? Birliğin Türkiye hakkındaki çarpık ve ikircikli tutumundan vazgeçmesini istiyoruz. Ya da kendimize yeni bir yol bulacağız. Bizim tercihimiz yeni Türkiye’yi Avrupalı dostlarımızla birlikte inşa etmektir. Şimdi Avrupalı dostlarımızın kararını bekleyeceğiz.”

Kılıçdaroğlu’na yanıt gecikmedi

Ana muhalefetin başındaki zatın dün ettiği bir söz daha var ki, gerçekten çok ciddi bir denge problemine işaret ediyor. “Başkanlık sistemini kan dökmeden getiremezsiniz” diyen bir siyasetçi milletin iradesine de, Meclis’e de, siyaset kurumuna da ihanet etmiş demektir. Başkanlık sistemini uygulayanlar kan dökerek mi getirdi. Haa, mesele şu. Kardeşlerim, kan dökmek diktatörlerin, zalimlerin, katillerin, bazen de meczupların işidir. Anamuhalefetin başındaki zatın bunlardan hangisi olduğuna milletim karar versin. Kan dökülmesi gerektiği durumlar elbette olabilir. Vatanı korumak için kan döken askerimiz var, polisimiz var, korucumuz var. Ancak, tamamen Meclis’in kararı ve sonrasında milletin onayı meselesi olan bir konuyu kanlı bir cümlenin içine yerleştiren kafa, bu topraklara ait olamaz.