Ensar Vakfı skandalları bitmiyor

Komşusu, Karaman'daki sapık öğretmeni jandarmaya bildirmiş ama işlem yapılmamış.

Ensar Vakfı skandalları bitmiyor

Karaman’da Ensar Vakfı ve KAİMDER’in yurtlarında 10 öğrenciyi istismar ettiği ortaya çıkan Muharrem B.’nin, eski iş yeri komşusu M.T, 2000 yılında sanıktan aldığı bilgisayarda porno görüntülere rastlaması üzerine konuyu Jandarmaya ilettiğini, ancak kimsenin şikayetçi olmaması nedeniyle hakkında işlem yapılmadığını belirtti.

M.T. konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Ayrancı’da kısa süre öncesine kadar kırtasiye dükkanı olduğunu söyledi. Zanlı Muharrem B. ile 1999 yılında tanıştığında Ayrancı Halk Eğitim Müdür Yardımcısı olduğunu belirten M.T, “Çocukları arabasıyla getirip götürdüğünü, gezdirdiğini gördüm. Bir yerde bana ‘buranın çocukları kıçını yıkamasını bilmiyor’ dedi. Bunu duyunca bir an düşündüm. Şüphelerim arttı. Bunu kardeşime de anlattım.” diye konuştu.

Çocukları gezdirmesini uzaktan takip etmeye başladığını anlatan M.T, şöyle devam etti:

“O sırada bilgisayar moda olmaya başladı. Dükkanda dilekçe yazmak için bir bilgisayar almak istedik. Kendi kendime bilgisayarı kurcalayarak öğrenirim dedim. Muharrem B. bana, ‘bende bir bilgisayar var, satayım. Fakat şimdi hemen teslim edemem, içinde sileceklerim, alacaklarım var’ dedi. Bilgisayarı satın aldık. Bilgisayarı 2 ay geç teslim etti. Açıp kurcalarken, abuk sabuk şeyler çıkmaya başladı. Çocuk pornosu, erkek erkeğe porno, Amerikan askerlerinin pornosu gibi… Bu şahsın sapık olmasından şüphelendiğim için, gidip başçavuşa anlattım. O da Karaman’dan istihbaratçı arkadaşları çağırdı. 5-6 görevli gelip, bilgisayardaki görüntüleri izledi. Ben, gezdirdiği çocuklarla konuştum. Bir tanesi, ‘Bana bir şey yapmıyor ama diğer çocuklarla çıplak yatıp kalkıyor’ diye anlattı. Çocuğun babasına, ‘Böyle böyle bir olay var, müsaade edersen karakolda çocukla konuşmak istiyorlar’ dedim. Babası izin verdi. Baba dışarıda beklerken görevliler çocukla konuştu. Çocuk, diğer çocuklarla sabaha kadar çıplak yattığını anlattı. Ben de ‘Oğlum bunlar olurken hanımı ne yapıyordu?’ diye sordum. Çocuklar geldiğinde hanımını ahırda yatırıyormuş. O zamanki eşi resmi nikahlı eşi değilmiş.”

M.T, zanlının ayrıldığı eşinden bir çocuğu olduğunu, ona hiç bakmadığını öğrendiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yatağa çıplak girdiği iddia edilen çocuklardan birinin babasıyla görüştüm. ‘Bunla ilgili söylentiler var. Bu adam kendi çocuğuna bakmıyor, senin çocuğuna kitap hediye ediyor, gezdiriyor. Bunun yanına çocuğunu gönderme’ dedim. Bana, ‘yapmaz’ diyerek, inanmadı. Vicdanen dayanamadım, uyarmak istedim. Anlatanla diğer çocuk akraba. ‘Git öbür çocukla konuş’ dedim. Fakat inanan, şikayetçi olan olmadı. Karakolda, ‘Sen dilekçe yaz, şikayetçi ol’ dediler. Ben de ‘Mağdurların aileleri şikayetçi olmuyor, ben hangi sıfatla şikayetçi olacağım’ dedim. Bu sırada olayı araştırdığımı Hoca (M.B.) duymuş. Yanıma samimi şekilde geliyor, kucaklıyor, sıkıştırıyor. ‘Ben karateciyim, şöyleyim, böyleyim, güçlüyüm’ diyor, bana gözdağı veriyor. Fakat ben hep mesafeli durdum.”

Muharrem B.’nin bir süre kendi iş yerinin yanına kırtasiye dükkanı açtığı bilgisini veren M.T, şunları kaydetti: “İçeriye bir bölme yaptırmış. Yanında çalışan kişi, ‘Burada ne yapıyor?’ diye sorduğumda, ‘Burada çocuk okutuyor’ dedi. Jandarmaya defalarca gittik, geldik. Çocukların ifadeleri alındı. Adamı takip ettiler. Evi bana uzakta olduğu için bir şey elde edemedik.”

Karaman’daki son olay ortaya çıktığında berberde olduğunu aktaran M.T, şunları söyledi: “Berber bana, ‘Maşallah Muharrem B. Hoca yine çocuklara ders vermeye başlamış, sakal falan koymuş’ dedi. Ben o zaman kendi kendime eyvah, bu işlere yine başlamış dedim.”