Dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde neler oluyor?

Yaz aylarında başlayan yavaşlamanın ardından sene başında Çin Borsası’nda yaşanan gelişmeler tüm ülkelerin gözünün Çin’e çevrilmesine neden oldu. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan ve “Küresel Ekonominin Lokomotifi” olarak adlandırılan Çin ekonomisi yaz aylarından bu yana yavaşlama sinyalleri veriyor. Son olarak, Dünya Bankası Çin’in 2016 yılı büyüme tahminini 2015’teki yüzde 6,9’dan yüzde 6,7’ye indirdi. Çin’deki yavaşlamanın arkasında yatan... View Article

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde neler oluyor?

Yaz aylarında başlayan yavaşlamanın ardından sene başında Çin Borsası’nda yaşanan gelişmeler tüm ülkelerin gözünün Çin’e çevrilmesine neden oldu.

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan ve “Küresel Ekonominin Lokomotifi” olarak adlandırılan Çin ekonomisi yaz aylarından bu yana yavaşlama sinyalleri veriyor. Son olarak, Dünya Bankası Çin’in 2016 yılı büyüme tahminini 2015’teki yüzde 6,9’dan yüzde 6,7’ye indirdi.

Çin’deki yavaşlamanın arkasında yatan etkenler neler?

Çin ekonomisi son 30-40 yılda büyük bir gelişme kaydetti. 2008 küresel krizine kadar yatırım-ihracat eksenli bir büyüme kaydeden Çin tüm dünyada “Çin Malı” kavramını yerleştirdi.

2008 küresel kriziyle birlikte tüm dünyadaki piyasa yavaşlamasından etkilenen Çin büyüme politikasını ihracat olarak korumakla birlikte, iç talebe ve yatırımlara daha fazla ağırlık vermek şeklinde değiştirdi. Yatırım harcamalarını teşvik etmek amacıyla Çin bankalarının daha fazla kredi vermeye başlaması ve yatırımların hızının yüzde 50’ye varan hızla artmasıyla 2008 yılında tek hanelere gerileyen büyüme hızı 2010’da yeniden çift hanelere çıkmış oldu. Bu Çin’in büyüme hızında çift hanelerle kaydedilen son sene oldu.

2011 yılından başlayarak büyümenin tekrar tek hanelere dönmesinin ardında bazı ekonomistlere göre yapılan yatırımların verimsizliği ve yatırımların çıktılarının ekonomiye geri dönmemesi yatıyor. Ancak dünya ekonomisine bakıldığında da 2008 küresel krizinin ardından gelen olağanüstü önlemlerin bir süre sonra motor güç olma özelliğini yitirmesiyle birlikte 2010 yılında itibaren azalan oranlı büyüme eğilimleri dikkat çekiyor.

Kelebek etkisi

2014 yılında 2,3 trilyon dolar ile dünyanın en çok ihracat yapan ülkesi olan Çin’in bir diğer önemli özelliği ise en çok hammadde tüketen ülkelerden biri olması. Çin dünyada üretilen alüminyumun yüzde 48’ini, nikelin yüzde 47’sini ve bakırın ise yüzde 45’ini tüketiyor.

2010 yılından başlayarak dünya ekonomisindeki yavaşlama dolayısıyla talep azaldığından Çin’in ihracatı ve üretimi de bu durumdan etkilenmiş oluyor. Çin ekonomisinin yavaşlaması üretimin ve hammadde ihtiyacının azalmasını birlikte getiriyor. Bu dev bir oyuncunun küresel emtia pazarındaki talebini azaltmasıyla süreç kısır bir döngü halini alıyor. Çin yavaşladıkça dünya yavaşlıyor, dünya yavaşladıkça da Çin.

“Çin hapşırsa, dünya hasta olur”

Dünyanın giderek “düz” hale gelmesi, küreselleşme ve neo-liberal politikalarla birlikte ülkelerin birbirine entegre hale gelmesi para hareketlerinin de kolayca ve spekülatif bir biçimde yer ve yön değiştirmesine sebep oluyor. Son dönemde çokça sözü edilen “Çin hapşırsa, dünya hasta olur” lafı da bu durumu destekliyor. Dünya Bankası’na göre Çin ekonomik büyümesindeki yüzde 1’lik zayıflama, küresel ekonomik büyümenin yüzde 0,5 oranında azalması anlamına geliyor. Bu oran gelişen ekonomiler açısından ise yüzde 0,6 oranında gerçekleşiyor.

Çinli iktisatçılara göre Batı durumu abartıyor

Eylül aylarında Çinli ekonomistler tarafından yapılan yorumlarda ülkenin ekonomik temellerinin diğer büyük ekonomiler ve gelişmekte olan piyasalardan daha güçlü olduğuna dikkat çekiliyor. Çin medyasındaki yorumlarda ise Çin’in mevcut sorunlarının abartıldığı dile getiriliyor. Çin’deki büyümenin hala devam ettiğine de dikkat çekiliyor.

Son gelişmelerle birlikte Çin üzerine haberler ve yorumlar bir süre daha gündemde kalacak gibi görünüyor.