Diyanet: Suriyeli alimleri vatandaşlığa almalıyız

Diyanet İşleri Bakanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Türkiye'de Suriye'den gelmiş 300 alimle irtibatta olduklarını belirterek "Suriyeli ailemlerin vatandaşlığa alınması gerektiğini" söyledi.

Diyanet: Suriyeli alimleri vatandaşlığa almalıyız

Diyanet İşleri Bakanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Türkiye’de Suriye’den gelmiş 300 alimle irtibatta olduklarını belirterek “Suriyeli ailemlerin vatandaşlığa alınması gerektiğini” söyledi.

Star Gazetesi’nden Fadime Özkan’ın sorularını yanıtlayan Görmez, alimlerin listesini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da verdiklerini söylerek “Bu alimleri vatandaş yapmalıyız” dediklerini de ifade etti.

Fadime Özkan’ın AKP yandaşı Star gazetesindeki yazısında ilgili bölüm şöyle:

Üç milyon Suriyeli’ye ‘ensar’ olan Türkiye, Diyanet eliyle yurtdışında 120 yerde hem gurbetçilere hem Müslüman mültecilere din hizmeti veriyor. Prof. Görmez ‘Cenevre Sözleşmesi işlemiyor, yeni mülteci sözleşmesinin vaktidir’ diyor.
120 noktada din hizmeti veren Diyanet, müslüman mülteciler konusunda net bir bakışa sahip. Diyanet’in yurt dışı hizmetlerini konuştuğumuz Prof. Dr. Mehmet Görmez, hizmet ufkunun 2006’da Afrika’ya açılımla başladığını hatırlatıyor:
Biraz zor bir geçiş oldu. Müşavirlik kadroları için mevzuatla mücadele gerekiyordu. Hariciyemiz pek çok kereler bu ülkelerde Din İşleri müşavirliğine gerek yok diyordu.
Hâlbuki eğer 70’lerde Körfez ülkeleri 80’lerde İran bu ülkelere gidip mezhep taassubuna kapılmadan önce, İslam’ın evrensel mesajını doğru bilgisini götürme imkanına biz sahip olabilseydik, belki bugün daha farklı bir dünya olabilirdi.
Arap baharı ile İslam dünyasından başka dünyalara göçler arttı. Ülkemize 3 milyon insan sığındı. Avrupa’ya geçen Müslümanlara, bilhassa çocuklara gençlere kiliseler ve bazı misyoner teşkilatları el atmaya başladı.
“İhtiyacınız varsa -ki vardır”!
Göçmenlere, iltica eden mültecilere din hizmetlerini hassaten kimlik ve aidiyet bilinçlerini, tarih bilinçlerini yeniden inşa etmeleri konusunda yardımcı olmamız gerekiyor.
İslam dünyasından, Suriye’den bize sığınmış bin kadar dünya çapında alim şu an Türkiye’de. Suriye’den İran’dan, Yemen’den, Libya’dan…
Libya’da bakanlık yapmış üç kişi şuan Kocatepe’nin yanında bir yerlerde. Akademik araştırma yapmış 300 alimle irtibat halindeyiz.
İhtisas merkezlerimizde Suriyeli hocalar istihdam etmeye başladık. Bir yıldır eğitim merkezlerimizde kendi görevlilerimize Arapça öğreten Suriyeli hocalarımız var. Bu listeyi ilahiyat fakültelerimizle paylaştık ve dedik ki “şu hocaların doktoraları şu konularda.
İhtiyacınız varsa -ki vardır, yüze yakın yeni ilahiyat fakültesi açıldı- değerlendirin”.
Şu an Kilis’te altı hoca, Antep’te on hoca, Karabük’te beş hocamız var. Dolayısıyla zenginleşmeye başlamışız.
“Vatandaşlığa almalıyız”
Bu listeyi Sayın Başbakanımıza ve Sayın Cumhurbaşkanımıza da götürdük, “bu alimleri vatandaş yapmalıyız” dedik.
Başka ülkeler teklif getirebiliyor. Bazıları da gitti ne yazık ki. Kendi aralarında Suriyeli Alimler Birliği kurdular.
Usame Rudayi hepsinin çok saygı duyduğu şahıs. Fatih’te yeri var. Bizden en çok istediği şey İstanbul’da ve Suriyelilerin yaşadığı bütün şehirlerde Arapça hutbe de okunacak camilerin olması.
Biz de dedik ki “Cuma günü aynı safta namaz kılalım, ayrı yerlerde olmasın. Onun için Türkçe de Arapça da bilen hocalar tayin edelim. Arapça ve Türkçe hutbe okusunlar”.
Edirnekapı Mihrimah Camide Suriyeliler ağırlıktadır. Hutbe iki dildedir. Cumadan sonra Usame Rıfai Hoca Suriyeli gençlerle sohbet eder. Avantajımız, Suriye’deki din anlayışı bizim bu topraklarda inşa ettiğimiz din anlayışından farklı değil mutedildir.