Deniz Baykal'dan "milli mutabakat"a eleştiriler

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal darbe girişimi sonrası Türkiye'yi değerlendirdi.

Deniz Baykal'dan

CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Türkiye’nin 17-25 Aralık’ta bir kırılma yaşadığını ifade ederek, “Türkiye’deki yolsuzluk bizim derdimiz değil mi? Nerede sıfırlama kardeşim, niye konuşmuyoruz, bitti mi o iş” diye sordu.

CHP Muratpaşa İlçe örgütünün Soğuksu mahalle temsilciliği açılışına katılan Baykal, son dönemde yaşanan olağanüstü gelişmelerin normal bir ülkede olması durumunda siyasetin tepeden tırnağa yeniden şekilleneceğini söyledi.

Türkiye’deki gelişmelerin anlamlı bir şekilde irdelenmediğini savunan Baykal, 17-25 Aralık’ın ve terörün sorgulanmadığını kaydetti. Yeni bir kriz ortaya çıktığını belirten Baykal, “Dinci bir cemaatin, darbe yoluna başvurarak Türkiye siyasetine el koyma girişimine Türkiye muhatap oldu. Bunu da tartıştığımızı, kabul edilebilir makul sonuçlara vardığımızı maalesef söylemek mümkün değil. Türkiye yönlendiriliyor, Türkiye tartışmıyor” dedi.

“Miting meydanında uzlaşma tamam da kararname çıkarılırken uzlaşma var mı?”

“Türkiye niye buraya geldi” sorusunu yönelten Baykal, “17-25 Aralık niye oldu? Bu terör sorunu, bu boyuta niye geldi? Bir tarikat Türkiye’de iktidara el koyma imkanını bulabilir, bu noktaya nasıl geldi? Bunu tartıştığımızı, aydınlattığımızı söyleyebilir miyiz? Aman uzlaşalım. Uzlaşalım da nerede uzlaşalım? Miting meydanında uzlaşalım, hep beraber demokrasiye sahip çıkalım. Miting meydanında uzlaşma tamam da kararname çıkarılırken uzlaşma var mı kardeşim? Laik eğitim politikasında uzlaşma var mı? Onlar biliyorlar o işleri, onlar kararlaştırırlar ve uygularlar. Bize düşen görev de miting meydanlarında hep beraber ‘merak etmeyin’ diye vatandaşa umut vermek. Bütün bu işlerin sorumlusu sensin diye sorabilen bir siyasete ihtiyacı var Türkiye’nin. Olabiliyor mu, böyle bir siyaset yaşayabiliyor muyuz?” diye konuştu.

“Unuttuk mu 17-25 Aralık’ı?”

Yaşanan olayların hepsinin öngörülebildiğini söyleyen Baykal, “Türkiye’deki yolsuzluk bizim derdimiz değil mi? Bu çok temel bir ülke sorunu. Yolsuzluğun çığırından çıktığı devletin en yetkili noktalarında bulunanların bu yolsuzluklara nasıl karıştıkları büyük bir gerçek değil mi? Unuttuk mu 17-25 Aralık’ı? Her gün yeni bir kavram seti önümüze getiriyor, onları konuşuyoruz. Nerede sıfırlama kardeşim, niye konuşmuyoruz, bitti mi o iş?” ifadelerini kullandı.

“Yine yanlış yapmadığınıza nasıl güveneceğiz?”

Alınan her kararın yanlış olduğunun süreç içinde ortaya çıktığını savunan Baykal şöyle devam etti:

“Yine yanlış yapmadığınıza nasıl güveneceğiz? Demokrasi ise demokrasi, siyasetse siyaset. Siyasetin adı teslimiyet değildir. Demokrasi tartışmak, konuşmak, hesap vermek demektir. Bu kadar büyük travmaların yaşandığı bir ülkede, kime nasıl hesap sorabiliyoruz? Gerek yok, televizyonlar radyolar, mitingler bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, bırakın şimdi tartışmayı mı diyeceğiz? Acaba ‘Bana bulaşırlar mı, falan tarihte ben gidip el öpmüştüm, bunun haberini çıkarıp bana fatura ederler mi, ya da biz onlara, onlar bize omuz vermişti, aman konuşmayalım’ yaklaşımlarıyla, Türkiye büyük sorunlarını bırakın çözmeyi, anlama imkanı bulamaz. Ne yaptığını bilen, hesabını veren, sorunların temeline inen ve konudaki konumu rahatlıkla ortaya koyabilin cesur bir siyasete ihtiyaç var. Bizim ne FETÖ karşısına cesaret eksikliğimiz var, ne de darbe girişimi karşısında cesaret eksikliğimiz var.”

“Türkiye ardı ardına bir darbeler sürecine sürüklenirdi”

Ülkenin zor günler geçirdiğinin doğru olduğunu anlatan Baykal, darbe girişiminin başarılı olması durumunda büyük bir felaketle karşı karşıya kalınacağını söyledi. Baykal, “Bu darbeyi yapanların elinde Türkiye kalmazdı, ama artık yol olmuştu, gücü yeten gücü yetene. Türkiye ardı ardına bir darbeler sürecine sürüklenirdi. En tehlikesi de bu olurdu. Bundan ülke kurtuldu buna sevinebilir, ama Türkiye’nin bu noktaya gelmesinde ciddi bir muhasebesinin yapmamız lazım” diye konuştu.