Demirtaş'tan Erdoğan'a: İlla başkan olmak istiyorsan Bahçeli'ye ol, o çok istiyor

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, MHP'nin tekrar gündeme taşıdığı başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Demirtaş'tan Erdoğan'a: İlla başkan olmak istiyorsan Bahçeli'ye ol, o çok istiyor

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, MHP’nin tekrar gündeme taşıdığı başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, “İlla başkan olmak istiyorsan Devlet Bahçeli’ye ol. O çok istiyor.” sözleriyle seslendi.

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Türkiye ittifak olarak Ortadoğu’da El Nusra ve İŞİD’i seçti. Bunlarla ittifak yapan bir hükümet meşru olarak görülmez” diye konuştu.

Demirtaş, “Sahada da masadada olacağız derken, kaybettiğini söylemeye çekiniyorsun. Gaziantep’te bazı mahallelere devlet giremiyor. Katliam yapan IŞİD’liler bir bir temizleniyor konuşmasınlar diye. IŞİD ile iş yapıldığının en büyük göstergesi” ifadelerini kullandı.

Şırnak’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Musul’u Musullar yönetsin diyorsun da…”

Gaziantep’te bazı mahallelere devlet giremiyor. “IŞİD ile mücadele ediyorum” diyorsun ama, sen önce Antep’i IŞİD’den temizle de sonra gel Musul’u temizle.

Katliamı yapan IŞİD’liler birbir temizleniyor konuşmasınlar diye. IŞİD ile iş yapıldığının en büyük göstergesi.

Numan Kurtulmuş, “Musul’u Musullular yönetsin” diyor. Sen böyle diyorsun da, Şırnak’ı Şırnaklıların yönetmesine izin vermiyorsun

“Musul’da asimilasyona, katliama, soykırıma izin vermeyiz” diyorlar. Hakkını yemeyelim, AKP yalan konusunda Oscar’lık.

Aklı olan hükümet, HDP ile kuracağı bağ ile Ortadoğu’ya açılır. Bizim Süryani, Ermeni, Ezidi, Türkmen halkıyla da ilişkimiz var.

Musul’da yeni bir süreç başladı. O coğrafyanın kadim hakları kendi hakkını ve hukukunu elde etmek için direnecekler. Biz işte ezilen bütün o halkların yanında olacağız. Allah Peşmerge kuvvetlerinin yanında olsun.

Bakın Şırnak haritadan silinmiş bir şehir. Bir şehir yok. Tümüyle haritadan sildiler. 81 il yok, 80 il var. Şırnak 218 gündür sokağa çıkma yasağıyla abluka altında.

İnsanlar kışın yerleşecek ev istiyorlar. Onu da biz çözme noktasına getirdik. İzin vermiyorlar. Terk edip gidecekler. İstekleri bu. Burdan çağrı yapıyorum. Kardeşim Türkiye’nin bir şehrinde insanlık suçu işleniyor. ‘Hükümetimiz yapar’ diyorsanız sizin de canınınız cehenneme. Ondan kardeş olmaz. Kardeşlik bunun üzerine inşa edilir. Milyonlarca insan sırf Kürt olduğu için zulum görsün… Sabrın da bir sınırı vardır. Bu baraj da patladığında hiçbiriniz önünde duramazsınız. Onurlu Şırnak halkı.. siz kadim o toprakları terk etmeme sözü verdiniz, ceketimizi satarız her türlü desteği oraya ulaştırırız. Şırnak halkının Botan halkının sahipsiz olmadığı görülecektir.

“80-90 vekil darbeden haberdardı”

Bizim nazarımızda darbeci komutan ile Başbakan’ın hiçbir farkı yok. Sorumluluk zaten onlarda. Darbe savuşturuldu… Bu suçlar ortaya çıkmasın diye tam bir sivil darbe anlayışıyla Türkiye’yi bunlar teslim almaya çalışıyor…

80-90 civarında milletvekilinin darbeden haberi olduğu söyleniyor. Neden açıklamıyorsunuz? Kaç AKP milletvekili darbeden haberdardır? Darbe komisyonunin içine Fethullehçı milletvekili koymuşlar.

Başkanlık sistemi

Türkiye’nin gündemi demokrasi ve barıştır. Nedeni bir başkan olmaması mı? Hayır sistemin işlememesi.

Gece gündüz bizi terör destekçisi diye suçlayanlar hele bir bakın.. Şu İstanbul Belediye Başkanı’na bakın. Ankara Belediye Başkanı’na bir bakın bir malikane yapmış… Hoca efendiye yapmış. Gelince kalsın diye yapmış. Kendisi söyledi. Öğretmenleri işten atıyorlar. En büyük yardımı siz yaptınız. Böyle bir ortamda ‘Başkanlığı tartışalım’ diyorlar.

Başbakan grupta konuşuyor. Öbürü sarayda konuşmaya başlayınca bütün kanallar canlı vermeye başladı. Tamam atamışsın belli, ya bu kadar hakaret olur mu. Başbakan’a kapalı ekran bize açılır mı?

Adalet Bakanı’na çağrı

Bu ülkenin Adalet Bakanı açıkça işkencecilere ‘Siz devam edin, ben yanınızdayım’ diyor. Bu açıkça işkenceye davettir, destektir.

Bu ülkenin Adalet Bakanı açıkça işkencecilere ‘Siz devam edin, ben yanınızdayım’ diyor. Bu açıkça işkenceye davettir, destektir. Burdan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a sesleniyorum. Birlikte cezaevine gidelim. Yanımıza bir doktor da alalım. Mahkuma soru soralım. İşkence var mı yok mu? Eğer işkence yoksa ben cezaevi çıkışında istifa edeceğim. Utanıyorum diyeceğim, İşkence yokmuş diyeceğim. Eğer sende haysiyet varsa çıkışta da sen istifa edersin. Kadınlara yapılanlar şu mikrofonlar önünde anlatılmaz. Böylesi 12 Eylül’de Diyarbakır Cezaevi’nde yapılmadı. İşkence bir canlıya yapılamaz.