Davutoğlu'nun IŞİD macerası: "Hoşnutsuz, öfkeli reaksiyon"dan "ölüme tapan nihilizm"e

Başbakan Ahmet Davutoğlu, daha 1,5 yıl önce bir televizyon programında yaptığı açıklamaları unutarak Wall Street Journal gazetesinde IŞİD'i yeniden tanımlamaya kalkıştı.

Davutoğlu'nun IŞİD macerası:

Başbakan Ahmet Davutoğlu, daha 1,5 yıl önce bir televizyon programında yaptığı açıklamaları unutarak Wall Street Journal gazetesinde IŞİD’i yeniden tanımlamaya kalkıştı.

2014: “IŞİD radikal, terörize gibi bir yapı olarak görülebilir ama…”

Ağustos 2014’te, o dönem Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Ahmet Davutoğlu, NTV’de yaptığı açıklamada, “IŞİD radikal, terörize gibi bir yapı olarak görülebilir ama katılanlar arasında Türkler, Araplar, Kürtler vardır” diyordu.

Ahmet Davutoğlu, IŞİD’in Şengal’de yürüttüğü terör saldırıları sonrasında katıldığı televizyon programında, “Tek bir Ezidi ve Hıristiyan kapıda bekliyor değil. AFAD çok ciddi bir yardım paketini Kuzey Irak’a aktardı ve Irak helikopterleriyle Sincar dağlarına atıldı” diye konuşurken Musul Konsolosluğu’nu basarak 49 kişiyi rehin almasına rağmen IŞİD’e toz kondurmamak için adeta kırk dereden su getiriyordu.

Davutoğlu, IŞİD’in “öfkeyle büyüyen bir tehdit olduğunu” belirterek “Sünni Araplar dışlanmasaydı bu öfkenin birikmeyeceğini” söylüyor ve “IŞİD radikal, terörize gibi bir yapı olarak görülebilir ama katılanlar arasında Türkler, Araplar, Kürtler vardır. Oradaki yapı, daha önceki hoşnutsuzluklar, öfkeler büyük bir cephede geniş bir reaksiyon doğurdu” diye ekliyordu.

2016: Ölüme tapınan ve hayatı reddeden nihilistler

Aradan geçen 1,5 yılda Başbakanlık görevine gelen Ahmet Davutoğlu, Wall Street Journal gazetesine “Türkiye terör karşısında sarsılmayacak” başlığıyla yazdığı yazıda ise paragraflarca piyasacılığa bağlılık yeminleri ettikten sonra IŞİD’i “ölüme tapınan ve hayatı reddeden nihilistler” olarak tanımladı.

Yazısına “Ülkem, potansiyelini terörün nihilizmine heba ettirmeyecek kadar büyük ilerlemeler kaydetti” diye başlayan Davutoğlu, Sultanahmet Meydanı’nda yaşanan intihar saldırısı üzerinden IŞİD hakkında “IŞİD ya da sözde İslam Devleti’nin tarihi bir mabede bu kadar yakında bir saldırı düzenlemeye cesaret etmesi dinle ilgilerinin olmadığını göstermektedir. Bunlar ölüme tapan ve hayatı reddeden nihilistlerdir. Bir kez daha altını çizmek isterim ki, terörün ne dini, ne milliyeti ne de değer yargısı yoktur. Bir neslin potansiyelinin terörün nihilizmiyle heba olma ihtimali bağışlanamaz bir durum olur. Bu riski nihai olarak yok etmek, müşterek ve tarihsel sorumluluğumuzdur.” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu değişti mi?

Ağustos 2014 ile Ocak 2016 arasında Türkiye’deki IŞİD intihar saldırılarında Suruç’ta 33, Ankara’da 102 ve İstanbul’da 11 kişi hayatını kaybetti. 146 kişilik bu kabarık liste sonrasında Ahmet Davutoğlu’nun değiştiğini düşünmek herhalde en hafif deyimle safdillik olur. Üstelik, Ankara Katliamı’ndan sonra söylediği “İntihar bombacılarını eylem yapmadan yakalayamayız” açıklamasının üzerinden de daha henüz o kadar uzun zaman geçmedi.

Davutoğlu’nun, New York’ta Amerikan sermayesine bağlılık yeminlerinin ardından Sultanahmet saldırısını bir fırsata çevirerek ABD nezdinde bir tür “halkla ilişkiler” çalışması kurguladığı anlaşılıyor. IŞİD’in daha önce emperyalizmin Ortadoğu’ya müdahalesi için bahane olarak kullanılmasından sonra Davutoğlu’nun yazısında geçen “Bu riski nihai olarak yok etmek” sözlerini, IŞİD bahanesiyle Türkiye’nin Suriye’ye girmesinin yolunun açılmaya çalışıldığı şeklinde görebiliriz.