Cumhurbaşkanı Başdanışmanı parlamentoyu feshetti: Şu anda yarı başkanlık sistemindeyiz

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı başkanlık konusunda yaptığı açıklamalarda parlamentonun zaten olmadığından bahseden skandal bir açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı parlamentoyu feshetti: Şu anda yarı başkanlık sistemindeyiz

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, Türkiye’nin şu anda parlamenter sistemde olmadığını belirterek, “Hala ana muhalefet, öyleymişiz gibi konuşuyor ama artık parlamenter sistem falan yok, şu anda yarı başkanlık sistemindeyiz.” dedi.

Gedikli, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Buluşmaları’nda yaptığı konuşmada, Amerika’daki başkanlık seçimini anımsatarak, başkanlık seçimini Donald Trump’ın kazanmış göründüğünü, bunun üzerine çok değerlendirme olacağını ancak kendisinin gördüğünün Amerika ekonomisinin resesyona gireceği olduğunu, kimin seçildiğinin hiç fark etmediğini söyledi.

 

“Türkiye’nin istikrarsız hale gelmesi en çok AB’yi vurur”

Bülent Gedikli, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) aralık ayında faiz artırmasının kolay olmayacağını vurgulayarak, “Aralıkta faiz artırabilir mi? Ekonomik olarak baktığınızda artıramaz ama siyasi gerekçe ile yapmaya gayret ediyorlar. Ekonomi o kadar kötü ki yapmaları birçok risk doğurabilir, bundan da endişe ediyorlar.” dedi.

Avrupa Birliği’nde (AB) durumun daha feci olduğuna dikkati çeken Gedikli, sözlerine şöyle devam etti:

“AB bu gidişle iflah olacağa benzemiyor, merkez bankasının para basma süreci devam edecektir. Bu işin bir tarafında kur savaşları, şirketlerin borçlulukları var. Çok önemli bankacılık sorunlarının çıktığını göreceğiz. AB pazar kaybı da yaşıyor. Özellikle Çin pazarında sıkıntı yaşıyorlar, Rusya pazarını da kaybetmeye başladılar. Böyle bir pazar sorunu yaşamaları AB açısından hiç de olumlu gözükmüyor. Türkiye-AB ilişkileri açısından da farklı bir manzara ortaya çıkıyor. Lüksemburg’ta yapılan açıklama, Türkiye ile ilgili bazı müeyyide uygulanabileceği gibi yaklaşımlar olduğunu gördük. Ben bunları Avrupa açısından akıl tutulması olarak niteliyorum. Olayın hangi boyutta olduğunu görmedikleri anlamına gelir. AB olarak Türkiye ile ilgili elinizden ne geliyorsa aleyhte her türlü faaliyeti yapıyorsunuz.

 

 

“Zaten yarı başkanlık sistemine geçildi”

Bülent Gedikli, teori ile izah edilemeyecek bir noktada olunduğunu belirterek, “Yeni bir reel sektör çağı başlayacak ama bu yepyeni sektörler üzerinden olacak. Çok daha şiddetli rekabet olacağını göreceğiz, ben ona artık ‘hiper rekabet’ diyorum. İş dünyamızı buna hazırlamak zorundayız. Buna yönelik adımlar da attık.” dedi.

Türkiye’nin bu yeni dünyaya başkanlık sistemi ile hazır olacağını vurgulayan Gedikli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Çünkü başkanlık sistemi istikrar içinde dinamizm anlamına geliyor. Hızlı, etkin karar alınması gereken bir dünyadayız. Türkiye’nin geçmişine baktığımızda parlamenter sistem bu anlamda tıkandı. Zaten şu anda da parlamenter sistem içerisinde de değiliz. Hala ana muhalefet, öyleymişiz gibi konuşuyor ama artık parlamenter sistem falan yok, şu anda yarı başkanlık sistemindeyiz. 2007’de hukuken yarı başkanlık sistemine geçildi, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle, fiilen de 2010’da zaten yarı başkanlık sistemine geçilmiştir. Türkiye’de olan şey yarı başkanlık sistemidir. Parlamenter sistem Türkiye’yi istediğimiz noktalara taşıyacak bir potansiyel ortaya koyamadı. ‘Parlamenter sistemin ne sorunu var?’ diye soranlar var, en azından 367 sorunu var. Bu konuyla ilgili eski ana muhalefet başkanına soruyorlar cevap da veremiyor. Bizim başkanlık sistemine geçmemiz en iyi yol. Türkiye’nin istikrar içerisinde yönetilmesi gerekiyor. Başkanlık sisteminin doğru noktalardan tartışılması gerekiyor. İstikrar çok kullandığımız bir kelime ama ne kadar ihtiyaç olduğu da herkes tarafından görülüyor. Bölgeye baktığımız zaman devlet yapılarının dağıldığı yerde istikrarsızlık ortamında neler olduğunu da görüyoruz. Geçmişe baktığımızda da tek başına hükümetler döneminde parlamenter sistemlerde bir şeyler yapılabilmiş, iktidarlar sorunu örtmüş.”

Gedikli, başkanlık sistemini bu anlamda gerekli olduğunu düşündüklerini, bunun bürokratik etkinliği artıracak muazzam bir sistem olduğunu, parlamenter sistem içerisinde bunun mümkün olmadığını vurguladı.