Boyun Eğmeyenlerin Büyük Ekim Devrimi 99 yaşında

Yazarımız Cengiz Kılçer, Ekim Devrimi'nin 99. yılı vesilesiyle bir yazı kaleme aldı.

Sosyalizmin zaferi Büyük Ekim Devrimi, (Miladi takvime göre 6-7 Kasım 1917) insanın dik duruşu ve iki ayak üzerinde yürüyüşünün evrimine dâhildir.

“Büyük tarihsel olaylar, insan ruhunda sadece hüzün ve coşku gibi sıradan duygular uyandırmaz, acıyı ve kötülüğü yenme gücü vererek insanı sıradanlıktan uzaklaştırır.” Konstantin Fedin’in “Olağandışı Bir Yaz” adlı romanı bu cümleyle başlar.

Modern çağlara girişinden bu yana dünya tarihi bir devrimler sürecini yaşadı.

1789 Fransız Devrimi insan yaşamının bu yeni evresinin ilk dönüm noktalarından birisiydi. Fransız Devrimini inceleyen Engels “(…) devletin iç zorunun, şimdiye değin hemen her siyasal iktidar bakımından belirli bir aşamada olduğu gibi, ülkenin ekonomik evrimi ile çatışma durumuna girdiği bir yerde, savaşım her zaman siyasal iktidarın yıkılması ile sonuçlanır. Ekonomik evrim, istisnasız ve acımasız kendi yolunu açar, — daha önce bunun en çarpıcılarından son örneğini vermiştik: Büyük Fransız devrimi“

Hâsılı zor, bağrında yeni bir toplumun çekirdeklerini taşıyan eski toplumun ebesidir. Böylece donmuş ve ölmüş olan siyasal olarak alt edilir parçalanır.

Sanayi Devrimi’nin takip ettiği büyük toplumsal-politik atılımın öncüsünün Fransız İhtilali olduğunu tespit edersek, bu sürecin yirminci yüzyıldaki diyalektik halkası da 1917 Ekim Devrimidir; Fransız İhtilali’nden sonra dünya tarihinin en önemli ihtilalidir.

Emperyalist zincir önce en zayıf halkasından kopmuş, sosyalist devrim kapitalist batıda değil, Doğu’da kesintili ve aralıklı olarak yükselip alçalarak eşitsiz ve bileşik gelişme yasasına uygun olarak gerçekleşir.

“Kapitalizmin gelişmesindeki eşitsizlik, yığınların yarı aç yaşıyor olması, kapitalist üretim tarzının koşulları ve kaçınılmaz, temel öncülleridir.” diyordu Lenin “Emperyalizm – Kapitalizmin En Yüksek Aşaması” kitabında.

İşte o dönemin Rusyası’nda yaşanan tam da budur.

Yeryüzünün ilk sosyalist devriminin Rusya’da gerçekleşmesi hiç de tesadüf değildir.

Kaldı ki Ekim Devrimi’nin dinamikleri birdenbire çıkmamıştır ortaya.

İşçi sınıfı hareketinin olağanüstü geliştiği ve yayıldığı savaş öncesi yıllar, Ekim’deki büyük mücadeleye hazırlık açısından çok önemli bir rol oynamıştır.

1905 Devrimi, savaş öncesi yeniden toparlanma ve gelişme yılları, Şubat Devrimi ve en nihayetinde de Ekim Devrimi, Rusya işçilerinin devrimci mücadelesinin dört aşamasıdır; işçi sınıfını proleter devrimin zaferiyle taçlandıran dört büyük hamledir.

Ekim Devrimi, 100 yıllık bir geçmişi bulunan çeşitli nitelikteki devrimci teorik ve pratik çalışmaların ortak mirasının ürünüdür. Öyle ki, olgunluk yıllarında Marx’ın Rusya’daki büyük devinimi daha doğru biçimde anlayabilmek için Rusça öğrenme zorunluluğu duyduğunu, Kapital’in tamamlanması işini sürdürürken, birkaç dil üzerinde (Rusça dâhil) çalıştığını Lenin’in aktarımından biliyoruz.

1917 Büyük Ekim Devrimi’nin üzerinden 99 yıl geçmiş.

Bu büyük tarihsel olay, insan ruhunda sadece hüzün ve coşku gibi sıradan duygular uyandırmadı, acıyı ve kötülüğü yenme gücü vererek insanı sıradanlıktan uzaklaştırdı.

1917 Büyük Ekim Devrimi Boyun Eğmeyen insanın yarattığı bir tarihsel şaheserdi.

İnsanlığa, acıyı ve kötülüğü yenme gücü verdi…

Bugün insanlığın yeni Ekim Devrimleri’ne tıpkı ekmek gibi, su gibi ihtiyacı var.

Tarihi yazan mücadelelerse eğer, bugün tarihin, Türkiye’nin ve dünyanın tarafının bilincinde olan o Boyun Eğmeyen insanlığa ihtiyacı olduğunu bir kez daha söylemek gerekir, hem de her zamankinden daha yüksek sesle.