Çavuşoğlu: Kürt kardeşlerimi Marksist, ateist yapmaya çalışıyorlar

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bugün yaptığı açıklamalarda Kürt sorunu ve Suriye gündeminden bahsetti.

Çavuşoğlu: Kürt kardeşlerimi Marksist, ateist yapmaya çalışıyorlar

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bugün yaptığı açıklamalarda ilginç vurgularda bulundu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Amacımız, Türkiye’nin her yerinde huzuru tesis etmek. Zulüm altında olan Kürt kardeşlerimizin huzurunu da tesis etmek bizim görevimizdir. Esasen, dün Van’daki saldırıyı gördünüz. Neden bayramda? Bunların öyle bir derdi yok ki. Bunların esas hedefi Müslüman, inançlı, muhafazakâr Kürt kardeşlerimizin inancıdır. Onları da Marksist, ateist yapmaya çalışıyorlar. Yapamadıklarına da zulüm ediyorlar” dedi.

Suriye yönetimi ateşkese uymuyor

Antalya’nın Manavgat ilçesinde partililerle bayramlaşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye yönetiminin ateşkes anlaşmasına uymadığını iddia ederek, “Öyle görünüyor ki özellikle rejim, bu ateşkese riayet etmek istemiyor. Dün akşam ateşkes ilan edilir edilmez rejim ateşkesi bozdu. Uyarılar yapıldı, inşallah bu ateşkesin kalıcı olması için herkes üzerine düşeni yapar. Tek taraflı olmaz” dedi.

Muhafazakar Kürt kardeşlerimizi Marksist, ateist yapmaya çalışıyorlar

‘Terörle mücadele’ politikalarına değinen Çavuşoğlu, “Kale gibi gördükleri dağlarda, inlerine giriyoruz, tertemiz ediyoruz. Dün oralarda bayram namazını, kahraman askerlerimiz eda ettiler. Hiç merak etmeyin. İçeride ve dışarıda onları temizleyinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Çavuşoğlu, “Amacımız, Türkiye’nin her yerinde huzuru tesis etmek. Zulüm altında olan Kürt kardeşlerimizin huzurunu da tesis etmek bizim görevimizdir. Esasen, dün Van’daki saldırıyı gördünüz. Neden bayramda? Bunların öyle bir derdi yok ki. Bunların esas hedefi Müslüman, inançlı, muhafazakâr Kürt kardeşlerimizin inancıdır. Onları da Marksist, ateist yapmaya çalışıyorlar. Yapamadıklarına da zulüm ediyorlar” diye konuştu.

Müttefikimiz olan ülkelerden gelen açıklamalar bizi hem üzüyor, hem de sinirlendiriyor

Kayyum atanan belediyelere ilişkin konuşan Çavuşoğlu, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Böylesine bir durumda özellikle müttefikimiz olan ülkelerden gelen açıklamalar bizi hem üzüyor hem de sinirlendiriyor. Biz terörle mücadele ediyoruz. Eğer seçilmiş bir kişi, bir belediye başkanı, bir milletvekili, bir belediye meclis üyesi, kim olduğu önemli değil, muhtar da olabilir, teröre destek veriyorsa ‘Efendim o kişi seçilmiş, dokunulmaz’, olmaz. Seçilen kişinin görevi vatana, millete hizmet etmektir, teröristlere değil. Teröristlerin bomba döşemesine yardım ediyorsa bu, milletin parasını teröristlere harcamaktır. Oradaki belediyelerin hepsi çukur kazmada, bomba yerleştirmede, araçlarıyla, gereçleriyle, kepçeleriyle, kamyonlarıyla teröristlere yardım etmiştir.”

Vaşington’daki büyükelçime telefon açıp ‘Sen bir açıklama yap’ demiyorum

“Her şeyden önce bu tür müdahalelerin usulü ve yöntemi de kabul edilemez. Biz de birçok ülkeyle ilgili rahatsızlıklarımızı dile getiriyoruz. Mesela ABD’de artan ırkçılık. Sadece İslam karşıtlığı değil farklı renklere yönelik ırkçılıkta da bir hortlama var. İşte polis ne kadar insan öldürdü. Ama Washington’daki büyükelçime telefon açıp, ‘Sen bir açıklama yap’ demiyorum. Bu endişemizi doğrudan ABD’li muhataplarımıza kendimiz söylüyoruz. Bu işin nezaketi budur. Cumhurbaşkanı’mız Obama’ya söyleyebiliyor. Ben John Kerry’ye söyleyebiliyorum. Başka rahatsızlıklarımız da var. Ama biz söyleyince iç işlerine karışmak oluyor. Ama kendileri her türlü şeyi söyleme yetkisini kendilerinde buluyorlar. Kusura bakmayın hiçbiriniz Türkiye’nin patronu değilsiniz. Bugün, Türkiye ikinci sınıf bir ülke değildir. Türkiye ile ilişkilerinizi adam gibi yürütmek istiyorsanız, Türkiye’yi eşit bir ortak olarak görmek zorundasınız. O Türkiye geçti. Ayrıca, sizin büyükelçileriniz Türkiye’de bir vali değil, büyükelçiliğini adam gibi yapacak. Viyana Sözleşmesi çerçevesinde görevini yapacak. Türkiye’nin valisi gibi davrananların hiçbirisine müsaade etmeyiz. Bunlara da izin vermeyiz. Herkes haddinin, hukukunun ve görevinin çerçevesini çok iyi bilsin.”