'Başmuhtar'dan internet kullanıcılarına tehdit: Tweet'lerle bizi göndermeye çalışanlar bedelini ödeyecek

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, internet yoluyla AKP'ye ve kendisine yönelik tepkilerini dile getiren sosyal medya kullanıcılarını hedef aldı.

'Başmuhtar'dan internet kullanıcılarına tehdit: Tweet'lerle bizi göndermeye çalışanlar bedelini ödeyecek

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, internet yoluyla AKP’ye ve kendisine yönelik tepkilerini dile getiren sosyal medya kullanıcılarını hedef alarak “Öyle tweetlerle mweetlerle bizi yollamaya çalışanlar bunun bedelini her an ödeyecektir” ifadelerini kullandı.

Saray’da “32’inci muhtarlar buluşması”nda konuşan Erdoğan, İstanbul Beşiktaş’taki kanlı saldırıların ardından ‘terörle mücadele’ konusunda “Tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum” dedi. “Ülkemiz bir ateş çemberinden geçiyor.” diyen Erdoğan’ın konuşmasında Türkiye’den bahsettiği sırada sözü Halep’e getirmesi dikkat çekti. Erdoğan, “Yaşadığımız dönem en az İstiklal Harbi kadar önemlidir. Kritiktir. Hayati sonuçlar doğuracak ehemmiyetlidir. Sevr’de tasarladıkları bir avuç toprağa mahkum etmek istiyorlardı. Bugün Halep’te yaptıkları gibi.” diye konuştu.

Erdoğan muhtarlara da muhbirlik çağrısını tekrarlayarak “Hangi evde kim var, emniyet güçlerine bildirmelisiniz.” diye seslendi.

Erdoğan’ın konuşmasından bazı başlıklar şöyle:

“Sinsi oyunlar oynanıyor”

İstiklal Harbimiz işte milletimizin bu senaryoya verdiği cevaptır. Milletimiz yaklaşık bir asır sonra yönünü yeniden geleceğe çevirme olanağı bulmuştur. Bugün de bölgemiz ve ülkemiz üzerinde çok sinsi ve kanlı oyunlar oynanıyor. Üst akıl her gün yeni şeytanlıklarla karşımıza çıkıyor. Kanlı gözyaşıyla iç savaşla mezhep savaşlarıyla bölgemizin geleceğini karartmaya çalışıyor. Bu bir güç savaşıdır, bu bir güç yarışıdır. Ama milletimizin güzel bir sözü var; bizim insanımız zor oyunu bozar.

“Seçimlere bel bağladılar”

Evet, İstiklal Harbimizde daha öncesinde Çanakkale’de millet olarak imanımızla zoru göstererek oynanan oyunu bozduk. Misak-ı Milli hedeflerimize ulaşamasak da Sevr paçavrasını rafa kaldırdık. Bugün de yeni bir Sevr dayatmasıyla karşı karşıyayız. Gezi’de sokaklarda başaramadıklarını emniyet yargı darbesiyle halletmek istediler.

Seçimlere bel bağladılar, olmayınca çukur eylemleriyle, o da olmayınca darbeyle sonuca ulaşmaya çalıştılar. Kesinlikle bu saldırılar bizim şahsımıza yönelik değil, ortada daha büyük bir oyun var. Saldırıya uğrayan bizim şahsımızda somutlaştırdıkları büyük, yeni, özgür Türkiye mücadelesidir. Geçtiğimiz 14 yılda ekonomide ve demokraside kat ettiğimiz mesafe olmasaydı böylesine güçlü bir mücadele veremezdik. Yitirdiğimiz her canla yüreğimiz parçalanıyor ancak şu tarihi gerçeği unutmuyoruz; toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Biz bin yıl önce bu toprakları kendimize vatan yapmaya karar verdiğimizden beri bu iradenin bedelini ödüyoruz.

“Tweetlerle mweetlerle bizi yollamaya çalışanlar…”

Bizi bayrağımızdan, ezanımızdan, vatanımızdan, devletimizden etmek isteyenlere canımız pahasına geçit vermeyeceğiz. Milletimizin birliğine, beraberliğine kast edenin başını ezmezsek bekamızı sağlayamayız.

Bayrağımıza kast edenin kolunu bacağını kırmazsak şehitlerimize mahçup oluruz. Vatanımızın beş karış toprağına göz dikenlerin gözünü çıkarmak bizim namus borcumuzdur. Öyle tweetlerle mweetlerle bizi yollamaya çalışanlar bunun bedelini her an ödeyecektir.

Birileri çıkar, sömürgecilik adına, güç mücadelesi adına insanlığını kaybetmiş olabilir. Biz kaybetmeyeceğiz. Biz biliyoruz ki yaratılmışların en şereflisi insandır. Biz vicdanımızın sesini dinlemeye devam edeceğiz. Değerli kardeşlerim, millet olarak yeni bir ahitleşmeye gitmemiz, yeni bir mevkure birliği oluşturmamız gerekmektedir. Gün eski defterleri karıştırma günü değildir.

“Muhtar dediğiniz hangi evde kim var bilir”

Geldiğimiz noktada savunmada kalma imkanına sahip değiliz. Madem bize tarihimizdeki en büyük saldırılardan biri yapıyor, misliyle cevap vermek hakkımızdır. Terörün sokağa inmesi, 80 milyon vatandaşımızı hedef aldığını gösteriyor. Bu yöntemle eylem yapan terörist için ölenin kökeni, inancı önemsizdir. Şunu unutmayın, kurşun adres sormaz derler. Bomba da bunların hiçbirini sormaz. öyleyse mücadelemizi sadece kurumlara, güvenlik güçlerine bırakamayız. Muhtar dediğiniz nedir, bulunduğu köyün, mahallenin hangi evinde kim var, enine boyuna bilen insandır.

Tüm vatandaşlarıma çağrı yapıyorum, anayasamızın 104. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti devletinin başı olarak PKK’sıyla FETO’suyla, DEAŞ ile adı söylemi yöntemi ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum. Her kim bu örgütlerin çalışmalarına ilişkin bir şey duyarsa, malumat duyarsa hemen güvenlik güçlerimize bilgi vermelidir.

Esasen ülkemizdeki hiçbir kesimin hakkını aramak için terör yöntemlerine başvurmasını mazur kılacak en küçük bir sebep yoktur. Demokratik yollardan hak arama şansını Avrupa ülkelerinde bile bulamazsınız. Özgürlük, demokrasi falan bunlar hikaye. Bu toleransı hiçbir yerde bulamazsınız.
Vatandaşlarımızın can ve mal varlığına tehdit oluşturan her terörist düşmanımızdır ve ona göre muamele görecektir. Tüm güvenlik güçlerimize sesleniyorum.

Terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı devletiniz de milletiniz de sizin yanınızdadır. Yetkilerinizi sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmeyin. Şehitlerimizin tek bir damla kanı, teröristlerin tamamının canlarına karşılık gelemez. Güvenlik güçlerimiz yürüttükleri mücadelede elbette ölürlerse şehittir, ancak askerlerimiz bize sağ olarak lazımdır.

“Hangi evde kim varsa…”

Dağdaki teröriste de şehirdeki teröriste de onları destekleyenlere de bir an bile rahat yok, huzur yok, bu böyle biline. Aksi halde vatandaşlarımız “Ya devlet başa ya kuzgun leşe” demeye başlar ki bu en tehlikelisidir. Muhtarımıza sesleniyorum, hangi evde kim var, emniyet güçlerine bildirmelisiniz. Değerli kardeşlerim, eğer bu iletişim sağlanırsa bunlar kendilerine kaçacak delik arayacaklar.

Bildiğiniz gibi Halep’te bizzat takip ettiğim müzakereler neticesinde sivillerin bir tahliyesi başlıyor umudundaydık ki tekrar füzeler atılmaya başlandı. Yine takip ediyoruz. Bugün tekrar Putin ile görüşeceğiz, MİT Müsteşarımız, Dışişleri Bakanımız takip ediyor bir netice alır mıyız diye. Sahadaki durum çok kırılgan ve karmaşık. Ateşkesin üzerinden saatler geçmeden rejim güçleri sivillere saldırmaya başladı. Halep’ten kurtulan vatandaşlarımıza insani yardım ulaştırmaya çalışıyoruz.

Ey BM, her türlü desteği vereceğiz ancak bir koridor… Türkiye’ye gelecek olanlar için hazırlığımız var, ancak bir koridor gerek. Bunun için uğraşıyoruz. Bu, Halep’teki masumlar için son umuttur. Uluslararası toplumu bu ateşkese destek olmaya davet ediyorum. İnsani koridor hiçbir sabotaj olmadan açılmalı ve insanların oradan sağ salim çıkmalarına izin verilmelidir.

Esad’a suçlama

Esad savaş suçu işlemektedir, bunun herkesin görmesi gerekiyor. Bu rejimin cinayetleri karşısında biz sessiz kalamayacağız, kalmayacağız. BM başta olmak üzere uluslararası örgütleri harekete geçirmek için çalışıyoruz. Mazlumun umudu olan Türkiye, Halep halkını yalnız bırakmadı, bırakmayacak. Ne pahasına olursa olsun tek bir masum canı kurtarmak için elimizden geleni yapacağız. “