Tekmeci saldırgan kendini böyle savundu: Kadının haya perdesi için örtünmesi gerekiyor

Hemşire Ayşegül Terzi'ye 'şort giydi' diye saldıran Abdullah Çakıroğlu'nun hapisle yargılandığı davadaki savunması diyecek söz bırakmadı.

Tekmeci saldırgan kendini böyle savundu: Kadının haya perdesi için örtünmesi gerekiyor

Maslak’ta belediye otobüsünde Ayşegül Terzi adlı bir kadına ‘şort giydiği’ gerekçesiyle saldıran Abdullah Çakıroğlu’nun dokuz yıl dört aya kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı dava bugün görülmeye başlandı.

Duruşmada savunmasını yapan Abdullah Çakıroğlu, Terzi’nin ‘oturuşunun müstehcen’ olduğunu söylediğini, ancak kendisini umursamadığını, bu durumu hazmedemediğini söyledi.

İğrenç savunma

Çakıroğlu, “Bunların kafasını koparmak lazım” gibi bir söz söylemediğini ileri sürerken, kendini de skandal ifadelerle savundu:

“Müştekinin yaşam alanına yakışmayacak şekilde giyimi vardı. Bu da ortamı bozuyordu. Orada anne-baba var. Herkesin ruh dünyasını etkiliyordu. Kadının haya perdesinin oluşması için örtüsünün olması gerekiyor. Gayrimüslimse kendini taşıyabilecek giyim kuşamı olması gerekiyor. Aksi halde insanın şehvet duygusunu uyandırıyor. Benim orada şehvet duygum kabarmadı. Ama kendisine yakışmadığı için öyle bir harekette bulundum. Kendisi umursamadı, hiç oturuşunu düzeltmedi. Cünup kelimesi bana aittir. Bu kelimeyi kullandım. Otobüsün içinde bir grup beni dövdü.”

Çakıroğlu, Erenköy Ruh ve Sinir hastalıkları Hastanesi’nde 14 gün tedavi gördüğünü ifade ederek “Başka da bir sağlık kurumunda tedavi görmedim. İzmit bölgesinde de bir hocaya gittim. Orada beni okudular. Cinler musallat olmuş bana öyle dediler” iddiasında bulundu.

Kendi kendisine konuşmaya başlayınca daha önce Ege bölgesinde tedavi gördüğünü öne sürdüğü bir ‘hoca’yı arayıp kendisine ilaç göndermesini söylediğini aktaran Çakıroğlu, “2-3 gün üst üste nöbete kalınca da psikolojim arttı. Konuşmalarım arttı. Bu artınca bu otobüsteki hadise vuku buldu” dedi.

“Eylemi dine bağlamasını doğru bulmuyorum”

Saldırıya uğrayan Ayşegül Terzi de olay anını şu sözlerle anlattı:

“Paraya ihtiyacım vardı, kendime nöbet yazdırmıştım. Gece nöbetimi tuttum. Sabah nöbetten çıktım. Üzerimde sivil kıyafetim vardı. Otobüste boş koltukta ters bir şekilde oturdum. Sanığı hiç görmedim. Bayram sabahıydı. Telefonda müzik dinliyordum ve bayramlaşıyordum. Yüzüme biri birden tekme attı. Ne olup bittiğini anlamadım. Sonrasını hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde hastanedeydim. Ağzından çıkan sözleri hatırlamıyorum. Elimdeki poşetleri bacağımın üzerine koydum. Bacağım kapalıydı.

“Serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum” diyen Terzi, karakolda söylediklerinin tam olarak kayda geçirilmediğini, daha iyi tedavi olmak için de kendi çalıştığı hastaneye gittiğini söyledi.

Terzi, “Yaptığı eylemi dine bağlamasını doğru bulmuyor ve kabul etmiyorum. Evime çok yakın oturuyor. Ben bunu bana tekrar yapabileceğini düşünüyorum. Serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum” dedi.

Çakıroğlu hakkında hazırlanan iddianamede, sanığın, ‘inanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’, ‘Kasten yaralama’ ve ‘hakaret’ suçlarından toplam iki yıl yedi aydan dokuz yıl dört aya kadar hapsi isteniyor.