Anlamlı bir çıkış

Kamil Tekerek başkanlık ve yeni anayasa dayatmasına karşı yayınlanan "Başkanlık anayasasına hayır" deklarasyonunu değerlendirdi.

Dün görmüşsünüzdür. On yedi aydın, gazeteci, yazar ve çeşitli kurumların temsilcileri “Başkanlık anayasasına hayır” başlıklı bir deklarasyon yayınladılar.

Bunu ülkemizin içinden geçtiği süreçte anlamlı bir yan yana geliş ve çıkış olarak değerlendirmekte sonsuz fayda var.

Yeni Anayasa’nın içeriğine dair tartışmalar henüz başlamadı. Ancak herkes sözünü zaten söylüyor. Bizlerinse gerici AKP reijiminin sivil olduğu iddia edilen anayasasına, onun maddelerini tartışarak kan taşımak ve meşrulaştırmak gibi bir niyetimiz yok.

Tersinden aslında bu sürecin en zayıf noktası olan başkanlığı merkeze koyarak yola çıkmanın doğru olduğunu düşündüğümüzü daha öncesinde de paylaşmıştık. İmza metninde de benzeri bir yaklaşım olduğunu görüyoruz.

Dolayısıyla bu yaklaşımın yaygınlaşması ve toplumsal ölçekte yan yana gelişleri arttırması önümüzdeki dönem için oldukça önem taşımaktadır.

Neden olduğu ise açık. Ülkemizdeki gerici rejim yerleşme ve oturma hamlelerine tam gaz devam ederken, AKP iktidarı olanca sıkışmasına rağmen yaşadığı sorun başlıklarını kimi zaman demokratik olduğu iddia edilen yöntemlerle, ama genelde baskı ve zorla çözmeye çalışırken toplumsal alana hitap edebilecek, umut olabilecek bu çıkışı yaygınlaştırmak gerekiyor.

Çünkü örneğin meclis muhalefeti çökmüştür. Türkiye kapitalizminin ve düzenin en has partilerinden biri MHP’yi saymıyorum. Özellikle Gezi direnişi sonrasında, AKP’ye karşı olan tepki ve öfkenin sistematik olarak tahliye edilmesinde demokrasi mücadelesi için toplumun karşısına çıkartılan iki özne vardı: CHP ve HDP.

Halka önce “tatava yapma bas geç” dendi CHP’cilik yükseltildi. Ondan sonra “seni başkan yaptırmayacağız” diyerek HDP’cilik seçimler aracılığı ile ön plana çıkartıldı. Düzenin sosyal ve radikal olarak tanımlayabileceğimiz demokratik kanatları geldiğimiz nokta itibariyle tamamen geri plana düşmüş durumdalar.

Hatta AKP’nin son dokunulmazlık oyunu ile birlikte CHP tamamen sosyal-demokrasinin geleneksel rollerine ne kadar sahip çıkabileceğini gösterecek bir potansiyeli olduğunu açığa çıkardı. Anayasa ve Başkanlık meselesinde de benzerinin olması muhtemeldir. Yıllardır ortaya koyduğumuz bir yaklaşım burada hatırlamakta fayda var. İkinci Cumhuriyet’in CHP’sinin asla iktidar misyonu olmayacak, hep düzenin işine gelen muhalif bir hattı inşa edecekti. Sanıyoruz ki bu görevlerinde en ufak bir sapma olmadan yola devam ediyorlar.

HDP içinse artık fazla birşey söyleyemeyeceğim. Önümüzdeki günlerde Altan Tan’ı partiden ihraç ederlerse belki toplum karşısında daha derli toplu bir görüntü vermeleri muhtemel olmakla birlikte HDP projesinin de bir dönemin ürünü olduğunu ve misyonunu tamamlama noktasına doğru yaklaştığını ortaya koymamız gerekiyor.

Dolayısıyla şimdi, emekçilerin, ilerici insanların, AKP’ye karşı olanların, gerici bir rejimde yaşamak istemeyenlerin özlemlerini, arayışlarını ve umutlarını büyütmek zorundayız. İşte bu yüzden aşağıda yer alan imza metni ile birlikte ortaya konulan çıkış mutlaka yaygınlaşmalı ve daha geniş kitlelere mal olmalı.

http://gazetemanifesto.com/2016/04/15/baskanlik-anayasasina-hayir-deklarasyonu-yayinlandi/