Anayasa Mahkemesi, 2 yıl 2 ay 28 günlük tutukluluğu fazla buldu

Anayasa Mahkemesi (AYM), kuvvetli suç şüphesi olmadan siyasi parti faaliyetlerinde bulunduğu gerekçesi ile tutuklandığını ileri süren ve tutukluluğu 2 yılı aşan kişinin hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Anayasa Mahkemesi, 2 yıl 2 ay 28 günlük tutukluluğu fazla buldu

Anayasa Mahkemesi (AYM), kuvvetli suç şüphesi olmadan siyasi parti faaliyetlerinde bulunduğu gerekçesi ile tutuklandığını ileri süren ve tutukluluğu 2 yılı aşan kişinin hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Merkez Yönetim Kurulu kararıyla eğitim komisyonu üyesi olarak görevlendirilen Engin Demir, silahlı terör örgütünü yönetmek suçunu işlediği iddiası ile 28 Ocak 2012’de gözaltına alındı ve 30 Ocak 2012’de Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Engin Demir’in de aralarında bulunduğu 27 kişi hakkında 20 Nisan 2012’de Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Demir’in değişik tarihlerde yapmış olduğu tahliye talepleri Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Son olarak 14 Aralık 2012’de tutukluluğunun devamına karar verilen Demir’in tutukluluğunun devamına ilişkin karara yaptığı itiraz ise 9 Ocak 2013’te reddedildi. Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvuruda siyasi faaliyette bulunduğu gerekçesi ile tutuklandığını ve tutukluluğunun makul süreyi aştığını ileri süren Demir, 2 Nisan 2014’te tahliye edildi.

AYM’nin gerekçeli kararında şu ifadeler yer aldı: “Başvurucunun 2 yıldan daha fazla bir süredir tutuklu kalmasının ve kendine yöneltilen suçlamaların özünde yer alan hususun BDP siyaset akademisindeki eğitim faaliyetlerini koordine etmek, görevlendirmeler yapmak ve eğitim vermek suretiyle silahlı terör örgütü yönetmek suçu olduğu anlaşılmaktadır. Siyasi parti üye ve yöneticileri son derece radikal ve muhalif fikirler barındıran siyasi söylem, açıklamaya veya eylemlerinin makul olmayan bir süre devam edebilecek tutuklama riski doğuracağı düşünülürse bu gibi faaliyetlere katılmaktan veya bunlardan kaçınma eğiliminde olacaklardır. Kuşkusuz bu durum siyasi faaliyette bulunma özgürlüğü üzerinde caydırıcı etkisi olacaktır.

Somut olayda tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda birbirine benzer gerekçelerin kullanıldığı, bu gerekçelerin tutuklamanın başlangıcında yeterli olduğu söylenebilirse de başvurucunun 2 yıl 2 ay 28 gün boyunca özgürlüğünden mahrum bırakılması haklı kılacak nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.”

Başvurucunun kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikayetini kabul edilebilir olduğuna oy birliği ile karar veren AYM, başvurucunun tutukluluk süresinin makul olmadığına ilişkin iddia yönünden anayasanın 19. maddesinin 7. fıkrasının ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verdi.