Almanya'da seçimler: Merkel kaybetti sığınmacı karşıtı sağcılar kazandı

Almanya'da 3 eyalette yapılan parlamento seçimlerinde Başbakan Angela Merkel'in partisi CDU ağır bir yenilgi alırken göçmen karşıtı AfD büyük başarı elde etti.

Almanya'da seçimler: Merkel kaybetti sığınmacı karşıtı sağcılar kazandı

Almanya’da Baden-Württemberg, Rheinland-Palatinate ve Saksonya-Anhalt eyaletlerinde yapılan parlamento seçimlerinde Başbakan Angela Merkel’in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ağır bir yenilgi alırken göçmen karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) büyük başarı elde etti.

Üç yıl önce kurulan ve sığınmacı karşıtı politikalarıyla öne çıkan AfD her üç eyalette yüzde 10’un üzerinde oy almayı başardı. AfD en büyük sürprizi ise Saksonya-Anhalt Eyaleti’nde yüzde 24 oy alarak yaptı. AfD’nin bu başarısının üç eyalette koalisyon oluşumlarını zora sokması bekleniyor. Seçimlerde Angela Merkel’in partisi CDU’nun ise her üç eyalette oy kaybına uğraması dikkati çekti. CDU’nun oy kaybının nedeni Merkel’in izlediği ılımlı sığınmacı politikası olarak gösteriliyor.

Seçim sonuçları

Baden-Württemberg Eyaleti’ndeki seçimin galibi Yeşiller oldu. Yeşiller 30,3 (2011’de yüzde 24,2) oranında alırken, kan kaybeden CDU’nun oy oranı yüzde 27’de (2011’de yüzde 39) kaldı. Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) oy oranı yüzde 12,7 (2011’de yüzde 23,1), Serbest Demokrat Parti (FDP) 8,3 (2011’de yüzde 5,3) ve AfD yüzde 15,1 oldu. Sol ittifakı Die Linke ise oyların yüzde 2,9’unu aldı.

SPD Rheinland-Palatinate Eyaleti’nde yüzde 36,2 (2011’de yüzde 35,7) oy oranıyla seçimde en fazla oyu aldı. Hafif oy kabeden CDU yüzde 31,8’de (2011’de yüzde 35,2) kaldı. AfD yüzde 12,6 oranında oy alırken Yeşiller yüzde 5,3 (2011’de yüzde 15,4), FDP 6,2 (2011’de yüzde 4,2) ve Die Linke yüzde 2,8 oy alabildi.

Sağ popülist AfD en büyük sürprizi Saksonya-Anhalt Eyaleti’nde yaptı. AfD bu eyalette yüzde 24,2 oy almayı başardı. CDU yüzde 29,8 (2011’de yüzde 32,5), SPD yüzde 10,6 (2011’de yüzde 21,2), Die Linke yüzde 16,3 (2011’de yüzde 23,7), Yeşiller yüzde 5,2 (2011’de yüzde 7,1) ve FDP yüzde 4,9 (2011’de yüzde 3,8) ile seçmenlerin tercihi oldu.

Seçim sonuçları sürpriz mi?

Almanya’nın Baden-Württemberg, Rheinland-Pfalz ve Saksonya-Anhalt eyaletlerindeki parlamento seçimlerinde alınan sonuçlar Almanya’daki tartışmalar göz önüne alındığında sürpriz sayılmayabilir. Seçim sonuçları Başbakan Angela Merkel’in ‘açık sınırlar’ politikasının toplumda yol açtığı tartışmalara ayna tutmakla birlikte yine de sığınmacı karşıtı AfD’nin anketlerde tahmin edilenin de üstünde oy alması Almanya’nın genelinde AfD’nin daha fazla dikkat çekmesini sağlayacak.

Deutsche Welle’de yer alan habere göre Almanya’nın doğusundaki Saksonya-Anhalt’ta AfD yüzde 24’lük oranla, bütün zamanların eyalet seçimlerinde en fazla oy toplayan aşırı sağ partisi oldu. Ekonomik durumun iyi, işsiz sayısının ise düşük olduğu batı Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinde de parti ilk defa katıldığı parlamento seçiminde oyların yüzde 15’ini toplamayı başardı. Bu eyalette de her iki Alman’dan biri iltica nedeniyle kiraların ve suçların artmasından, aynı zamanda da İslam’ın nüfuz kazanmasından endişe ediyor.

Bu durum, AfD’nin daha genel bir destek bulduğuna ve basitçe ekonomik zorlukların ötesinde bir taban tuttuğuna işaret ediyor olabilir.

Merkel’in gitmesi mümkün mü?

Seçim sonucu, mülteci politikasına yön veren Başbakan Angela Merkel’in bozguna uğraması anlamına geliyor. Merkel’in partisi, 1952 yılından bu yana kalesi sayılan Baden-Württemberg’de ilk kez birinci olamadı. CDU, tüm eyaletlerde önemli oranda oy kaybetti. Daha büyük bir oy kaybını engelleyen ise, Merkel’in şiddetle eleştirmesine rağmen Avusturya ve Balkan ülkelerinin ‘Balkan rotasını’ kapatması oldu. Almanya’ya gelen mülteci sayısının azalmasından memnun olduğunu söyleyen Almanların oranı yüzde 70’i buluyor.

Öte yandan, Pazar günkü seçimlerden sonra başbakanın devrilmesi ya da istifaya zorlanması söz konusu olmayacak çünkü Mecliste Merkel’e karşı çoğunluk bulunmuyor. Öte yandan, mülteci krizindeki siyaseti dışında, Merkel’den memnun olanların oranı bir hayli yüksek. Bu durum, Türkiye ile yapılacak görüşmelerden hemen önce olması nedeniyle Merkel üzerindeki baskıyı arttırmakla beraber kısa vadede hızlı bir politika değişikliği de beklenmemeli.

Sosyal demokratlar eriyor, Yeşiller ve Die Linke alternatif değil

CDU gibi ikinci büyük kitle partisi olan sosyal demokrat SPD de kan kaybetmeye devam etti. SPD’ye en büyük eleştiri ne istediğini anlatamaması ve anlaşılamaması olarak yöneltiliyor. SPD’nin Genel Başkanı Sigmar Gabriel’in göze batar şekilde taktik değiştirdiği mülteci krizi de bunda rol oynuyor.

Buna karşın Yeşiller ve sol ittifak Die Linke de bu seçimlerde Baden-Württemberg Eyaleti’ndeki Yeşiller birinci parti konumuna yükselmesi dışında varlık gösteremediler. Ancak Yeşillerin seçimi kazandığı eyalette Başbakan Winfried Kretschmann’ın muhafazakarlara yakınlığı düşünüldüğünde onun da genel olarak sol açısından anlamı değişiyor. Örneğin, Kretschmann mülteci krizinde de partisinin görüşlerinden ayrılarak, iltica yasasının sertleştirilmesinden yana çıkmıştı.

Bu durum AfD ile yaşanan sağ yükselişin daha dikkatli izlenmesini gerektiriyor.

Meclis hesaplarında ilklerin seçimi

Büyük partilerin koalisyon kurabilmek için küçükler arasından tek bir partiyle anlaşmasının yeterli olduğu dönemler ise artık geride kalmış gözüküyor. Büyük koalisyon adı verilen CDU – SPD ortaklığı bile Baden-Württemberg’de koalisyon hükümeti kurmaya yetmiyor. Şimdiye kadar hiçbir eyalette iki büyük kitle partisinin milletvekili sayısının hükümet kurmaya yetmediğine tanık olunmamıştı.

AfD yeni seçmenleri kazanıyor

AfD’nin en büyük seçim başarısı ise her defasında daha fazla seçmeni sandığa çekmek olarak görülüyor. Bu durum esasında AfD’nin bir tehlike olarak ciddiye alınmasını da gerektiriyor.

Sığınmacı karşıtı AfD, bütün diğer partilerden seçmen kazandı. En çok da şimdiye kadar oy kullanmayanları harekete geçirdi. Halk çoğunluğu mülteci krizinde yerleşik partiler tarafından ciddiye alınmadığını hissediyor. Her dört seçmenden biri AfD’nin endişelerini daha iyi anladığını söylüyor. Ancak seçmenin, en azından şimdilik, sorunları olduğu gibi dile getiren bir protesto partisi olduğunu ve çözüm üretemeyeceğini de söylediği yorumları yapılıyor.