Alman yargıçlardan AKP'nin yargıçlarına sert cevap

Alman Yeni Yargıçlar Derneği'nden, AKP'nin kurdurduğu Yargıda Birlik Derneği'ne sert cevap geldi.

Alman yargıçlardan AKP'nin yargıçlarına sert cevap

Alman Yeni Yargıçlar Derneği (Neue Richtervereinigung-NRV), AKP’nin yüksek yargıda egemenlik kurmak için oluşturduğu platformun devamı niteliğindeki Yargıda Birlik Derneği’nin (YBD) kendileriyle görüşme isteğini sert bir mektupla reddetti.

Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) ile birlikte Demokrasi ve Özgürlükler İçin Avrupa Yargıçlar Birliği (Magistrats Européens pour la Démocratie et les Libertés-MEDEL) üyesi olan NRV, kendileriyle görüşme yapmak üzere randevu talep eden YBD’ye sert bir cevapla reddetti.

YBD’yi Türkiye’deki baskıcı uygulamalara ses çıkarmamakla suçlayan NRV, “Bu nedenle, mevcut durumda birçok yargıç ve savcının, bunun Türkiye’nin üstün çıkarlarına uygun olduğu bahanesiyle kendilerini hükümete ve onun temsilcilerine teslim ettiklerini düşünüyoruz” diyerek, temas çabalarını boşa çıkarttığını açıkladı.

Yönetim Kurulu Başkanı Martin Wenning-Morgenthaler imzasıyla YBD Genel Başkanı Birol Kırmaz’a gönderilen cevap mektubunda, “Bu koşullar altında, bizim izlenimlerimize göre, hükümete çok yakın ve sorunun parçası olan bir yargıç örgütü ile temas kurma eğiliminde olmayışımızı anlayışla karşılayacağınızı umuyoruz” denilen açıklamada “Böyle temaslarla örgütünüze tanınırlık görüntüsü verme niyetinde değiliz” ifadeleri kullanıldı.

Gönderilen yanıt mektubunda şu ifadelere yer verildi:

Sayın Kırmaz,

NRV (Alman Yeni Yargıçlar Derneği) temsilcileri ile görüşme isteğinize ilişkin 27 Şubat 2016 tarihli mektubunuz için çok teşekkür ederiz. Umarız isteğinize uygun davranmayışımızı anlayışla karşılarsınız.

NRV, demokrasi ve azınlıkların korunması ve özellikle devletin üçüncü erki olarak yargının bağımsızlığını savunmaktadır. Bize göre yargı, diğer iki erk ile başa çıkabilecek yeterlilikte olmalıdır. Her erkte sahip olduğu araçları kötüye kullanma eğilimi mevcuttur. Bu nedenle, erklerin her tasarrufu, hizmet ettiği toplumun dikkatli bir denetimine tabi olmalıdır. Yargının görevi, hükümeti eleştirilere karşı korumak değil tam tersine yurttaşların temel haklarını korumaktır.

Gördüğümüz kadarıyla, günümüz Türkiyesi’nde bağımsız yargının bu prensipleri hiç bir şekilde hayata geçirilmemektedir. Türkiye’de demokrasi ve hukuk devletinin durumuna ilişkin ürkütücü bilgilere sahibiz.

Hükümet üyelerine ve yüksek bürokratlara karşı soruşturma başlatan yargıç ve savcıların görev yerleri değiştirilmiş ya da meslekten ihraç edilmişlerdir. Onların soruşturmaları, özellikle yolsuzluk iddialarıyla ilgili olanlar düşürülmüştür. Mesleki görevleri kapsamında yasadışı silah kaçakçılığı şüphesiyle bir tırı kontrol eden üç savcı ve bir polis (jandarma komutanı) bir kaç aydır cezaevindedirler.

Muhaliflerin ve Kürtlerin savunmasını üstlenen avukatların kendileri suçlanmış ve tutuklanmışlardır.

Üzüntü verici gidişatı eleştiren gazeteciler ve politik olarak aktif yurttaşlar suçlanmış ve tutuklanmışlar, kamu hizmetlerinden uzaklaştırılmışlardır.

Bütün bu uygulamalara yargıçlar ve savcılar tarafından izin verilmektedir. Bu nedenle, mevcut durumda birçok yargıç ve savcının, bunun Türkiye’nin üstün çıkarlarına uygun olduğu bahanesiyle kendilerini hükümete ve onun temsilcilerine teslim ettiklerini düşünüyoruz.

Bu koşullar altında, bizim izlenimlerimize göre, hükümete çok yakın ve sorunun parçası olan bir yargıç örgütü ile temas kurma eğiliminde olmayışımızı anlayışla karşılayacağınızı umuyoruz. Böyle temaslarla örgütünüze tanınırlık görüntüsü verme niyetinde değiliz.

Saygılarımla,

Martin Wenning-Morgenthaler
Yönetim Kurulu Başkanı