AKP’den şimdi de “İslam Barış Gücü” önerisi

Bağdat’ta 11.si düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeleri Parlamento Birliği (İSİPAB) Konferansı’na katılan Türkiye heyeti “İslam Barış Gücü”, “Ortak Güvenlik Paktı” kurulmasını önerdi. Türkiye heyetinin başkanlığını da yapan AKP Ardahan Milletvekili Orhan Atalay önerisinin bir mekanizma olduğunu, bunun siyasi, diplomatik, ekonomik ayaklarıyla birlikte askeri gücünün olacağını söyledi. Atalay önerinin toplantıda ittifakla kabul gördüğünü bir sonraki... View Article

AKP’den şimdi de “İslam Barış Gücü” önerisi

Bağdat’ta 11.si düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeleri Parlamento Birliği (İSİPAB) Konferansı’na katılan Türkiye heyeti “İslam Barış Gücü”, “Ortak Güvenlik Paktı” kurulmasını önerdi.

Türkiye heyetinin başkanlığını da yapan AKP Ardahan Milletvekili Orhan Atalay önerisinin bir mekanizma olduğunu, bunun siyasi, diplomatik, ekonomik ayaklarıyla birlikte askeri gücünün olacağını söyledi. Atalay önerinin toplantıda ittifakla kabul gördüğünü bir sonraki toplantıda bu konunun uluslararası siyasi ve hukuk komisyonunda ele alınarak genel komite ve nihai bildiriye taşınması konusunda görüş birliğine varıldığını belirtti.

AKP Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, Şanlıurfa Milletvekili Halil Özcan, Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir ve HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan’ın yer aldığı Türkiye heyetinin başkanlığını yapan AKP’li Atalay “İslam İşbirliği diye bir teşkilatımız var. 57 Müslüman ülkenin katıldığı, üye olduğu bir teşkilat. Bu taraftan da 54 ülkenin parlamentolarının katılmış olduğu birlik var. Sadece işi yazılı ya da sözlü tasarılarda bırakmayalım. Bunu fiili bir duruma dönüştürelim, ete kemiğe dönüştürelim buradaki sözlerimizi ya da önerilerimizi, kararlarımızı. Çünkü böyle bir şey yapmazsak 10 yıldır konuşulan şeyleri bu yıl da konuşmuş oluyoruz gelecek yıl da konuşuyor olacağız. Bunun bir anlamı yok.  Külü taşımaktan, aktarmaktan başka bir anlam ifade etmez. Ne yapılabilir sorusu sorulduğunda yapılması gereken şey çok açıktır.  Uzun vadede yani bu topraklar enerji yataklarına sahip olduğu sürece büyük devlet ellerini çekmeyeceğine göre caydırıcı bir güvenlik ya da kuvvet oluşturmamız lazım” sözleriyle önerinin gerekçelerini açıkladı.

AKP’li Atalay Kur’an’daki ayetten ilham almış!

AKP’li Atalay, Kur’an’daki bir ayetin ilham kaynağı olduğunu belirterek söz konusu ayette “Ey Müslümanlar; eğer iki Müslüman grup taraf savaşacak olurlarsa aralarını bulun, ıslah edin, barıştırın. Olabilir ki bir taraf ötekisine karşı azgınlık yapar barışa yanaşmazsa o zaman onuna savaşın ta ki barışa boyun eğene kadar” ifadelerinin yer aldığını söyledi.

Atalay, böyle bir gücün var olmasının başlı başına caydırıcı bir rol oynayacağını söylerken, önerdiği modeli “54 ülke madem buraya üye. Biz aldığımız kararları parlamentolarımıza tavsiyede bulunuyoruz. Ortak bir güvenlik paktı. Bu 54 ülke ortak asker verecekler bir güç oluşacak. Eşit olur, nüfusa göre olur, imkânlara göre olur.  Silahlı bir güç. Nasıl ki biz diyelim ki Afganistan’da askerlerimiz bulunuyor, Bosna Savaşı’nda BM oraya asker gönderdi, başka yerlere BM asker gönderiyor, Güvenlik Konseyi üyeleri asker gönderiyorsa… 54 Müslüman ülkenin ortak bir askeri gücü olduğu zaman, o zaman barışın yolunu daha kısaltabiliriz. Daha kısa sürede barışa ve sonuca gidebiliriz.” sözleriyle açıkladı.

Önerisinin “İslam Ordusu” gibi algılanmasının yanlış olacağını iddia ederek söz konusu mekanizmanın ismine ilişkin “İslam Ordusu demiyoruz. Buna biz İslam Barış Gücü de diyebiliriz” dedi.

“İslam İttifakı” yetmiyor mu?

Aralık ayında Suudi Arabistan öncülüğünde “Teröre karşı İslam İttifakı” adıyla kurulan koalisyonda bazı Arap ülkeleri ve Türkiye dışında Afrika ve Asya’dan da ülkeler bulunuyor.

ABD’nin kurulan Suudi Arabistan merkezli askeri ittifaka ilişkin memnuniyetini ise Savunma Bakanı Ashton Carter “Genel olarak Sünni Arap ülkelerinin IŞİD’le mücadeleye daha büyük katkı sunmaları yönünde bizim teşviklerimizle aynı çizgide.” sözleriyle ifade ederken AKP iktidarının Türkiye’nin ittifaktaki rolüne ilişkin görüşünü de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ‘‘Riyad’da kurulacak mekanizmanın tüm aşamalarında yer alacağız’’ sözleriyle açıklamıştı.

İran ile Suudi Arabistan arasındaki gerginliğin ardından Riyad merkezli bir Sünni cephesi olarak kurulan ittifak Suriye merkezli savaşın büyük bir Sünni – Şii bölge savaşı haline gelmesi tehlikesini de gündeme getiriyor.

Son günlerde İsrail ile Suudi Arabistan ve Türkiye arasındaki gelişen yakın ilişkiler göz önünde bulundurulduğunda Sünni koalisyonun ABD’nin desteklediği İran’a karşı bir cephe olduğu da netleşiyor.

Sünni koalisyon: İsrailli istihbarat şefi 3 yıl önce önermişti

Ortadoğu merkezli bu yeni koalisyon ve ittifak girişimlerine ilişkin arka plan ise 2012 yılında İsrail İç İstihbarat Örgütü’nün (Şin Bet) eski Başkanı Ami Ayalon’un ABD’li televizyon programcısı Charlie Rose’a verdiği röportajda ortaya çıkıyor.

Röportajda Ortadoğu’da İsrail’in güvenliği için Türkiye ve Suudi Arabistan’ın önderliğinde bir Sünni devletler koalisyonu öneren Ayalon “Bir tür Sünni koalisyon oluşturmalıyız… Türkiye, Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan ile. Bunlar, temel çatışmanın İran tarafından yönetildiğini anlayan ülkeler.” İfadelerini kullanmıştı.

Bugün bölgedeki konumlanışlar ve olası bir Sünni – Şii bölge savaşına ilişkin İsrail’in hedeflerini “Ortadoğu’nun geleceğini şekillendirmemiz lazım ve bunu yapmak için de Türkiye önderliğinde Sünni bir koalisyon yaratmamız çok ama çok önemli.  Sünni koalisyonun Türkiye önderliğinde kurulması gerekli. Neden mi Türkiye? Çünkü yönetim tarzı olarak Ortadoğu’ya bir model teşkil ediyor. Türkiye önderliğindeki koalisyona İsrail’in varlığını kabullendirirsek Ortadoğu’da büyük çatışma Sünni – Şii çatışması olur, Filistin – İsrail çatışması değil.” sözleriyle açıklayan İsrailli istihbarat şefi planlarını da  “Kuracağımız Sünni koalisyon ABD ve bizim tarafımızdan destek görecek ve İsrail, İran tehdidine karşı bir güç oluşturmuş olacak. İsrail için önümüzdeki 10 yıl içinde Sünni koalisyonun kurulması çok önemli bir adım olacak. Eğer İsrail İran’a karşı tek başına hareket ederse başarılı olamaz, ama Sünni koalisyon çatısı altında İran tehdidini yok edebilir. Sünni koalisyonla kimi kastediyorum: Gerçek tehdidin Şii İran olduğunu anlayan ülkeler: Suud, Türkiye, Ürdün ve Mısır” sözleriyle ifade etmişti.