AKP'den diğer cemaatlere 'güvence': Siz müsterih olun

Eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, darbe girişimi sonrası başlanan operasyonlarla ilgili olarak diğer cemaat ve tarikatlara 'müjde' verdi.

AKP'den diğer cemaatlere 'güvence': Siz müsterih olun

AKP Ankara Milletvekili ve eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, darbe girişiminin ardından kamuda Gülen cemaatine yönelik başlatılan ‘FETÖ’ operasyonlarıyla ilgili olarak, diğer cemaat ve tarikatlara ‘güvence’ verdi. Akdoğan “Diğer cemaatlerin müsterih olmasında fayda var. Hukuki sürecin muhatabı bu örgüt ve yandaşlarıdır” şeklinde konuştu.

Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan‘ın haberine göre, bir grup gazeteciyle bir araya gelen Akdoğan’ın açıklamaları şöyle:

‘İlk girişim 7 Şubat’

İlk günden itibaren bir gün cunta yapıp ülkeyi esir almak için beslenmiş bir örgüt olduğunu düşünüyorum. Ve buna kamuflaj olarak dini bir maske giydirilmiş. Ak Parti’ye karşı ilk girişim 7 Şubat 2012’de. 2011’in sonunda aralık son haftalarında yaşanan ve bunların deşifre edilmesine neden olan hadiselerden bir tanesi de böcek bulunması hadisesidir. Bugün yaşadığımız darbe son raunt da değildir. Bugüne kadar durmadılar bundan sonra da duracaklarını düşünmüyorum. Benim 2013 Aralık’ta, bu kumpasla ilgili yazdığım yazının çok önemli bir kırılma noktası olduğunu düşünüyorum. Yazımın başlığı, “Ellerinde nur mu var topuz mu” başlığıydı. Bütün oyun planları bozuldu.

‘Başarılı olsa bizi asarlardı’

Bu klasik bir darbe olsaydı belki bizi asarlardı, cezaevine koyarlardı. Ama çocuklarımız kendi hayatlarını yaşarlardı. Bu darbe başarılı olsaydı sadece bizi asmakla kalmazlardı gelecek kuşakları da kaybederdik. Bu devrimsel bir şey; amaçları var olan statükoyu korumak değil, devleti devirmek ve esaret rejimi kurmak. Gülen 40 yıl boyunca ilmik ilmik dokuyor, bir sürü kuruma sızıyor ama hesap edemedikleri, yatırım yapmadıkları bir yer var o da halk. Halk bu kadar darbenin önüne ölümüne atlarken artık kimse darbe marbe yapamaz. Teşebbüs eder ama altında kalır.

‘Bu asalak bir yapı; kendi vücudu yok’

Biz farkındaydık, en azından 2013 yılından beri Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyu işliyor, biz işliyoruz. Hatta bir takıntı gibi algılandı. Birini görevden alıyorsunuz hemen yargıdan dönüyor. Bütün kurumlar aynı şekilde hassasiyetle bu mücadelenin içine girmiyor. Düşünün bir düğmeyle 30 bin öğretmen ataması yapıyorsunuz. Kim bunlar bilmiyorsunuz. Zaten sabıka kaydı olmayan insanlar bu darbeyi yapan insanlar. Kamuya ne kadar adam alırsanız alın ciddi bir güvenlik tahkikatıyla bu işlemlerin yapılması gerekiyor. Bu asalak bir yapı; kendi vücudu yok. Devletin vücudunu kullanarak devlete operasyon çekiyor. Devletin yetkisini ve silahını aldığın zaman adam korkak ve ezik bir şeylere dönüşüyor. Kimse kendi vücudunu bu zombilere kullandırtmamalı.

‘İyi çocuklar döneminin kapanması lazım’

“Bunlar paralelci” dediğimizde, “Nereden çıkarıyorsunuz paralelci olduğunu” deniyordu. “Terörist” dediğimizde, “Elinde silah mı var” deniyordu. Mesela komutanlar diyor ki “Biz sorduk adli müşavire, personele bir şey gelmedi.” Gelmez, zaten onlar paralelciydi. Bunlar böyle iyi adamlar, şunu yapmazlar, bunu yapmazlar gibi müsamaha çok büyük tehlikelere bizi sokar. Ve gördük bunu, bu iyi çocuklar döneminin kapanması lazım.

‘Kimse bunlarla mücadele etmeyi göze alamadı’

Burada temizlenmesi, tasfiye edilmesi gereken bir terörist grup var. Bu yüzden artık kimsenin hiçbir kurumda “ya bunlar iyi çocuklar, vesaire…” bu anlayışın tamamen ortadan kalkması lazım. Benim kanaatim bu işi aslında herkes biliyordu ama kimse bunlarla mücadele etmeyi göze alamadı. “Bunlar temizlenemez, mücadele edilemez” gibi bir algı oluşmuş. (Ordu için de geçerli mi bu?) Bütün kurumlar için geçerli. “Bunlar o kadar güçlü ki, her tarafa sızmış ki nasıl mücadele edeceğiz” düşüncesinin yıkılması gerekiyor. Bu mücadeleyi kurumlar kendi yapamadı ama Tayyip Erdoğan yapacak. Nasıl 17 Aralık darbe girişimini ancak Erdoğan gibi birisi savuşturabilirdi, bu temizliği de ancak Tayyip Erdoğan yapabilirdi.

‘Diğer cemaatler müsterih olsun’

Görevden alınanlar, uzaklaştırılanlar; böyle baktığımızda bunların ailesi var, çocuğu var, bunları görünce üzülen insanlar olabilir ama bu süreç kılı kırk yaran bir hassasiyetle yürütülüyor. Onlar daha önce kumpaslar kurarak insanlara zulmettiler. Zulmettikleri için duvara tosladılar. Biz bu süreci zulmetmeden, hukuk içerisinde yönetiyoruz. Ah vah edenlerin bunlar başarılı olsaydı ertesi gün belki binlerce insanın öldürüleceği, asılacağı bir tablo oluşacağını da unutmaması lazım. Tabi bunlar farklı cemaatler içine de sızmışlar. Bu noktada diğer cemaatlerin müsterih olmasında fayda var. Hukuki sürecin muhatabı bu örgüt ve yandaşlarıdır.