8 Ağustos 1928 - İyi ki doğdun Edip Cansever

8 Ağustos 1928’de İstanbul’da doğdu.

8 Ağustos 1928 - İyi ki doğdun Edip Cansever

8 Ağustos 1928’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi. Kapalıçarşı’da turistik eşya ve halı ticareti yapmaya başladı. 1976’dan sonra yalnızca şiirle uğraştı. Bodrum’da tatildeyken beyin kanaması geçirdi, tedavi için getirildiği İstanbul’da 28 Mayıs 1986’da yaşamını yitirdi.

Mendilimde Kan Sesleri

Her yere yetisilir
Hiçbir seye geç kalinmaz ama
Çocugum beni bagisla
Ahmet Abi sen de bagisla
Boynu bükük duruyorsam eger
Içimden öyle geldigi için degil
Ama hiç degil
Ah güzel Ahmet abim benim
Insan yasadigi yere benzer
O yerin suyuna, o yerin topragina benzer
Suyunda yüzen baliga
Topragini iten çiçege
Daglarinin, tepelerinin dumanli egimine
Konyanin beyaz
Antebin kirmizi düzlügüne benzer
Gögüne benzer ki gözyaslari mavidir
Denize benzer ki dalgalidir bakislari
Evlerine, sokaklarina, kösebaslarina
Öylesine benzer ki
Ve avlularina
(Bir kuyu halkasiyla sikistirilmistir kalbi)
Ve sözlerine
(Yani bir cep aynasi alim-satimina belki)
Ve bir gün birinin adres sormasina benzer
Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne
Camcinin cam kesmesine, dülgerin rende tutmasina
Öyle bir cigara yakimina, birinin gazoz açmasina
Minibüslerine, gecekondularina
Hasretine, yalanina benzer
Anisi issizliktir
Acisi bilincidir
Biçagi gözyaslaridir kurumakta olan
Gülemiyorsun ya, gülmek
Bir halk gülüyorsa gülmektir
Ne kadar benziyoruz Türkiye’ye Ahmet Abi.
Bir güzel kadeh tutusun vardi eskiden
Dirsegin iskemleye dayali
— Bir vakitler gökyüzüne dayali, derdim ben —
Cigara paketinde yazilar resimler
Resimler: cezaevleri
Resimler: özlem
Resimler: eskidenberi
Ve bir kasin yukari kalkik
Sevmen acele
Dostlugun çabuk
Bakiyorum da simdi
O kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.
Ve zaman dedigimiz nedir ki Ahmet Abi
Biz eskiden seninle
Istasyonlari dolasirdik bir bir
O zamanlar Malatya kokardi istasyonlar
Nazilli kokardi
Ve yagmurdan islandikça Edirne postasi
Kil gibi ince Istanbul yagmurunun altinda
Esmer bir kadin sevmis gibi olurdun sen
Kadinin ütülü patiskalardan bir teni
Upuzun boynu
Kirpikleri
Ve sana Ahmet Abi
uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki
Sofrani kurardi
Elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardi
Cezaevlerine düssen cigarani getirirdi
Çocuklar dogururdu
Ve o cocuklarin dunyayi düzeletecek ellerini islerdi bir dantel gibi
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar…
Bilmezlikten gelme Ahmet Abi
Umudu dürt
Umutsuzlugu yatistir
Diyecegim su ki
Yok olan bir seylere benzerdi o zaman trenler
Oysa o kadar kullanisli ki simdi
Hayalsiz yasiyoruz nerdeyse
Çocuklar, kadinlar, erkekler
Trenler tiklim tiklim
Trenler cepheye giden trenler gibi
Isçiler
Almanya yolcusu isçiler
Kadinlar
Kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
Ellerinde bavullar, fileler
Kolonyalar, su siseleri, paketler
Onlar ki, hepsi
Bir tutsak agaç gibi yanlis yerlere büyüyenler
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dagilmis pazar yerlerine benziyor simdi istasyonlar
Ve dagilmis pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli degil
Bir caz müzigi gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kisa
Iste o kadar.

Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
Dis degil, tirnak degil, bir mendil niye kanar
Mendilimde kan sesleri.