4 Şubat 1987 - Aziz Nesin, kendisine 'vatan haini' dediği için Kenan Evren aleyhine tazminat davası açtı.

Aziz Nesin, kendisine 'vatan haini' dediği için Kenan Evren aleyhine tazminat davası açtı.

4 Şubat 1987 - Aziz Nesin, kendisine 'vatan haini' dediği için Kenan Evren aleyhine tazminat davası açtı.

Aziz Nesin dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren hakkında manevi tazminat davası açtı.

Ankara Dokuzuncu Asliye Hukuk Mahkemesi’nden 4 Şubat 1987’daki başvuruya jet yanıt geldi: Ret. Mahkemenin 10 Şubat’ta gösterdiği gerekçe Cumhurbaşkanlarının sadece vatan hainliği suçlamasıyla yargılanabileceğiydi.

Oysa Aziz Nesin’in tazminat isteme nedeni Kenan Evren’in kendisine ve kendisiyle aynı dilekçeye imza atan 1382 kişiye daha “vatan haini” demesiydi. Söz konusu dilekçe 15 Mayıs 1984 tarihinde 1383 aydının “Türkiye’deki demokratik düzene ilişkin gözlem ve istekler” başlığını verdikleri metindi. “Aydınlar dilekçesi” olarak da bilinen metinle alakalı Kenan Evren, Manisa’da yaptığı bir konuşmada “Biz çok aydın gördük, vatan hainliği yaptılar. Son Padişah Vahdettin aydındır. Ama memleketi düşmanlara teslim etti. Ben ne yapayım öyle aydını?” demesi üzerine Aziz Nesin, “Vahdettin’in aydın olup olmadığı tartışılır ama devlet başkanı olduğu kesindir” yanıtını verdi.

Manevi tazminat davası kabul edilmemesi Aziz Nesin’i durdurmadı. Ret kararını Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi 27 Nisan 1987’da “Cumhurbaşkanının yurt gezisi sırasında yaptığı açık hava toplantılarında ‘aydınlar dilekçesi’ ile ilgili olarak görüş açıklamasının görevi ile ilgisi olduğu kuşkusuzdur” diyerek Ankara Dokuzuncu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yukarıdaki kararını onadı.

Aziz Nesin bu kararı alıp Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Ancak bireysel başvuruda kurumları dava edebileceği için Türkiye Devleti’nden şikayetçi oldu. “Aziz Nesin Türkiye’ye Karşı” olarak adlandırılan dava usul yönünden reddedildi.