2016'ın ilk üç ayında 415 işçi yaşamını yitirdi

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin yayınladığı rapora göre, ocak, şubat ve mart aylarında iş kazaları sonucu en az 415 işçi yaşamını yitirdi.

2016'ın ilk üç ayında 415 işçi yaşamını yitirdi

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin yayınladığı rapora göre, ocak, şubat ve mart aylarında iş kazaları sonucu en az 415 işçi yaşamını yitirdi. Her 5 işçiden biri inşaat sektöründe çalışıyordu.

İş cinayetlerinin en fazla meydana geldiği dönem

Sözcü’den Mehtap Ö. ERTÜRK’ün haberine göre, 2016 yılının ilk üç ayı, 2012 yılından bugüne iş kazaları sonucu ölümün en fazla meydana geldiği bir dönem olarak tarihe geçti. 2015’e ait iş kazaları istatistikleri henüz açıklanmadı. Ancak, 2014 verilerine göre Türkiye’de her gün ortalama 172 iş kazası oluyor. DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası’nın İşçi Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Sinem Derya Çetinkaya, yargıda işçinin sosyal statüsü göz önünde bulundurularak ‘sebepsiz zenginleşmeye yol açar’ iddiasıyla manevi tazminatın düşük tutulması yönünde içtihat geliştirildiğine dikkat çekti. “Kolunu bacağını kaybeden işçi için 50-60 bin TL’lik tazminatlar yüksek bulunuyor” diyen Çetinkaya, “Kazaların meydana geldiği inşaat şirketleri ve kurumsal olmayan diğer şirketler bu uzun yargılama süresinden de yararlanarak faaliyetini durdurabiliyor veya isim değişikliğine gidebiliyor” dedi.

İş kazası davaları 5-6 yılda sonuçlanıyor

İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin işverenler için her zaman feragat edilebilecek, önem sırasında epey gerilerde yer alan bir masraf kalemi olarak görüldüğünü ifade eden Çetinkaya, “Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmak, işçilere işverenler tarafından bir lütufmuş gibi sunuluyor, oysa sağlıklı ve güvenli çalışmak bir haktır” dedi.  Yargılamaların çok uzun sürmesinin de hak aramayı engellediğini belirten Çetinkaya, SGK’nın iş kazası ve maluliyet tespitinin 2-3 yıldan önce bitmediğini, iş kazası davalarının ortalama olarak 5-6 yılda ancak sonuçlandığını kaydetti.

İşçi ölümleri en çok inşaat sektöründe

Son 4 yılda işçi ölümlerinin en çok yoğunlaştığı iş kolu ise inşaat sektörü oldu. 2014 yılında inşaat işkolunda ölen işçi sayısı oranı, aynı yıl ölen toplam işçi sayısının yüzde 22’sini, 2015 yılında inşaat işkolunda ölen işçi sayısı oranı, aynı yıl ölen toplam işçi sayısının yüzde 24’ünü oluşturdu. Nitekim, 1 milyon 614 bin 501 işçinin çalıştığı inşaat işkolunda sadece 43 bin 530 sendikalı işçi bulunuyor. Yüzde 97.29’unun sendikasız olduğu inşaat işkolunda 7 sendika bulunuyor.

İş güvenliği önlemleri ile sendikal örgütlenme arasındaki bağlantıya dikkat çeken Çetinkaya, örgütlü olan işçinin çalışma ortamındaki iyileştirmeler için bireysel değil toplu bir biçimde hareket edebilme ve hak talebinde bulunabilme cesaretine sahip olduğuna dikkat çekti.
Sendikanın işçiler için bir güvence olduğunu dile getiren Çetinkaya, “Sendikalı işçi mutlaka sendikal eğitimlerden geçer. Böylece haklarını bilen ve arayan bir bilince sahip olur. Güvencesiz sendikasız işçi ise işverenin dayattığı bütün ağır, sağlıksız güvensiz çalışma şartlarına sendikalı bir işçiye nazaran daha zor karşı durabiliyor” değerlendirmesi yaptı.