10 Ekim davasında üçüncü gün: Katliam sanığı "Bakanlıktan gelip nasıl ifade vereceğimi söylediler" dedi

102 kişinin yaşamını yitirdiği 10 Ekim Ankara Katliamı'nın pazartesi günü başlayan davası bugün devam etti.

10 Ekim davasında üçüncü gün: Katliam sanığı

102 kişinin yaşamını yitirdiği 10 Ekim Ankara Katliamı’nın pazartesi günü başlayan davası bugün devam etti.

İlk celseye Gaziantep’ten SEGBİS yöntemiyle bağlanan tutuklu sanıklar Abdülmuttalip Demir, Talha Güneş ve Abdulhamid Boz bugün duruşma salonuna getirildi. 1’inin öldüğü iddia edilen 36 sanıklı davada sanıklardan 15’i tutuklu, 4’ü tutuksuz, 16’sı firari durumda bulunuyor.

‘İfadelerinizi aynı kişi mi yazdı’ tepkisi

Davanın bugünkü celsesinde, dün ifade veren Yakup Şahin’in tutuklu yeğeni Hakan Şahin savunma yaptı.

Siyasi Haber‘den aktarılan habere göre, Hakan Şahin’in bir gün önce ifade veren amcası Yakup Şahin gibi savunmasını kağıttan okuması üzerine salondan “İfadeni yazan, Yakup’un ifadesini yazan kişi mi?” sesleri yükseldi. Amcası gibi iddiaları reddeden ve polisler tarafından kandırılarak ifadenin imzalatıldığını iddia eden Hakan Şahin, katliamın organizatörü olduğu belirlenen ve polis operasyonunda öldüğü belirtilen Yunus Durmaz’ın bilgisayarında çıkan belgelerde kendisiyle ilgili yer alan ifadeleri yalanladı.

Şahin, belgelerde yer alan Hakan kod isimli kişinin kendisini olmadığını, zaten kendi ismi Hakan olduğu için bunun mantığa aykırı olduğunu söyledi.

“Aracı üstüme aldığımda eylem planı yoktu”

Yine katliamın kilit isimlerinden olan ve polis operasyonunda ölü ele geçirilen Halil İbrahim Durgun’a ait olduğu iddia edilen Citroen marka 27 AVH 70 plakalı araca ilişkin savunma yapan Hakan Şahin, canlı bombaların Ankara’ya taşındığı belirlenen aracı amcasının isteği üzerine üstüne aldığını söyledi. Amcası sanık Yakup Şahin’in yeşil kartını kaybetmemek için aracı üzerine alamadığını, bunun üzerine aracı kendi üzerine aldığını iddia eden Hakan Şahin, “Amcam olduğu ve bir kötülük gelmeyeceğini düşündüm, aracın devrini üzerime aldım. Aklıma farklı bir şey gelmedi. Aracın olayda kullanılacağını önceden bilmiyordum. Ben arabayı 2-3 ay önce aldım, iddianamede eylemin bir gün önce planlandığı yazıyor. Ben aracı aldığımda eylem planı yoktur” dedi.

Mağdurlardan sanığa: Sen katilsin

Katliam günü sağlık sorunları nedeniyle Ankara’da bulunduğu iddiasını yineleyen Şahin, kan hastalığı olduğunu savundu. Şahin, “Tedavi amaçlı olarak 8 Ekim’de Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne geldim. Bir otele yerleştim. Cuma günü akşama doğru muayene oldum. Hiçbir şekilde keşif amaçlı Ankara’ya gelmedim” diye konuştu.

Şahin’in “Hiçbir TC vatandaşının ibadet şekli herhangi bir örgüte yaftalanamaz. Ülkemizde ibadet özgürlüğü var, ben bir müslüman olarak ülkemizdeki bulunan…” sözleri üzerine duruşmayı izleyen mağdurlar, “Sen müslüman değilsin. Müslümanım deme, sen bir katilsin” diye bağırdı. Bu sırada salonda gerginlik yaşandı. Mahkeme Başkanı ve müşteki avukatların araya girmesiyle mağdurlar sakinleştirildi. Hakan Şahin, tahliyesini talep etti.

“İfadem öncesinde bakanlıktan ziyaretime geldiler”

Mahkeme Başkanı da Hakan Şahin’e daha önce verdiği ifadelerde tutuklu sanık Abdulmüttalip Demir ve Halil İbrahim Durgun’u tanıdığını, Durgun ile para ilişkisi olduğunu anlattığını hatırlattı. O ifadede savcıya “Beni Ankara’ya Halil İbrahim Durgun gönderdi. Ankara’ya git. İki kişi gelecek, onları karşılayacaksın. Yakup Şahin de gelecek. 50 bin TL para var bu işin ucunda dedi. Halil bana 100 TL verdi” dediğini belirten Mahkeme Başkanı, Yunus Durmaz’ın evinden çıkan notlarla bu ifadelerin örtüştüğünü, Durmaz’ın evinde kendisine harç, eczane ve harçlık ödemelerinin yazılı olduğu notlar bulunduğunu söyledi.

Bunun üzerine Şahin, ifadeyi bu şekilde polislerin telkiniyle verdiğini iddia ederek, “Belgeleri gösterip ‘bu şekilde ifade verirsen 3-5 yıl yatar çıkarsın’ dediler. Ben de bu şekilde salladım. Pişmanlık Yasasından yararlanacağım söylendi. Bu tür söylemlerde bulundular. Cezaevine gelenler de oldu. Bakanlık tarafından gönderildikleri, gizli oldukları söylendi. Savcılıkta söylemem gerekenleri anlattılar” dedi. Diğer sanıkları tanımadığını savunan Hakan Şahin, Yunus Durmaz’ı da tanımadığını iddia etti.

“IŞİD üyeleri namaz kıldığım için iftira attı”

Çapraz sorguda çelişkili ifadeleri dikkat çeken sanık Şahin, avukatların neden araç kiralamaya çalıştığı sorusuna kız arkadaşıyla gezmek için araç kiraladığı yanıtını verdi. IŞİD üyelerinin kendilerine iftira atmasına neyin sebep olduğu sorusuna ise Şahin, “IŞİD üyeleri namaz kıldığım için bana iftira atmış olabilir” cevabı verdi. Verdiği yanıtların çelişmeye başlamasının avukatlarca da fark edilmesi üzerine Şahin, sorulara yanıt vermek istemediğini söyledi. Ancak avukatların sorularını cevaplamaya devam eden Şahin, sanıklardan Yakup Yıldırım’ı mahalleden tanıdığını, hemen her gün görüştüklerini söyledi. Bunun üzerine Şahin, avukatların “Madem arkadaşsınız Yakup Yıldırım neden sana iftira atsın” sorusunu “Belki polislerin istediğini vermiştir” diye yanıtladı.

Aileleri salon girişinde engellemek istediler

Duruşma öncesi adliye önünde kısa bir açıklama yaptıktan mahkeme salonuna giden aileler ise engellemeyle karşılaştı. Polislerin aileleri içeri sokmak istememesi üzerine aileler, sanıkları göstererek, “Onlar buraya dizilmiş bizi almıyorlar” diye tepki gösterdi. Tepkilerin artması üzerine aileler içeri alındı. Mağdur avukatları ise sorumlu emniyet görevlileri hakkında işlem yapılmasını istedi. Avukatların bu talebi zapta geçti.

“Annem IŞİD saflarında”

 

Mahkeme başkanının ardından mağdur-müşteki avukatları sorularını yöneltti. Ardından sanık Halil İbrahim Alçay’ın sorgusu tamamlandı. Sanık Resul Demir’in ve Sanık Hacı Ali Durmaz’ın sorguları yapıldı. Mahkeme başkanının soruları bitti, avukatlar sorularını yönelteceği sırada sanık Durmaz “ben avukatların soracağı hiçbir soruya cevap vermeyeceğim” dedi. Bunun üzerine sanığın CMK müdafiliğini üstlenen avukatı “avukatlar çok fazla soru soruyor, ikiden fazla soru sormasınlar” dedi. Mahkeme başkanı ise “öyle bir usul olamaz, avukatlar sorar sen soruyu duyunca cevap vermeyeceğim dersin” dedi.

Hacı Ali Durmaz Av. Nuray Özdoğan’ın sorusuna “Mesleğim bilgisayarcılıktır. Daha önce bunun eğitimini aldım tam işe başlayacakken IŞİD’e katıldım. Babam 2006 yılında Antep’te vefat etti. Annem ise şu an IŞİD saflarındadır” dedi.

Beyaz eşya yüklü kamyonla patlayıcı geldi

Av.Nuray Özdoğan canlı bombaların çıktığı Antep’te bulunan Alyaz Sitesi’nin görüntülerini göstererek sanıktan kişileri tespit etmesini istediğinde sanık hiçbirini tanımadığını, kendisine ait görüntülerin ise kendisine ait olmadığını iddia etti.

Av. Hasan Hüseyin Evin’in “kaldığınız evde bulunan bombalar eve nasıl ve kimler tarafından getirildi” sorusuna cevaben, “Gaziantep Emniyet patlamasından sonra evimize beyaz eşya yüklü bir kamyon yanaştı. Evdeki patlayıcılar da onunla gelmiş olabilir” dedi. “IŞİD’in terör örgütü olduğunu kabul ediyorum. Ankara patlamasını gördüm. Abime kızdım neden böyle yaptınız diye ama ben de arandığım için bir şey yapamadım polise gidemedim” dedi.

2 avukat daha çekildi

10 Ekim davasına CMK ile zorunlu olarak sanıklara müdafi olarak atanan 2 avukat daha davanın üçüncü gününde, sanıkları savunmak istemediklerini beyan ederek davadan çekildiklerini açıkladı.

Dava duruşması yarın saat 11’de 4’üncü celsesi yapılmak üzere sona erdi.